Oynamayan, ‘olan’ oyunculardan biri o. İzleyiciye rolünün duygusunu ışık hızıyla aktarabilme yeteneğine sahip… Son yıllarda dizi izleyicilerinin yakından tanıdığı ve büyük hayranlık duyduğu Ayça Bingöl’den bahsediyoruz.
Bingöl geçtiğimiz yıl, Uğur Yücel’in elinden çıkma “Benim Dünyam” adlı sinema filmiyle de sinemaseverleri büyüledi. Şimdi ‘Benim adım Gültepe’ adlı dizide ‘Gülümser’ karakteriyle yine televizyon izleyicisiyle buluşan Bingöl, hayat öyküsünü ve hayat algısını geçtiğimiz ay kaybettiğimiz gazeteci Arda Uskan’a bütün içtenliğiyle anlattı.
Sonuçta üç yıllık ‘belalısı’ Cemile’den kurtulup, geçtiğimiz yıl bir sinema filmi, tiyatro ve bu yıl da yeni dizi çalışmalarına başladı Ayça Bingöl… Bu durum heyecanlandırıyor mu sizi?
Sinema filminin çekimi “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”nin hemen bittiği günlere denk geldi. Sonra da kamera macerasına biraz ara verip tiyatroya dönmek çok hoşuma gitti doğrusu…
Önce biraz filmden bahsedelim isterseniz… Uğur Yücel’in yönettiği, Beren Saat’le birlikte oynadığınız “Benim Dünyam” çok beğenildi…
Bu filmin orjinalini beş-altı sene önce izlemiştim… “Black” adlı bir Hint filmi… Senaryosunu, kurgusunu çok beğenmiş, çok etkilenmiştim…
Bir Hint hikayesi nasıl Türkiye’ye adapte olabiliyor?
Aslında bu Hint hikayesi değil; Helen Keller isimli bir kadının gerçek hayat öyküsü. Bunun pek çok remake’i var. Mesela Amerikalılar “Miracle Worker” diye yapmışlar.
Helen Keller’ın gerçek öyküsü nedir?
Kör ve sağır bir kadın. Yedi dil konuşuyor, iki üniversite mezunu. O yüzden etkili bir hikaye… Hint olmuş, Yunan olmuş, Amerikalı olmuş hiç önemli değil; çünkü ortada gerçek bir hayat hikayesi ve o kadının bir mucizeyi başarması var.