“Tasarımcı eli değmemiş gibi gözüken, zamansız evler yapıyorsanız, o zaman gerçekten iç mimarlık yapıyorsunuz demektir.” Mekan tasarımlarında önceliği gerçek bir hikâye yazmak olan Hakan Helvacıoğlu’nun rafine stili.
Okuduğunuz kitaptaki duygu durumu, yazarıyla bir anda yakınlaştırır sizi. Bu hissi, içinde bulunduğunuz mekandan da alırsınız. Doğru mekandaysanız, her bir obje daha önce hep yanınızdaymış gibi gelir, ailenizin bir parçasıymış gibi yakınlık kurarsınız onlarla. Kendinizi rahat ve huzurlu hissedersiniz, mekanla konuşursunuz adeta. Mimarinin ya da mekan tasarımının doğruluğunu sorgularken, aslında bu özellikler size yanıt verir. Hakan Helvacıoğlu imzasını taşıyan tüm mekanlardan da işte bu tadı, bu lezzeti alırsınız. Her projesi bir modacı titizliğiyle mekanın üzerine göre ölçülendirilmiş ve giydirilmiş gibidir. Hiçbir yerinde potluk göremezsiniz bu dikişin, çünkü kıyafetin her bir kupu, drapesi ince ince hesaplanmış ve bedene oturtulmuştur. Bu ustalığın nedenini merak edenler için tasarımcıyı, onu en doğru anlatanyerde, Tepebaşı’ndaki evinde ziyaret ettik. Gerçek bir İstanbul aşığının stiline, hayat görüşüne ve profesyonel hayatını şekillendiren çocukluk yıllarına doğru küçük bir yolculuğa çıktık.
Almanya Köln doğumlusunuz. Aslında bunu bilmesek de bir Alman ekolü ile karşı karşıya olduğumuzu hissettiriyorsunuz? Bunun sebebi nedir sizce?
Alman eğitimi aldığınızda kuralların aslında insanların hayatını kolaylaştırdığının bilincine varırsınız. Kurallara asla reaksiyon duymaz, bunun konforunu yaşarsınız. Herkes kurallara uyarsa zaten ortada problem de kalmamış olur.
Endüstri ürünleri tasarımı okudunuz, dolayısıyla her şeye bütün olarak bakmak bu formasyonun bir sonucu mu?
Marmara Üniversitesi’nde Endüstri Ürünleri Tasarımı okudum ama Viyana’da sahne sanatları eğitimi aldığım için sahne, dekor, kostüm, ürün tasarımı, dans ve sanat tecrübelerimle her şeye daha geniş perspektiften bakabiliyorum. Hem sanat eğilimim ve deneyimim hem de üretimde deneyimim var ve bunu pratiğe dökebildiğim zaman her şeyi üretebileceğimi, tasarlayabileceğimi düşünüyorum. Her üretim tasarım olmadığı gibi, her tasarım da elbette üretilemiyor. Bunun tekniklerini bilmek gerekiyor. Ben sadece mekanı tasarlamıyorum, mekandaki her bir birimi tasarlamayı ve üretmeyi seviyorum.
Sizin mekanlarınızda gerçek bir modacı titizliği var. Adeta mekan için özel bir elbise diker gibi bütünsel bir dil yakalamaya çalışıyorsunuz projelerinizde.
Bu yaklaşım sanırım dekor ve kostüm eğitimimle ilgili. Örneğin kumaşı ve halıyı çok seviyorum. Belki de bir tasarımcı olarak benim en sevdiğimi malzeme kumaştır. Dikiş de dikebilirim. Aslında modacı ya da endüstri ürünleri tasarımcısı gibi değil, öz tasarımcı olarak bakıyorum yaptığım işe ve o titizlikle yaklaşıyorum mekana.