Göklerin Çağrısı

Al bayrağın manevi gücünü göklere taşıyan Savaş Helikopter Pilotu Yelda Gargun, aldığı çetin askeri eğitimin ve edindiği operasyonel deneyimlerin ardından başladığı sivil havacılık sektöründe ilk ve tek kadın helikopter pilotu olarak güven ve disiplin çerçevesinde, unutulmaz uçuş deneyimleri yaşatıyor.

Uçmak seyahat etmenin en hızlı yollarından biri kabul edilir ve akla ilk uçaklar gelir. Yüksek yolcu kapasiteleriyle ihtişamlı büyük uçaklar bulutların üzerinde bir uçuş deneyimi yaşatır. Oysa kişiye özel ve sadece sizin için organize edilmiş bir helikopter uçuşunun verdiği heyecan ise benzersiz anlara şahitlik eder. Türkiye’nin eşsiz doğasının en güzel manzaralarına kuşbakışı bir uçuş deneyimi yaşatan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekli olmasının ardından sivil havacılığa geçen, sektöründe ilk ve tek kadın Helikopter Pilotu Yelda Gargun, gökyüzünde unutulmaz anlar yaşamanın coşkusuna imza atıyor. NG Phaselis Bay Otel’de de helikopter pilotluğu yapan Gargun ile havacılık tutkusu, eğitimi ve yaşadığı deneyimler hakkında sohbet ettik.

Sizinle röportaj yapmak heyecan ve gurur verici…

Beni davet ettiğiniz için ben teşekkür ederim.

Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

İki kız kardeşiz. Aramızda üç yaş var. Mutlu bir aile ortamında büyüdük. Babam Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görevli astsubay, annem ev hanımıydı. Babamın görevi nedeniyle farklı il ve ilçelerde yaşadık. Eğitim hayatımız farklı okullarda devam etti. Ailecek her gittiğimiz şehre adapte olduk ve güzel ülkemizin farklı kültürlerini tanıma fırsatı bulduk.

Disiplinli bir hayatınız mı oldu?

Annem çok pozitif, çalışkan, girişimci, kendini yenileyen, öğrenmeye açık ve disiplinli bir kadındır. Odamızın, kişisel eşyalarımızın düzeninden, ev işlerine yardıma, izin alıp arkadaşlarımızla beraber program yaptığımızda, eve döneceğimiz saatte evde olmamıza dek sözümüze sadık olmamızı bekler, gecikmemiz olacak ise mutlaka kendisini haberdar etmemizi isterdi. Babam da anneme her konuda yardımcı ve destek olurdu. Bazen bizimle çocuk olur eğlenceli oyunlar oynarlardı. Evde ip atlamaktan tutun da bilgi yarışması tadında, araştırmacı yönümüzü harekete geçirecek konularda konuşurduk. Şimdi iş hayatımda belirli bir konuma gelmişken, geçmişe dönüp anne babamın bu tutumunu değerlendirdiğimde, aslında bize o yaşlarımızda öz disiplinimizi verdiklerini, her ortama çabuk adapte olmamızda babamızın görevi nedeniyle farklı şehirlerde yaşamış olmamızın etkisi olduğunu anlıyorum. Annemizin bizi yönlendirdiği halk oyunları ve spor branşları gibi etkinliklerde aldığımız ödüller, kazandığımız başarılar ve kendimize olan güvenimizi artıran eğitimler hayatımızdaki başarımıza da katkı sağladı. Hep başarılı ve mutlu çocuklar olduk.

Havacılığa olan ilginiz nasıl başladı?

Aslında çocukken havacılığa özel bir ilgim yoktu. Ben ortaokulu Ankara’da okudum. Okul çıkışında bir gün eve dönerken, Gülhane Askeri Tıp Akademisi öğrencilerinden iki kız öğrenci gördüm. Üniformalı olmaları dikkatimi çekmişti ve çok hoşuma gitmişti. Eve gelince babama “Kadın askerler var mı?” diye sordum. Kendisinin asker olması nedeniyle, mesleki yönden varsa yaşadığı zorlukları konuşmak öğrenmek istedim. Kara Harp Okulu’na girdikten sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde helikopterleri gördükten ve öğrenciyken bir tatbikatta helikopter ile uçtuktan sonra helikopter havacılığına ilgim ve sevgim başladı.

Eğitiminiz hakkında bilgi verir misiniz?

Babamın atama gördüğü yerlere göre ilkokulu Tekirdağ ve Kahramanmaraş’ta, ortaokulu Ankara ve Bayburt’ta, liseyi de İzmir Karşıyaka Gazi Lisesi’nde bitirdikten sonra üniversite sınavına girdim. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’ni kazandım. Aynı zamanda Kara Harp Okulu’na da başvurum oldu. Kara Harp Okulu’nda eğitim almak için üniversite sınav sonucu puanımıza göre yapılan sıralamanın yanında, spor testleri ve mülakat sonuçlarına göre de öğrenci seçimleri yapılacaktı. Spor testlerinde koşu, şınav, mekik, barfiks çekme gibi dayanıklılık testleri yapıldı. Sözlü mülakata katıldım ve en son kabul komisyonuna girdiğimde, karşımda Yaşar Büyükanıt generali gördüm. Kendisi o zaman Kara Harp Okulu Komutanı’ydı ve spor testlerinde en yüksek puanı aldığımı söyleyerek beni tebrik etmiş, öğrenci seçmelerini başarıyla tamamladığımı söylemişti.