‘Güneşin Kızları’ Dizisiyle Kalbimizde Bir Süredir Boş Olan Tahta Oturan Tolga Sarıtaş, Yeteneğiyle İlgiyi Ve Hayranlığı Fazlasıyla Hak Ediyor. Gördüğümüz En Güzel Mavi Gözlerin Sahibi Bu Genç Adamı Yakından Tanımayı Kim İstemez Ki…
KABUL EDELİM, Tolga Sarıtaş son dönemin en merak edilen isimlerinden biri. Bir defa çok yakışıklı, popüler ve gerçekten yetenekli… İlk dergi röportajını bize vermesinin de haklı gururunu yaşıyoruz. Gelelim çekim gününe: Her zaman olduğu gibi tüm ekip hazır şekilde onu çekim yapacağımız otelin süitinde bekliyoruz. Tam zamanında kapıdan içeri giriyor; tek boş gününü bize ayırsa da bu sıcak gülümsemesine engel değil. Hemen yeşil çay istiyor ve çekime başlıyoruz. Siz onu rolünden dolayı daha duygusal yönüyle görmeye alışıksınız ama Tolga Sarıtaş neşeli ve eğlenceli biri. Onu güldürmek zor olmuyor ve çekim boyunca bol bol kahkaha atıyoruz. Bu konulara girmeyi pek sevmese de, aşk hayatıyla alakalı çok merak edilen bir sorunun cevabını kendisinden öğrenebiliyoruz ve şimdi sizi daha fazla merakta bırakmamak için aradan çekiliyoruz.
Aslında Muhteşem Yüzyıl’daki ‘Şehzade Cihangir’ karakteriyle hayatımıza girdiniz ama ‘Güneş’in Kızları’ dizisiyle popülerliğiniz zirve yaptı. Bu kadarını bekliyor muydunuz? Şu an neler hissettiğinizi merak ediyoruz açıkçası.
Popülerlik ve zirve… Bunlar benim kendimle ya da yaptığım işle ilgili kullanabileceğim tanımlamalar değil. İçinde bulunduğum işin izleyici tarafından sevilmesi tabii ki çok güzel. Canlandırdığım karakter olan Ali’nin de bu kadar sevilmesi adına bir şey söylemem gerekirse, elbette çok mutluyum! İşini çok iyi yapmaya çalışan biri olarak, karşılaştığım ilgi ve sevginin verdiğim emeklerin en güzel karşılığı olduğunu düşünüyorum.
Yakışıklısınız o ayrı mesele ama asıl herkes sizin ne kadar yetenekli olduğunuzdan bahsediyor. Hele o ağlama sahnelerinde pek zorlanmıyorsunuz sanırız…
Yakışıklı olduğumun düşünülmesi tabii ki beni mutu ediyor. Yakışıklılık ve güzellik, göreceli kavramlar herkesin bildiği gibi ama yetenekli olduğumdan bahsedilmesinin beni daha mutlu ettiğini burada söylemek isterim. Yetenek nasıl ölçülür “Az-çok’’ neye göre belirlenir; bunu ben bilmiyorum. Ama şunu biliyorum ki, ben işimi yapmayı çok seviyorum; daha iyisini yapmak için çok çalışıyorum, dolayısıyla da ağlama sahnelerinde sizin zannettiğiniz kadar zorlanmıyorum. Kolay bir şey olmadığını kabul ediyorum; senaryoda o sahneyi okurken benim çoğunlukla zaten gözlerim doluyor. Sahneyi çekerken de o hissiyatı tamamen serbest bırakıyorum.
Sizi dizide sık sık şarkı söylerken de görüyoruz ve bizce bu alanda da başarılısınız. Müzik konusunda kariyer yapmayı düşündünüz mü hiç? Yoksa hobi deyip geçelim mi?
Böyle bir kariyer planım yok. Ali; travmaları olan, iç dünyası çok karmaşık, kendini ifade etmekte bazen sorunlar yaşayan bir karakter. Senaristlerimiz Deniz Dargı ve Cenk Boğatur ve yapımcımız İnci Gündoğdu onun karakterinin duygusal yanını açığa çıkarmak için böyle bir fikir geliştirmişler, benimle de paylaştılar. Şarkı söylemeyi sevdiğimi ve elimden geleni yapacağımı söyledim. İşte, Tolga’nın değil ama “Ali”nin şarkıcılık kariyeri böyle başladı.
Peki, diziye dönecek olursak; sette ortam nasıl? En iyi kimlerle anlaşıyorsunuz?
Tabii ki doğal olarak oyuncu arkadaşlarımla çok iyi anlaşıyorum. Neredeyse günün 10-12 saatini beraber geçiriyoruz ama sadece oyuncu arkadaşlarım değil, yönetmenimiz Sadullah Çelen ve tüm ekip arkadaşlarımla da birbirimizi seviyoruz. Arada anlaşmazlıklar ve sürtüşmeler olsa da aynı ailemizle olduğu gibi bunlar da kısa sürede unutuluyor.
Sürekli dizideki rol arkadaşınız Hande Erçel ile aşk yaşadığınız söyleniyor ve her kafadan bir ses çıkıyor. Artık buna birinci ağızdan açıklık getirsek…
Bu soruyu mesleki bir iltifat olarak alıyorum ve bizi birbirimize yakıştıran herkese çok teşekkür ediyorum. Senaryoda yazılan o güçlü aşkı ben ve Hande olabildiğince inandırıcı biçimde canlandırabildik ki, ilk günden itibaren bu yakıştırma yapılıyor. Beni ve onu ayrı ayrı ve de çift olarak ne kadar çok seven, takip eden insan olduğunun farkındayım. Bu büyük sevgi ve destek için onlara çok teşekkür ediyorum. Birazcık onları üzeceğim ama rol arkadaşımla gerçek hayatta duygusal bir ilişkim yok.
Biraz aşka değinecek olursak, ilişkide zor bir adam mısınız?
Zor muyum, kolay mıyım bilmiyorum ama gerçek aşka inanıyorum.
Formda görünüyorsunuz, sporla aranız nasıl? Ya da beslenmenize dikkat ediyor musunuz?
Yoğunluktan dolayı düzenli spor yapamıyorum ama fırsat buldukça yürüyorum ve koşuyorum. Spor yapmayı severim, beslenmeme çok dikkat etmiyorum.
Instagram’da takipçi sayısınız 1 milyon 200 bin. Neredeyse Chris Hemsowrth’unki kadar!
Sizce neden bu kadar çok kişi sizi takip ediyor?
Bu soruyu aslında onlara sormak lazım! Sevdiğim bir anı paylaşmak için fotoğraf koyuyorum. Bu paylaşım ne kadar çok insanla birlikte oluyorsa değeri de o kadar artıyor benim için.
Haftanın altı günü çalıştığınızı söylemiştiniz, peki ya o çok kıymetli tek boş gün genellikle nasıl geçiyor?
O çok kıymetli bir gün olduğu için “kıymetlilerimle” geçiriyorum. Aileme ve arkadaşlarıma zaman ayırıyorum. Biraz da uyumaya tabii…