18. yüzyıl Suzani’siyle karşılaştığı gün, tekstil koleksiyoneri ve tasarımcı olmaya karar veren Jennifer Shorto, Paris’te sanat tarihi eğitimi almış. Tasarımlarını dünyaca ünlü projelere taşıyan Shorto, yerel dokumaları yeniden dünyaya tanıtmak konusunda bir misyoner gibi çalışıyor.
Gençken attığımız her adım bizi geleceğe taşıyacak bir başlangıç noktası olabilir. Yeni tanıştığınız bir insan, ilk kez gördüğünüz resim yada sizi sarıp sarmalayan bir mekân. Tasarımcı Jennifer Shorto,18 yaşında, İngiliz mekan tasarımcısı Geoffrey Bennison tarafından dekore edilen evin kapısından içeriye adımını atar atmaz, hayatının dönüm noktası olacak bir karşılaşma yaşayacağından habersizmiş. Bu baş döndürücü güzellikteki evden çıktığında, hiçbir şey eskisi gibi olmamış. Üstelik bu karşılaşmanın sadece bir dolap arkasında yıllarca gözden ırak kalmış bir kumaş olduğunu söylesem sanırım hikayenin nasıl noktalanacağı konusunda çok daha fazla merak uyandırmış olacağım. “Çok sayıda antika tekstilin bulunduğu bir mekandı burası. Dolabın arkasında unutulmuş, hatta tümüyle gözden çıkarılmış bir kumaş buldum. Bu erken dönem bir Suzani örneğiydi. Katlı olarak duran kumaşı açtığımda böylesine rafine bir estetiği daha önce hiç görmediğimi düşündüm. Su mavileri, derin pembeler, altın ışıltıları… Kalp atışlarımın hızlandığını hissediyordum. Bu buluşma anı benim için çok özeldi,” diye anlatıyor Jennifer Shorto kumaşlarla başlayan ilk serüveninden bahsederken. O an itibariyle tekstil Shorto için sanatın bir dalıydı ve bundan sonraki tüm kariyeri boyunca da renk, madde ve desenlerin ritmi üzerine düşünmeye devam edecekti. Bu röportaj seyahatlerinden aldığı ilhamla çok özel kumaş ve duvar kağıtları yaratan bir tasarımcının renkli hikâyesini paylaşmak üzere hazırlandı.
Tekstildeki tüm desenler aslında bir kimlik kartı gibi, üretildikleri kültürleri yansıtıyor. Bakar bakmaz Japon ya da Hint kökenli olduğunu anlıyorsunuz. Bu sizi arkeolojik bir yolculuğa çıkmış gibi hissettiriyor mu?
Buna tamamen katılıyorum ve özellikle tekstilin detaylarını bu gözle incelerken, kültürlerin kendi içindeki karmaşıklıkları bile çözebilirsiniz. Örneğin Nijerya’nın Aso Oke kumaşlarına bir bakın, ya da Gana’lı bazı dokumacıların tekstillerine taşıdıkları renklere… Bu çok heyecan verici bir yolculuk.