Ülkemizde, Sonbaharı En Şık, Adına Yakışır Şekilde Karşılayacağınız Doğa Parkı, Yedigöller’dir. Bolu’ya 42 Kilometre Uzaklıktaki Bu Milli Park, Bitki Çeşıtliliği Ve Sunduğu Eşsiz Manzaralar İle Mutlaka Ziyaret Edilmeyi Hak Ediyor.
YÜRÜYÜŞ, insan sağlığına en faydalı etkinlik olarak ilan edileli çok olmadı. Eğer yürümekten başka spor tanımıyorsanız, Yedigöller sizin için gerçek bir cennet. Yedigöller Milli Parkı’na girmeden önce ilk işiniz “Kapankaya Manzara Seyir Yeri”ne çıkmak olsun. Burası, gölleri ve eşsiz peyzaj güzelliklerini seyredebileceğiniz en iyi yer.
Yedigöller’i bir sonbahar güzelliği haline getiren özelliği ise, karışık ağaçlı ormanı. Kışın yapraklarını dökenlerle dökmeyen ağaçlar, bir arada. Bu yüzden, özellikle sonbaharda, yeşilin her tonuyla karışan turuncu ve alaca renkler, manzaraya sulu boya tablo havası veriyor.
Göller, aralarında 100 metre kadar yükselti farkı bulunan iki plato üzerine yerleşmiş. Ortalama 780 metre yükseklikte olan platodaki göllerin en büyüğü Büyükgöl. Bu gölün en derin yeri 15 metre. Büyükgöl, Yedigöller’de canlı alabalık yetiştirilmesi için damızlık amaçlı kullanılıyor. Ülkemizde ilk alabalık üretme istasyonu 1969 yılında burada kurulmuş.
Bölgede göreceğiniz başlıca ağaç türleri şunlar: Kayın, gürgen, meşe, kızılağaç, akçaağaç, karaağaç, titrek kavak, sarı ve kara çam, köknar, fındık, ıhlamur ve dişbudak. Porsuk gibi nesli azalmakta olan ağaç türleri de var. Ama sakın Porsuk ağacının minik kırmızı meyvelerinin cazibesine kapılıp da yemeye çalışmayın. Zehirlenirsiniz! Porsuk meyvesi insanlar için zehirli ve risklidir. Yedigöller’e gittiğinizde yanınızda mutlaka bir ağaç atlası bulundurun. Gördüğünüz ağaç ve bitkileri bu sayede daha kolay tanıyabilirsiniz.
Bölgede yaban hayvanlarından ayı, domuz, kurt, tilki, sansar, sincap, geyik, karaca ve tavşan da var. Ayrıca yabani ördek, yabani güvercin ve keklik de görebilirsiniz. Ama bu tür canlılarla karşılaşma olasılığını artırmak için orada kamp yapmalı ve mutlaka bir gece geçirmelisiniz.