İlk bestesini 14 yaşında yapan, ilk albümüne 18 yaşında hayat veren Kenan Doğulu, muhteşem eserleriyle hayatımıza ve duygularımıza dokunmaya devam ediyor.
Müziğe olan ilginiz, yeteneğiniz nasıl keşfedildi?
Aslında babam müzisyen olduğu için müzikle iç içe büyüdüm. 5 yaşında konservatuarda piyano, flüt ve gitar eğitimi aldım. Müziği bir kariyer olarak görmeye başladığımda Kültür Koleji’nde öğrenciydim. Yaşım 14’tü ve müdürümüz benden okul adına yarışmalara katılacak bir grup oluşturmamı istedi. Zaten müzik eğitimi almaya devam ettiğim için bu görev beni çok heyecanlandırdı. Çokça ödül kazandık. Milliyet Şarkı Yarışması’nda aldığımız dereceler beni profesyonel olarak bu işi yapmaya niyetlendirdi diyebilirim. O zamana kadar hep yazar, gazeteci veya avukat olmayı istermişim gibi geliyordu. Ama seyircinin gösterdiği reaksiyon, çevredeki takdir ve ilgi beni harekete geçirdi.
Eğitiminiz hakkında bilgi verir misiniz?
5 yaşındayken konservatuarda piyano eğitimi almaya başladım. Piyanonun yanı sıra flüt ve gitar çalmayı da öğrendim. Liseyi Kültür Koleji’nde okudum. Amerika’da New Hampshire’daki Hesser College’ın iletişim bölümüyle üniversite hayatıma başladım, ancak eğitimim sırasında Türkiye’ye döndüm ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde eğitimime devam ettim.
İlk bestenizi hangi yaşta yaptınız? İlk albümünüz ne zaman çıktı?
İlk bestemi 14 yaşımda yaptım. “İstanbul Kovboyları” isimli şarkımı hiç yayınlamadım. 18 yaşında ilk albümüm “Yaparım Bilirsin” çıktı.
Doksanlarda Türk popunun temelini oluşturan çok değerli bir sanatçısınız. O günden bugüne Türk popunda neler değişti? Pop müziğin hayata bakışınıza etkileri ne oldu?
Doksanlı yıllar tek kanalla geçen uzun bir zamanın ardından özel TV’lerin art arda açılmaya başladığı bir dönemdi. Şimdiyse her şeyin tamamen dijitalleştiği bir boyuta geldik artık. Doksanlarda insanlar arası kutuplaşma böylesine derin değildi, müziğin bireyselleşmesiyle biraz kendi kabuğuna çekildi herkes. Monoton ve sıradan bir hale dönüştü pop müzik. Duyduğumuz her şey birbirine benziyor. Bu durumu beslemek yerine daha alternatif durmaya, çeşitlilik yaratmaya gayret etmeliyiz diye düşünüyorum.
Müziğinizin yanında şarkı sözlerinizde de herkes kendinden bir şeyler buluyor. Bu unutulmaz sözler kağıda nasıl dökülüyor, duygularınız nelerden besleniyor?
Neşeli ve eğlenceli insanlarla olmayı,o şekilde bir hayat sürdürmeyi çok seviyorum. Gülmeyi, iyi düşünmeyi ve pozitif olmayı hep kendime kaynak olarak belirlemeye çalışıyorum. Kendi yaşantımdan ve çevremdeki her şeyden ilham alıyorum.
Sizi sahnede izlemek bir ayrıcalık… Bu başarıyı yakalamanızın sırrı, sizi farklı kılan nelerdir? Konserlerinize nasıl hazırlanıyorsunuz?
Sahneyi, müziği, eğlenmeyi ve eğlendirmeyi çok seviyorum bu sevginin de seyirciye iyi geldiğine inanıyorum. Haberleri, olayları, sanat dünyası ve trendleri takip ediyorum. Bu şekilde yaşamak için zaman zaman bazı değişiklikler yapmam gerekiyor ancak yerinde sayabilecek bir insan değilim. Önce insan olarak sonra da işimde yeni neler yapabilirim, hem kendimi hem dinleyicilerimi daha fazla nasıl memnun edebilirim diye formüller bulmaya çalışıyorum. İşimi çok seviyorum ve kalbimden nasıl gelirse öyle şekillendirmeye çalışıyorum.