Holistik Yalınlık

Çiçekleri, Tarifleri Ve Görsel Anlamda Kendisini Mutlu Eden Her Şeyi ‘Mimozalar Ve Lor Peyniri’ Kitabında Anlatan Edwına Sponza’Nın Yaratıcılığı Sadelikle Yakalayan Stilini Mercek Altına Alıyoruz.

SADELİĞİ en rafine ve zarif şekilde uygulayan ve benim için her zaman özel bir yere sahip Edwina Sponza’yı Bebek’te yeni taşındığı evinde ziyaret ediyorum. Yüksek enerjili ve güler yüzlü karşılamasının ardından yeni çıkan ve çok merak ettiğim ‘Mimozalar ve Lor Peyniri’ adlı kitabını sorarak başlıyorum sohbete: “Bu kitap aslında en yakın arkadaşlarım için bir Noel hediyesi olacaktı. Onlarla beraber geçirdiğimiz zamanları, davetleri, yemekleri derleyip toplayıp kitap haline getirerek en yakın dostlarıma hediye edecektim. Fakat sonra ekiple bir araya gelince iş büyüdü ve ortaya ‘Mimozalar ve Lor Peyniri’ çıktı.

mimozalar-ve-lor-peyniri
Edwina Sponza’nın ‘Mimozalar ve Lor Peyniri’ kitabı ve kendi tasarımı olan Sponza yüzükler.

Kitap günlük hayatımı, yapmayı sevdiğim şeyleri, görsel anlamda beni mutlu edenleri ve tabii ki sevdiğim yemekleri içeriyor. Gwyneth Paltrow’un ‘It’s All Good’ kitabından esinlendiğim, Kinfolk tarzında ve o renklere sahip bir kitap olsun istedim. Buna bir yaşam tarzı kitabı da diyebiliriz aslında. Elbette tarifler var ama bu daha çok bir ‘günlük hayat’ kitabı gibi. Mesela hayatımın en önemli şeylerinden biri olan çiçeklerle ilgili paylaşımlar da yer alıyor içinde. Kısacası beni yansıtan çok güzel bir hatıra oldu bu kitap.”
Kitabın raflarda yerini almasının ardından Sponza’nın yeni projelerini dinliyoruz: “Şu anda tek projem ve tutkum, yoga. Uzun zamandır yapıyorum. 2015’te eğitmenlik yapmaya başladım ve şu anda bütün vaktimi buna harcıyorum. İyi bir yoga eğitmeni olmak, ileride kendi yoga stüdyomu açmak istiyorum. Bu sebeple eğitimlerime devam ediyorum.” Yaptığı işlerde ilhamını sanattan, istikrarlı ve başarılı dostlarından,  hayallerinden ve hep sesini dinlediği kalbinden aldığını dile getiriyor Sponza be başarısını ise şöyle açıklıyor: “Genel anlamda organize, disiplinli ve çalışkan bir insanım. Lise veya üniversitedeyken mesela sabaha karşı saat kurar, sessizlikte sınava çalışırdım. Her zaman yapılacaklar listem vardır. Çocuklarla da hayatım böyle. Haftalık programları hep belli ve yazılıdır. Sorumluluklarımı bilen biriyim ve eğer elde edilmesi gereken bir şey varsa hayatımda, bunun için çalışmam gerektiğini bilirim ve ona göre hayatımı düzenlerim.”

edwina-sponzaHer daim tarzıyla konuşulan bir isim olan Edwina Sponza’nın moda tutkusu, yaşlanınca bile onun gibi olmak istediği annesiyle başlamış aslında; “Hep bir tarzım vardı ve sanırım bu pek değişmiyor. Modada tek tip olmayan kıyafetleri, zamansızlığı tercih ederim. Trendleri takip eder ve bana uyan şekliyle değerlendiririm. Şıklığı sadelik, yerine göre giyinme ve yaratıcı olmakla tanımlarım.” Dünyada Cate Blanchet, Caroline de Maigret, Barbara Martelo, Alexa Chung, Kate Moss; Türkiye’deyse Aylin Benardete, Lian Kebudi, Ezgi Apa, Ece Sükan ve Fatoş Yalın gibi kadınların stilini çok beğendiğini de ekliyor sözlerine. Edwina Sponza’nın gardırobundaki kurtarıcı parçalara göz attığımızda karşımıza iki ana parça çıkıyor: Bunlar Chanel deri  ceket ve Yves Saint Laurent blazer. Alışverişe çıkması gerektiğinde eğer Türkiye’deyse Beymen’in yolunu tutuyor. Bavulunun yoga tatili için her zaman hazır olduğunu, New York’un da alışveriş ve yoga için harika bir şehir olduğunu belirtiyor.

Sponza elbette internetten de alışveriş yapıyor ve bunun için Net-a-porter ve MyTheresa’nın sayfalarını ziyaret ediyor. Dünyaca ünlü mücevherler yaratan bir ailenin ferdi olarak kişisel tercihleri neler diye merak ediyoruz. “Ben mücevheri ve takıp takıştırmayı çok severim. Özellikle yazın, bileğimde, boynumda hep bir şeyler vardır. Cartier, Boucheron ve vintage Bulgari favorilerim. Modern şeyleri sevmem, daha vintage parçaları tercih ederim.” Sohbet sırasında ikram ettiği yaban mersinli, yulaflı kurabiyeleri büyük bir keyifle yerken spor ve beslenme alışkanlıklarını sormadan edemiyoruz. “Asla olmayan bir şey yok benim soframda. Maalesef hala et ve balık  tüketiyorum ki, aslında bir yoga hocası olarak bırakmam gerek. Daha ayurvedik  beslenmeye çalışıyorum ama uyabildiğim kadar uyuyorum. Sebze sularım hep var  hayatımda. Meyve, sebze, badem sütü, yoğurt, yulaf ve ananas da her zaman evimizden eksik olmaz. Akşam erken saatlerde yemek yerim. Saat 18.00’den sonra meyve ve salata tarzı çiğ besinler tüketmem. Spor ise herkeste olduğu kadar var hayatımda. 42 yaşındayım ve sağlıklı olabilmek için gerekli olduğu kadar spor yapıyorum. Fitness ve koşu sevdiğim sporlar arasında. Ama en önemlisi yoga ve kardiovasküler aktiviteler. Bir de baş aşağı duruşu her gün var pratiğimde. Kan akışını değiştirmek, hayata biraz tersten bakmak da çok işe yarıyor bence!”. Son olarak Edwina Sponza için güzel bir günün neyi ifade ettiğini sorduğumuzda şöyle bir bakış açısıyla karşılaşıyoruz: “Yoga yapabildiğim, koştuğum ve belki bir akşamüstü kokteyli içmeye vaktim olduğu her gün benim için güzel bir gün.”