Bahar Tazeleğinde Bir Başka Güzel Kapadokya

İç Anadolu’da Erciyes, Hasan ve Melendiz Dağları arasındaki volkanik üçgende yer alan Kapadokya, keşfetmekten hoşlanan gezginler için sürprizli bir coğrafya. Araba, bisiklet ya da motosiklet gibi araçlarla gezilebilecek Kapadokya Vadisi, yürüyüş için çok sayıda sakin parkuru içinde barındıran cennet bir mekân.

Nefes kesici manzaralara tanık olabileceğiniz bölgede, konaklamak için tercih edebileceğiniz en iyi yerlerden biri Uçhisar. Kapadokya’nın en yüksek peribacasının yamacında, bir taş devri yerleşimi olan ve Nevşehir merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Uçhisar, bölgenin doğal kalesi konumunda. Kilometrelerce genişlikte bir alana yayılmış kaya oluşumlarıyla etkileyici bir görünüme sahip bölgenin en çarpıcı noktası ise Uçhisar Kalesi…

GÜVERCİNLERİN GETİRDİĞİ…

Uçhisar’ın eteklerinde uzanan Güvercinlik Vadisi ise derin ve upuzun bir kanyondaki kayalara oyulmuş güvercin yuvalarıyla ilginç bir görüntü oluşturmuş. 8. ve 9. yüzyılda bölgeye yerleşen Hristiyanlar, toprağın verimini arttırmak için güvercin gübresi kullanmışlar. Vadiyi çevreleyen volkanik dağların püskürttüğü lavlarla oluşan taş tozu, kaya toprağı ve kumlu vadi, tarım için verimsiz olduğundan halk, doğal gübreleme yoluyla toprağı kuvvetlendirmek için güvercin beslemeye başlamış. Böylece tüm yamaçlar oyularak güvercinlere yuvalar yapılmış ve güvercinlerin yumurtalarını bırakacağı özel yerler hazırlanmış. Kaya kiliselerinin bulunduğu vadinin içi ise akarsuların açtığı doğal tünellerle dolu. İnsanların ve atların rahatlıkla geçebileceği bu tüneller, yürüyüş yapmak ve fotoğraf çekmek için çok keyifli. Yaklaşık üç kilometrelik Uçhisar – Göreme Yolu üzerinde Uzundere ve Avcılar Vadilerini kuşbakışı görme imkânı sağlayan seyir terasları ise Kapadokya gezinize renk katmaya aday yerlerden…

ESRARENGİZ MANASTIRLAR

Göreme’nin bir kilometre dışında bulunan ve iyi korunmuş fresklerle süslü, peribacalarının içine oyulmuş kilise ve manastırlarıyla Açıkhava Müzesi’ni dolaşmak harika bir seçim. Peribacalarıyla çevrili müze alanında, 7. ve 12. yüzyıllar arasında yapılan kaya kiliselerinin en etkileyici olanları, Karanlık, Tokalı ve El Nazar adını taşıyor. Resimlerle bezeli Karanlık Kilise’nin duvar resimleri, insanda sanki dün yapılmış gibi his uyandıran canlılığı ile son derece büyüleyici. Göreme – Avanos Yolu yakınlarındaki Çavuşin, bölgenin en önemli kiliselerinden biri olan Vaftizci Yahya Kilisesi ve terkedilmiş kaya evleriyle uzunca bir süre heyecanlandıracak sizi… Ama Kapadokya turunuzun belki de en romantik durağı, Çavuşin’in içinden geçen toprak yol ile ulaşabileceğiniz ve Kapadokya günbatımları ile dolunay gezilerinin değişmez adresi, Kızılçukur Vadisi. İşte burada günbatımının sanki usta bir ressamın elinden çıkmış gibi görünen renklerinin keyfini sürebilirsiniz. Kapadokya’nın gezgin ruhlara vaat ettiği güzellikler bunlarla sınırlı değil üstelik. Örneğin Avanos’a varmadan karşınıza çıkacak iki önemli durak daha var: Oluşum halinde peribacalarını görebileceğiniz Paşabağ Vadisi ve Göreme’deki gibi bir açık hava müzesine sahip olan Zelve.