Fadik Sevin Atasoy ile Muse 90401 “Bir Esin Perisi’’ni, Broadway öncesi İstanbul’da özel bir gösterimde sergiledikten kısa bir süre sonra bir araya geldik. Her daim hayallerinin peşinden gittiği kariyer yaşamı, özel hayatı, hedefleri ve hayallerine odaklandığımız bir sohbeti paylaştık.
Atv’de yayınlanan ‘Kardeşlerim’ dizisinde hayat verdiği ‘Şengül’ karakteriyle ekranların en çok konuşulan isimlerinden olan Fadik Sevin Atasoy, kendine has oyunculuğuyla her geçen bölüm izleyicileri, kendine daha da hayran bırakıyor. Ama şu sıra ünlü oyuncunun kariyerinde çok önemli şeyler oluyor: Fadik Sevin Atasoy’un yazıp oynadığı, dünya prömiyerini Amerika’da yapan MUSE 90401 “BİR ESİN PERİSİ”, dünyanın en büyük tek kişilik oyunlar festivali ‘United Solo Performans Festivali’nde ödül için sahneye çıkacak. 2021 yılında Boulder Festivali’nden “En İyi Yapım” ödülü ile dönen MUSE 90401 “BİR ESİN PERİSİ”, bu kez de ABD Broadway’de ödül için yarışacak. Altın Küre Ödülleri Başkanı Aida Takla’nın ‘dâhiyane bir oyun’ dediği MUSE 90401 “BİR ESİN PERİSİ”, Broadway öncesi, İstanbul’da seyirci karşısına çıktı ve büyük beğeni topladı. Hâl böyle olunca
da elbette röportajımıza bu önemli proje hakkındaki görüşlerini sorarak başlayalım.
Büyük bir başarıya imza attınız. Ülkemizi uluslurarasında öne çıkaran bu oyundan bahsedebilir misiniz?
Muse 90401 oyununu İngilizce yazıp premierini Los Angeles’ta gerçekleştirdim. Sonrasında ise Birleşik Krallık, Colorado, Danimarka ve Avusturalya’da yurtdışı festivallerinde oynadık. Her ne kadar ABD ‘de doğmuş bir oyun olsa da oyuncusu ve yazarı olduğum bu oyun Türkiye topraklarından beslenmektedir. Oyunun anlatım tarzını UNESCO tarafından milli mirasımız sayılan Meddah üslubunda yarattım. Bu anlamda sanatsal açıdan özgünlüğümüzle, yurtdışında bir fark yarattığımızı da gördüm.
Bu başarı size ne hissettirdi?
Newyork ‘taki festival bizim için çıtanın en üst noktası. Festivale seçilmiş ve ödül için değerlendiriliyor olmak beni çok gururlandırıyor. Hiç bir başarı tek başına olmuyor. Bu süreçte bize en çok destek verenler T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığımız oldu. ABD ‘de tek kişilik bir oyunla sahnede bir başıma olsam da ardımda dev gibi bir memleketim var. Heyecanlı ve şükran doluyum.
Biraz sizi tanımak istiyoruz. Siz hayatınızla ilgili kritik kararlar alırken mantığınızla mı, yoksa duygularınızla mı hareket edersiniz?
İkisi ile de değil, bir üçüncüsü ile yaparım tercihlerimi. Uzun yıllardır yoga, meditasyon mistisizm ve okültizmle ilgileniyorum. Benim ‘iç ses’ diye tanımladığım, Psikanalist Jung’un kolektif bilinçaltı, mistiklerin ise ‘yüksek benlik’ adını verdiği tarafımla yaparım seçimlerimi. Yaşamın bana sunduğu işaretlerin peşine düşerim, onları dinlerim. Aklımı ise bir navigasyon olarak kullanırım, performanslarıma da duygumu katarım. Rahmetli babamı kariyer meleğim olarak görüyorum.
Her işimden ve tercihimden önce bana bir işaret vermesi için ona dua ederim, şimdiye kadar sorduğum tüm sorularıma hep yanıt aldım ve her seferinde o yolda ilerledim. Ben insanların bu dünyadan ayrıldıkları zaman bile sevdiklerini bırakmadıklarına inanıyorum, aramızda sadece bir tül perde var, ben o perdeyi hep açık tutma arzusunda oldum.
Sizi tanıdıkça ortaya çıkan ve dahi karşınızdakini şaşırtan bir özelliğiniz var mı?
Mesela bir yazar olarak büyük bir hayal gücü denizinde istediğim her şeyi yazıyor ve yaratıyorum, yönetmen olarak yapımdaki yüzlerce kişiye liderlik yapıyor, sürekli bir sorun çözüyorum, oyuncu olarak ise kendimin dışında birçok karakterin hayatını yaşıyorum. Gerektiğinde uçak kullandığım oldu, silahla vuruldum, traktörle tarla aştım, kayalıklardan, çatılardan atladım ama tabii ki ölmedim.