Seçkin Koleksiyonların Mimarı

Vizyoner kişiliğiyle Anadolu kültürünü dünya modasına taşıyan başarılı Moda Tasarımcısı Dilek Hanif, Türk moda tarihinin öncüleri arasında yerini alıyor.

Moda tasarımcısı, girişimci, anne ve kültür elçisi misyonuyla her detayda mükemmelliği arayan Dilek Hanif, adını taşıyan saygın, global bir markanın da kurucusu. Osmanlı’yı hayatının özünde gören ve kendine özgü stiliyle sentezleyerek çağdaş, feminen bir çizgiyi sergileyen Hanif, couture tasarımlarıyla kadın giyimini şık bir zarafetle sunuyor.

Tekstil ile tanışmanız nasıl oldu, ilginizi nasıl fark ettiniz?

Benim tekstil ile tanışmam çok küçük yaşlarda oldu. Tekstil bizim aile mesleğimizdi. Annemin bir butiği vardı, ilkokul yıllarında okuldan çıkıp önce oraya gider sonra eve dönerdim. Çünkü en sevdiğim yer orasıydı. Benim için çok eğlenceliydi, büyük keyif aldığım bir alandı.

Bu sizi nasıl etkiledi?

Annem  hep çalışan bir insandı, uzun yıllar mağazacıydı, butiği vardı ki hala da öyle. Ürün alıp satardı. Yıllar içinde erkek kardeşim de bu işe girişti. İmalat yapıp yurt dışına ihracat yapıyordu. Böyle bir ailede büyüyünce, tekstil sektörünün de içinde oluyorsunuz, sektörü tanıyorsunuz. Tekstil size yabancı gelmeyen bir iş oluyor.

Tasarımcı yönünüz nasıl doğdu?

O doğuştan gelen bir yetenek. Resim okulda en iyi dersimdi. Okullar arası yarışmalarda hep ödül alırdık. Yani benim resimlerim ödül alırdı. Dolayısıyla o yetenek bende doğuştan olan bir şeydi ama diğer taraftan da işin içinde büyümek ve satışından, imalatına atölyelerde işin her detayını görmek, hissetmek ve çok sevmek ile gelişti.

Kendi tasarımlarınızı yapmaya nasıl başladınız?

Sonraki yıllarda işe ara verdim, evlendim, çocuklarım oldu, biraz uzak kaldım. Ancak çok özlediğimi, tekrar yapmak istediğimi hissettiğimde tekrar başladım. Aslında tasarım yapmamın sebebi, işi çok sevdiğimden, annem ile beraber ürün almaya gittiğimizde hiçbir zaman tam olmasını düşündüğüm gibi kıyafetleri bulamıyor olmamızdı. Toptancılardan ürün seçiyor ve belli markaları satıyordunuz o zaman, Türkiye’de bunun eksik olduğunu gördüm. Hazır giyim üzerine kendi tarzımda bir şeyler yapmak istiyordum ve erkek kardeşimden de atölye işleyişini bildiğim için bir yer açmaya karar verdim. Küçük bir atölye ile başladı serüvenimiz.