Kütahya’nın genç gurur kaynaklarından Recep Tula, dört yaşından bu yana aldığı yüzme eğitimi ve paralimpik branşındaki başarılarıyla adından söz ettiriyor.
Katıldığı yarışmalarda Paralimpik branşında verdiği güçlü mücadele ile birçok ödül kazanan Recep Tula, doktor tavsiyesiyle kaslarını güçlendirmek için başladığı yüzme sporunu tutkuya dönüştürmüş. Sosyalleşmenin, başarmanın verdiği mutluluğu tatmanın, düzenli ve sağlıklı yaşamanın hayatına kattığı doygunluğu doyasıya yaşıyan paralimpik yüzücü Recep Tula’ya başarısının hikayesini ve hedeflerini sorduk.
Kaç yaşındasınız, yüzmeye hangi yaşta, hangi amaçla başladınız?
17 yaşımdayım. Yüzmeye doktor tavsiyesi ile dört yaşımda başladım. Bu noktalara gelebileceğimi hiç düşünmezdim. Rehabilitasyon ve ampute bacağımdaki kasları güçlendirme amaçlı başladım. Günden güne daha iyi yüzdüm. Benden büyüklerle yarışarak, antrenman yaparak, hırs ve azimle dolu bir şekilde yola çıktım ve bugünkü konumuma geldim. Şu anda 100’ün üstünde madalyam, bir kupam ve Türkiye birinciliklerim var.
Yüzme sporuna başlamanızın hayatınıza ve eğitiminize katkıları neler oldu?
Yüzmek benim hayatımı her anlamda çok etkiledi. Hatta şöyle söyleyeyim ki yüzmek benim hayatım oldu. Bana sosyal çevre kazandırdı ve farkındalık oluşturmama olanak sağladı. Diğer yandan da eğitimime büyük destek sağlayan Kırdar Bilgiören Koleji’ne burslu girmeme olanak sağladı. Orada kendimi hem spor anlamında, hem akademik anlamda, hem de sanat anlamında geliştirme imkanı buldum. Bugün bunları yazabiliyorsam hep yüzmem sayesindedir.
Engelliler Umut Spor Kulübü bünyesinde Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü antrenörleri gözetiminde sürdürdüğünüz çalışmalarınız doğrultusunda katıldığınız yarışmalar oldu mu?
İlk katıldığı yarışıma 2016 yılında Sakarya’daki TBESF oldu ve benim için gerçekten korkunç bir deneyimdi. “Korkunç bir deneyimdi” diyorum çünkü ben henüz 11 yaşımdaydım ancak yanımdaki rakiplerimin yaşları 28 ile 36 arasındaydı ve onlar iri yapılı, kaslı adamlar. Tabii ki başlangıçta şok olmuştum ve biraz güvenim kırılmıştı ama buna rağmen dördüncü olmayı başardım. O yarışma benim için bir dönüm noktası oldu. O gün kararımı vermiştim, onları geçmeli ve birincilik kürsüsüne ben çıkmalıydım. Durmadan, azimli bir şekilde çalıştım. 2019’da Trabzon’da ilk birinciliğimi elde ettim. Sonunda çabalarım sonuç vermişti ama yetmezdi. Uluslararası İstanbul Boğazı’nda yarışa katıldım ve sekizinci oldum. O da yetmedi Çanakkale Boğazı’nda da yarıştım ve ikinci olup ilk kupamı aldım. Daha da iyisini yapmalıydım ve milli takıma girip ülkemi temsil etme görevini de üstlenmeliydim. Şu an hala bu amaç uğruna durmadan çalışıyorum ve başarana kadar da başardıktan sonra da devam edeceğim. Tabii bu zamana kadar yanımda olan kulübüm, antrenör Hatice Kaplan her zaman yanımda oldu ve gelişmem için en az benim kadar çaba harcadı.