Kariyerini ve gönlünü Osmanlı Sanatı’na adamış olan Serdar Gülgün için bu ihtişamlı dönemin en etkileyici özelliği ‘görkeminin içindeki tevazu.’ Benim için bu sözler Serdar Gülgün için de geçerli. Osmanlı’yı her yönüyle özümsemiş olan Gülgün kendi yaşamından kesitleri de paylaştığı yeni kitabı ‘Ottoman Chick’i keyifli bir dille özetliyor.
Serdar Gülgün, Osmanlı Sanatı dendiği zaman bu konuda artık otorite olmuş bir isim. Osmanlı Sanatı üzerine aldığı eğitimin ardından ilk kez Vakko için Osmanlı motiflerinden ilham aldığı tasarımlarla adından söz ettiren Gülgün, yıllarca birçok tasarıma imza attı. Kaplumbağalı çalışmalarının ünü ülke sınırını aşan tasarımcı son kitabı Ottoman Chich ile Osmanlı Sanatı severleri bulunmaz bir kaynak niteliğindeki kitap ile kavuşturdu. Ne istediğini bilen, tutkusuyla işini birleştiren başarılı bir kariyer ve aynı zamanda hayat öyküsü onunkisi.
Saint Benoit’da geçen lise hayatı ve arkasından İstanbul Üniversitesi’nde İşletme okuduktan sonra Osmanlı Sanatı üzerine master yapmaya nasıl karar verdiniz?
Çocukluğumdan beri sanata ve tarihe çok büyük bir ilgim vardı. Devamlı okuyor ve araştırıyordum. Fakat o yıllarda bu merakımı nereye, nasıl kanalize edeceğimi bilemiyordum, biraz araştırmamla, biraz da şansımın yaver gitmesi ile Londra Üniversitesi’nin SOAS Bölümü’ndeki master programından haberim oldu ve o günden itibaren resmi olarak bu dünyaya adım atmış oldum.
Osmanlı Sanatı dendiğinde sadece Türkiye’de değil dünyada da akla gelen ilk isimlerden birisiniz. Osmanlı Sanatı’na sizi en çok hayran bırakan ne oldu?
Öncelikle ben doğduğum, büyüdüğüm ve bugün de yaşadığım şehri, İstanbul’u gerçekten çok seviyorum. Hem şehrin kendini, hem tarihini, hem de içinde bulundurduğu güzellikleri, yaşanmışlıkları keşfetmek benim için en büyük mutluluk. Ayrıca Osmanlı Sanatı’nın beni en hayran bırakan tarafı etrafındaki pek çok kültürden kendine uyanı alıp, bunu kendi yaşam tarzı ile harmanlayıp, yepyeni bir yorumla ortaya koyabiliyor olması.
Kariyerinizi Osmanlı Sanatı Uzmanı olarak şekillendirmeye nasıl karar verdiniz?Bu ilgi ve tutku nasıl başladı?
Her zaman sanat alanında bir faaliyet yapmak istiyor ama çıkış yolunun ne olduğunu bilemiyordum. Bu dünyaya ilk resmi adımım Osmanlı Sanatı master’ı yapmamdı. Fakat bence kariyerimdeki en önemli kısım benim Osmanlı Sanatı’ndan ilham alıp tasarım yapmaya başlamamla diyebilirim. Bu da Vakko ile yaklaşık 20 sene önce yolumun kesişmesi ile ilk Osmanlı’dan ilham alarak kumaş tasarlamaya başlamamla oldu. Bunu daha sonra başka markalar takip etti ve ben yeni bir dünyaya adım atmış oldum.