Engelleri Aşan Tutku

Zorlukların içinden umut çıkaran, hız tutkusunu engellere meydan okuma arzusuyla birleştiren psikolog, ralli pilotu ve motivasyonel konuşmacı Kübra Denizci Keskin, motor sporlarında kazandığı başarılarıyla ilham veriyor. Hem psikolog hem de bir ralli pilotu olarak yaşamını yeniden şekillendiren Keskin, engelli bireylere fırsat eşitliği oluşturma misyonu da taşıyor.

Hayat hiç beklenmedik anlarda karşımıza zorluklar çıkarabilir. Ancak bu zorluklar aynı zamanda bizim ne kadar güçlü olduğumuzu gösterme fırsatımız da olabilir. Ralli pilotu Kübra Denizci Keskin de 16 yaşında yaşadığı talihsiz kazanın ardından hayatını yeniden inşa etmiş ve bu inşa sürecinde hem fiziksel, hem de zihinsel dayanıklılığını geliştirerek engelleri aşmanın, tutkusunun peşinden gitmenin önemini keşfetmiş. Dünyanın ilk ve tek engelli kadın ralli pilotu olarak motor sporlarına olan ilgisini bir hedefe dönüştüren Keskin, şimdi hem pistlerdeki başarısıyla hem de toplumsal projeleriyle örnek bir insan. Kendisiyle zorluklarla nasıl başa çıktığını, gelecekteki projelerini ve engelli bireyler için neler yapılması gerektiği konularında sohbet ettik.

Kübra Denizci Keskin nasıl biridir, biraz bahseder misiniz?

Kübra Denizci Keskin olarak hayatın bana sunduğu zorlukları birer fırsat olarak görüp, tutkulu ve azimli  bir şekilde hedeflerime ulaşmaya odaklanıyorum. 16 yaşında yaşadığım talihsizliğin ardından, hayatımı yeniden inşa ederken hem fiziksel hem de zihinsel dayanıklılığımı geliştirdim. Bu süreç bana hiçbir şeyin imkânsız olmadığını öğretti ve beni daha güçlü bir birey haline getirdi.

Psikolog, ralli pilotu ve motivasyonel konuşmacı olarak insanların hayatlarına dokunmayı, ilham vermeyi ve farkındalık katmayı seviyorum. Hayata karşı pozitif bir bakış açım var ve her zaman imkanları büyütmeye odaklanırım.

Disiplinli ve öğrenmeye açık biri olarak, hem bireysel başarılarımı artırmak, hem de topluma katkı sağlamak için çabalıyorum. Hayatın tadını çıkarmayı seviyorum, çünkü inanıyorum ki keyif aldığınız bir hayat, başarıyla daha da anlam kazanır. Bana dair en güzel özet belki de şudur: Zorlukların içinden umut çıkarabilen, tutkularının peşinden gitmekten vazgeçmeyen biriyim.

16 yaşında yaşadığınız kaza sonrası hayatınızı yeniden inşa ederken motivasyonunuz ne oldu?

Kazadan sonra, hayatımı yeniden inşa etmek için kendime yeni bir yol çizmem gerektiğini anladım. Tabii ki çok zor bir dönemden geçtim. Bu süreçte beni motive eden en önemli şey, hayatımın hâlâ anlamlı ve dolu dolu yaşanabilir olduğuna dair inancımdı. Kendime hep şunu söyledim: “Bu bir son değil, yeni bir başlangıç.” Ailem ve sevdiklerimin desteği, hayatta hâlâ keşfetmem gereken çok şey olduğunu hatırlattı. Hayatımı yavaş yavaş tekrar inşa ettim. Üç senelik bir tedavi süreci sonrasında üniversite eğitimim ve iş hayatım başladı ve sonrasında da en keyifli olan kısmı, ralli hayatıma girdi.

Motor sporlarına olan ilginizi ne zaman fark ettiniz?

