Kaliteli ve nitelikli mekânlar tasarlama odaklı kuruluş felsefesiyle Yüksek Mimar Ali Osman Öztürk ve eşi İlgiz Öztürk tarafından kurulan A Tasarım Mimarlık, kendi alanlarında geniş tecrübeye sahip genç, dinamik ekibiyle, yurt içinde ve yurt dışında başarılı mimari projelere imza atıyor.
Farklı ölçeklerdeki farklı konulara eş zamanlı olarak proje hizmeti veren A Tasarım Mimarlık kurucusu Yüksek Mimar Ali Osman Öztürk, çalışmalarını Ankara ve İstanbul ofislerinde sürdürüyor. Ana çalışma alanlarını karma kullanım, konut, ticaret, ofis, sağlık, ulaşım, konaklama, kültür ve eğitim projelerinin oluşturduğu A Tasarım, büyük ölçekli projelerde uzman bir firma. Deneyimlerini uzman ekibiyle buluşturan Öztürk, yapıları yakın çevreleriyle birlikte tasarlama ve kentsel yaşama dahil etme konusuna büyük önem veriyor. Yüksek Mimar Ali Osman Öztürk ile 25’inci yılına giren A Tasarım ve mimarinin günümüze yansımaları konusunda bilgiler aldık.
Mimarlık mesleğini seçmeye nasıl karar verdiniz? Mimariye olan ilginiz nasıl başladı?
Ailemde hiç mimar yoktu. Lise son sınıfta aile dostumuz Vecihi Bey ve resim öğretmenim Gönül Hanım’ın yönlendirmesi ile mimarlık mesleğine merak ederek yöneldim. Ama çocukluğumdan beri de yapılara karşı hep bir ilgim olmuştur.
A Tasarım Mimarlık ne zaman, hangi felsefeyle kuruldu?
A Tasarım 1997 yılında kuruldu. Bu yıl 25 yaşındayız. Mimarlık meslek pratiği içinde, kaliteli ve nitelikli mekânlar tasarlama odaklı kuruluş felsefemiz, bizim hala ilk motivasyon kaynaklarımızdan biridir.
A Tasarım Mimarlık’ın yerel ve uluslararası kapsamda çalışma alanları nelerdir? Yurt içi ve
yurt dışında gerçekleştirdiğiniz projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Ekip olarak, yurt içi ve yurt dışı kentsel ve kamusal nitelikli projeler üretimi kapsamında çalışmalarımıza tüm enerjimiz ve hızımızla devam ediyoruz. Karma kullanımlı projeler (ofis, konut, ticari fonksiyon vb.) yoğun olarak üzerinde çalıştığımız alanlardır.
Yapıların yakın çevreleriyle birlikte algılanması ve bunun tasarıma, kentsel yaşama katkıları konusunda neler düşünüyorsunuz?
A Tasarım olarak, insanları buluşturan kamusal mekânlar oluşturmak istiyoruz. Zaten benim yüksek lisans tezimin konu başlığı da “Bir buluşma mekânı olarak kent” idi. Biz mimarlar kente müdahale ettiğimiz her yapımız ile aslında o kentin ve kentlinin kaderini değiştirirken, ayrıca o yapının çevresinin de gelişimi ve değişimini başlatıyoruz. Bu değişimin pozitif bir seyirde gitmesi için projelerimizi her yönüyle düşünüyor ve tasarlıyoruz.
Sürdürülebilirliğin mimariye etkisi, katkısı nedir? Kış bahçeleri ve teras uygulamalarının günümüz mimarisindeki önemi nedir?
Karbon ayak izini en aza indirgeyecek mimari çözümler, bu çözümlere göre malzeme seçimleri ve kullanımları, ileri yapım teknikleri, tekrar kullanım (re-use) gibi başlıklar sürdürülebilirliğin mimariye en önemli etkileridir. Zaten pandemi sonrası balkon, teras ve kış bahçesi kullanım ihtiyacı, konut çözümlerinde olmazsa olmaz bir talep haline gelmiştir.
Ödül alan projeleriniz oldu mu, hangileri?
Ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödülle dönen projelerimiz var. Birkaçını sıralayabiliriz. Mesa Koza 66 konut projemiz, Dünya Mimarlık Ödülleri – Tamamlanmış Konut Binaları kategorisinde, Kuzu Kumru konut projemiz Dünya Mimarlık Ödülleri – Tamamlanmış Konut Binaları, IPA (Uluslararası Gayrimenkul ödülleri) Çok Katlı Konut ve Sign of the City – En İyi Çok Katlı Konut kategorilerinde, Maidan projemiz yine Dünya Mimarlık Ödülleri – Tamamlanmış Ofis Binası ve EPA (Avrupa Gayrimenkul ödülleri) – En İyi Ofis Mimarisi kategorilerinde, Atakule projemiz Sign of the City – En İyi Yerel Merkezli AVM kategorisinde, Armada projemiz ise ICSC (Uluslararası Alışveriş Merkezleri Derneği) – En
İyi Alışveriş Merkezi Ödülü’nü alan projelerimizdir.