Sağlık Olsun

Nöroloji Uzmanı Doktor Melek Altın Ertan, hayatın şifrelerinin beslenmeden uykuya, spordan sanata, yaşamın her anında saklı olduğunu söylüyor.

Toplum sağlığının kişilerden başladığını ve sağlıklı yaşamın beslenmeden uykuya, spordan sanata geniş bir yelpazede saklı olduğunu Nöroloji Uzmanı Doktor Melek Altın Ertan kendi yaşamıyla bizlere gösteriyor. Beyine olan hayranlığını her fırsatta vurgulayan Ertan, tıp ve felsefenin ardından sosyoloji alanında eğitim almaya devam ediyor. Eskişehir’deki özel kliniğinde hastalarını kabul ederken, onlarla detaylı sohbetler ederek tanı koymaktan ve tedavilerini gerçekleştirmekten büyük haz alıyor.

Tıp eğitiminizde Nörolojiyi dalına neden yöneldiniz?

Çocukluğumdan beri ‘ben doktorum’ hissi varmış yüreğimdeki ilkokulda beş yıl Kızılay kolu başkanı oldum. Ecza dolabında Batikon, oksijenli su, pamuk, yara bandı bulundurur, okulun bahçesinde düşüp dizini, kolunu incitenlere ilk pansumanı ben yapardım. Birçok farklı meslek hayalinin sonrasında soluğu tıp fakültesinin önünde aldım. Tüm organlara, sistemlere ayrı ayrı hayran kaldım ama beyin beni her zaman cazibesine çekti. Beyin muhteşem bir organ. O yönetici, gizemli, teknolojik olarak en çok rol model alınan organımız. Hayatın ve ruhun gizemi!

Nöroloji hekimliği size neler kattı, 2003 yılında gönüllüsü olduğunuz Kızılay günlerinizden bu yana hastalarınızın şikayetlerinde büyük değişimler oldu mu?

23 yaşında başladım nöroloji branşında asistanlığa ve o gün bugündür nöroloji hekimliği yapıyorum. Çocuk denecek yaşta, ciddi rahatsızlıkları olan yaşlı hastalara baktım, tedavi etmeye, rahatlatmaya çalıştım. Bu da benim genç yaşlarımda farkındalığımın artmasına ve erken olgunlaşmama neden oldu. Ayaklarımın yere sağlam basması bu durumun avantajıydı, aşırı realist olmam ise dezavantajım oldu. Kızılay’da gönüllü olarak çalıştığım dönemde, pozisyonel olarak daha önce tanık olmadığım hastalara ve yaşamlarına tanık oldum. Yardımlaşmanın doyumsuzluğunu orada keşfettim sanırım. Hastalarım; hastalıklarına, bedenlerine ve sağlıklarına karşı artık daha bilinçli ve daha ilgililer.

Baş ağrısı, migren, unutkanlık, demans gibi sıkça duyduğumuz rahatsızlıklar arttı mı?

Evet arttı. Yaşam şartlarının giderek zorlaşması. Kişilerin stres kaynaklarının artması, beden ve ruh sağlığı için gereken zamanı bulamaması nedenlerden bazıları. Ayrıca doğal besleyici yiyecekler kısıtlı. Uyku kalitemiz de bozuk ve spor yapmıyoruz. Masa başına mıhlandık kaldık çoğumuz. Ancak uzun ve kaliteli yaşayalım diyorsak mutlaka uyku, spor ve beslenmeye dikkat etmeliyiz.