Cenk R. Girginol ‘Kahve Topraktan Fincana’ kitabının yazarı. Kahve biyografisi olarak yazılan ilk ve tek Türkçe kitap olma özelliğini taşıyan uluslararası ödüllü kitabını derin bir kahve tutkusuyla hayata geçirmiş.
UNESCO’nun 500 yıllık kültürel mirasımız olarak tescillediği kahvenin dünyaya tanıtılması, bilinirliliğinin artması için çalışmalarını tutkuyla sürdüren Cenk R. Girginol, cezve üreticisinden fincan üreticisine özel bir ürün olan Türk kahvesine ve kahveye olan ilgisini aldığı eğitimler ile destekleyerek profesyonel hayatına yön vermiş. Kendini kahveyi öğretmeye, konuşmaya, sevdirmeye sonuna kadar adayan Cenk R. Girginol ile kendisi ve 9. baskısını yapan, Gourmand World Cookbook Awards ödüllü kitabı ‘Kahve Topraktan Fincana’yı konuştuk.
Kahvenin yolculuğuna katılmanız nasıl oldu?
Uluslararası bir firmada çalışırken gelen bir iş teklifi ile kahve sektörüne geçiş yaptım. Çocukluğumdan beri çay içmeyen biri oldum hep. Haliyle kahveyi severek içerken gelen teklif cazip geldi ve 2002 yılında beri sektördeyim.
Aile şirketiniz ve markanız hakkında bilgi verir misiniz?
4. kuşak olarak araba ve V kayış, aksam üzerine ihtisas yapmış bir firma idik. Ben işi devam ettirmeyip kahveyi kendime kariyer edinince 2010 yılında ailem, şirketimizi bana devir ve emanet etti. Kahve makineleri alanında İsviçre, İtalya ve Hollanda’dan Türkiye distribütörlüklerimiz mevcut. Ayrıca kahve kavurma ile birçok ünlü markanın ve işletmenin Private Label olarak kendi özel harmanlarını yapıyoruz. Kendimize ait ‘Albero del Caffe’ markamız ile de perakende ve kahve severlere hizmet vermeye devam ediyoruz.
Kahve sizin için ne ifade ediyor?
Kahve hem tutku, hem de hayatımın içinde olmazsa olmazım. Zaten bu şekilde yaşamıyor olsaydım bu noktaya gelmemiz mümkün olmazdı. Her fincandaki kahveden (tabi iyi yapılanı kastediyorum) keyif almasını bilen biriyim. Sadece boğazımdan geçsin de fincanımı bitireyim değil, belki de işim gereği ağızıma aldığım her yudumu tüm detaylarıyla analiz etmeye çalışıyor, alacağım keyfi artırma gayreti içine giriyorum. Bunun için ki yazılarımın sonunda hep klişe cümlem olarak kullanırım; “Kahve, mutluluk verir”.
Kitabınız nasıl doğdu?