Motor sporlarına olan ilgim, çocukluk yıllarımda hız ve rekabete duyduğum hayranlıkla başladı. Ancak bu ilgiyi bir hedefe dönüştüren şey, engelleri aşma ve kendime meydan okuma arzum oldu. Hayatta yaşadığım zorlukları aşarken, motor sporlarının benim için hem bir tutku hem de bir özgürlük alanı olduğunu fark ettim. Özellikle rallide hissettiğim adrenalin ve heyecan, bu spora olan ilgimi daha da artırdı. İlk önce evimde bir yarış simülatöründe çalışmaya başladım. Daha sonra ise bir ilki gerçekleştirmek üzerine çok çabaladım. Birçok takım ile görüşmeler yaptım ama sanırım yarışabilmemdeki en büyük kırılma noktası, bir gün yarış pistinde eşimle tanışmam oldu. O bana bu süreçte çok güzel bir mentor oldu.

Psikolog olmaya ve Klinik psikoloji yüksek lisans eğitimi almaya nasıl karar verdiniz, bu alana olan ilginizi nasıl keşfettiniz?

Psikoloji benim ikinci lisans eğitimim. Daha önce Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirmiştim. Klinik psikolojiye olan ilgim, kendi yaşadığım zorluklardan ve bu süreçte öğrendiklerimden doğdu. İnsan psikolojisinin derinliği ve bireylerin kendi potansiyellerini keşfetme süreçleri her zaman ilgimi çekmiştir. Özellikle ‘travma sonrası büyüme-gelişim’ ve ‘pozitif psikoloji’ üzerine çalışıyorum.

Fiziksel rehabilitasyon sürecinizde karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?

Rehabilitasyon sürecindeki en büyük zorluk, sabır göstermeyi ve her gün küçük de olsa bir ilerleme kaydetmeyi öğrenmekti. İlk başta, fiziksel sınırlarımı kabul etmek benim için zorlayıcıydı, ancak bu süreci adım adım ilerleyerek ve her küçük başarımı kutlayarak aştım. Kendime karşı nazik olmayı ve bedenime zaman tanımayı öğrendim. Fizik tedavide istikrar çok önemli ve sanırım en zor kısmı da bu. Kendinizi yorgun hissetseniz de, keyifsiz olsanız da tedaviden vazgeçmemek gerekiyor. Ailemin desteği ve kendi kararlılığım sayesinde, bu zorlukların üstesinden gelmeyi başardım.

Ralli pilotu olmaya nasıl karar verdiniz?

Ralli pilotu olma kararım, hız ve rekabete olan tutkumun yanı sıra, engelleri aşma ve yeni bir alanda fark yaratma isteğimden doğdu. Bu süreçte beni en çok destekleyenler, ailem, arkadaşlarım ve eşim oldu. Onların desteği olmadan bu yola çıkmam mümkün olmazdı. Ayrıca, sporun bana kazandırdığı disiplin ve motivasyon, bu kararımı güçlendirdi. Ralli,
sadece bir spor değil, aynı zamanda kendime ve başkalarına ne kadar güçlü olabileceğimizi gösterebildiğim bir platform haline geldi. Otomobil benim için bir özgürlük alanı, limitleri zorlayabildiğim bir yer. O nedenle otomobilin içinde olmayı seviyorum. Ralli bana adrenalin yaşama fırsatını veriyor.

İlk yarışınıza katıldığınızda hissettiklerinizi ve yaşadığınız deneyimleri bizimle paylaşabilir misiniz?

İlk yarışım, benim için tarifsiz bir deneyimdi. Start çizgisindeyken hissettiğim heyecan ve adrenalin, hayatımda başka hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Yarış sırasında, tüm dikkatimi yola ve etaplara vermek zorundaydım, bu da bana gerçek anlamda anda kalmayı öğretti. Özel tertibatlı bir otomobille rallide yarışmak tabiî ki zor. Herkesin dört uzuvla yaptığı şeyi ben sadece ellerimle yapmaya çalışıyorum. Otomobil sporlarında engelli kategorisi yok. Ben özel tertibatlı bir araçla, diğer herkesle eşit şartlarla yarışıyorum. Bu da benim için tam anlamıyla bir meydan okuma!