Öykü, Başkaldırı ve Sanatın Buluşması

Tasarımcı Ceren Dabag yeniliklere açık yapısıyla her bir tasarımında farklı bir yolculuğa çıkıyor.

Aydınlatma ve takı tasarımları eşliğinde çekim yaptığımız genç tasarımcı Ceren Dabag ile aslında her biri bir hikayeden tasarımları, atölye çalışmaları ve tasarım anlayışı üzerine sohbet ettik.

ceren-dabag-1

İlkin sizden bahsedelim, kimdir Ceren Dabag?

Aslında adım Ceren Aybala Almaata Dabağ. Almaata’yı beş yaşındayken kendim seçtim ve kararlı tutumum sayesinde ailem nüfusuma ekletti. Hayal kurmayı severim ve gerçekleştirmek için tutkuyla yaklaşırım. İzmirli ve 26 yaşında olmamın dışında, yeniliklere düşkünüm. İnsanlarla iletişimi ve farklı kültürleri keşfetmeyi seviyorum.

Hangi bölümde okudunuz? Workshop çalışmalarınızdan bahsedebilir misin?

İzmir BAL’da fen-matematik eğitimi aldıktan sonra Yeditepe Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı’nı bitirdim. Eğitimim süresince Prag VSUP Üniversitesi Ürün Tasarımı Bölümü’nde Erasmus programına katıldım. Kadir Has Üniversitesi Tasarım Bölümü’nde yüksek lisans eğitimime devam ediyorum. Pek çok workshop’a katıldım. Bunların tasarımla ilgili düşüncelerimi şekillendirdiğine inanıyorum. Tek bir yapı içerisinde birbiri etkisi altında kalan düşünce kalıplarından sıyrılarak farklılıklarla tanışmak, farklı tasarım düşüncelerini deneyimlemek bana tasarım alanında tek bir doğru olmadığınıöğretti. İlk workshop çalışmamı 2. İstanbul Tasarım Bienali kapsamında ‘İçselleştirme: Doğanın Renkleri Üzerinden’ ile gerçekleştirdim. ‘Kendin Ol! Hayat Dolu Ol!’, hemen ardından ‘Merz Akademie’ Almanya’da gerçekleşti. Şimdi yenilerini kurguluyorum.

Her tasarımınızda bir felsefeden, bir başkaldırıştan bahsediyorsunuz; ne tasarlarsanız tasarlayın bir şey anlatıyorsunuz. Her tasarımım beni etkileyen bir konu üzerine şekilleniyor. Tasarımlarımla iletişim kuruyorum. Düşündürmeyi, kalıplaşmış olanı esnetmeyi seviyorum. Kendimi daha çok ürün tasarımcısı olarak tanımlıyorum. Ürünlerimin sanatsal bir yanı olması beni daha çok tatmin ediyor.

Nasıl tanımlıyorsunuz tasarımcı kimliğinizi?

Üzerine düşündüğüm her konu farklı bir hikaye olarak kurgulanınca onun için en uygun malzeme, form, işlev de birbirinden farklı oluyor. Her ürünün tasarımı yeni bir deneyim ve öğrenme süreci. Kendimi sürekli geliştirebiliyorum.

Bizzat üretimde payınızın olması çok önemli. Bu her tasarımınız için geçerli mi?

Üretime dahil olma payım üründen ürüne değişse de şu ana kadarki tasarımlarım da hep üretim sürecinde yer almaya çalıştım. Bu durum yaptığım işle beni daha iyi ilişkilendiriyor ve bir zanaatkar ile çalışacaksam da onu daha iyi anlayabiliyorum.

Aydınlatmanız ‘Çeyiz’ ile olarak Mum’s Cafe’de karşılaşmış ve mekanın  dokusuyla çok bütünleştiğini düşünmüştüm. Nedir Çeyiz’in öyküsü?

‘Çeyiz’ tezatlıkları barındırıyor. Dantelin romantizmi ve betonun soğuk hissine sahip. Özgün dantel formlarıyla, mükemmel olmayanın getirdiği yaratıcılığı teşvik ediyor.

‘Çeyiz’ dantellerinin üretiminde hoş bir hikaye var…

Türk kültüründe önemli bir yeri olan dantele günümüzde eskisi kadar değer verilmemesi beni düşündürdü. İlkin dantel öğrendim ve fark ettim ki belirli motifler üzerine kurulu bir gelenek. Bu motiflerin keskin kuralları var ve mükemmelliyetçilik çok belirgin. Yenilikleri denemeyi seven biri olarak motifleri yeniden yorumladım. ‘Çeyiz’de her motif serbest bir çalışmanın ürünü. Sonra İzmir Gülbahçe köyünde dantel işleri yapan kişilerle denedim. Saymadan ilmik almak ve yaratıcılıklarını motiflere aktarmak onlar için o kadar da kolay değildi. Kendilerini özgür bırakmaları zaman içerisinde.

Üstünüzde sergilediğiniz heykelsi takılarınız ne anlatıyor?

‘Lock’ (Kilit) modern hayatın etkilerini araştırdığım serimin ilk ürünü. ‘Gökdelenlerin yükseldiği bir dünyada gerçekten yaşamak istiyor muyuz? Özgürlük nedir?’ soruları ile Micheal Wolf’un ‘Density Collection’ çalışmasından ilham alarak, kentleşmenin özgürlük ve içsel dünyamızı nasıl etkilediğini araştırıyor.

Malzeme tercihiniz var mı?

Her tasarım kendi hikayesi ve dolayısıyla formu ve malzemesiyle şekilleniyor.

Sizi etkileyen tasarımcıları sorsam…

Ayşe Birsel’i söyleyebilirim. Katıldığım bir workshop’ın yürütücüsüydü ve tasarım sürecini kurgulayışı beni etkiledi.

Türkiye ve dünya kıyasında tasarım alanında nasıl bir noktadayız sizce?

Türkiye tasarım alanında aktif bir dönemde. Genç tasarımcılar yeni girişimlere adım atıyorlar. Kolektif çalışmalar oluşmaya başladı. Atölye İstanbul gibi farklı disiplinlerden tasarımcıları ortak paydada buluşturan yeni oluşumlar var.

Tasarımlarınızı almak isteyenler nereden ulaşabilirler?

Archieve Galata’dan. Ve Atölye İstanbul’un yakında hizmete girecek satış alanındayım. Web sitemden bana ulaşabilirsiniz. Workshop’larımı takip etmek için Design Workshops by Ceren Dabag facebook sayfasını takip edebilirsiniz.