Seksenler’ dizisi, tiyatro, reklam çalışmaları, ‘Çarkıfelek’ ve ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’ yarışma programlarıyla hemen her gün evlerimize konuk olan İlker Ayrık ile ilk yönetmenlik denemesini gerçekleştirdiği ‘Yapışık Kardeşler’ isimli komedi aksiyon filmi üzerinden keyifli bir sohbet yaptık.
Ocak ayında vizyona giren, İlker Ayrık’ın başrol oyunculuğunu Hakan Bulut’la paylaştığı ‘Yapışık Kardeşler’, Ayrık’ın ilk yönetmenlik denemesini yaptığı film özelliğini taşıyor. Çekimlerine İlker Ayrık’ın memleketi Balıkesir’de başlanan, kamera arkasında iki bin kişinin çalıştığı, yetmiş farklı mekanın kullanıldığı komedi ve aksiyon filmi, kadrosunda yer alan ünlü isimlerle de dikkat çekti. Bazı sahnelerinde Yeşilçam’a da göndermeler yapılan Yapışık Kardeşler’in fragmanı kısa sürede sosyal medyada tıklanma rekorları kırarak ses getirdi. Sohbetimiz sırasında ‘Sade bir hayat yeterince iddialı bir hayattır,’ diyen İlker Ayrık ile filmi ve hayata bakışı hakkında bilgiler aldık.
İlk yönetmenlik denemeniz olan ‘Yapışık Kardeşler’ filminin projesi nasıl oluştu?
Senaryo bana geldiğinde gerçekten ama gerçekten çok güldüm. Senaryoyu Serdar Fırat ve Serhat Sarı yazdı. Okur okumaz bu filmi çekiyoruz dedim. Öyle iyi matematikle örülmüş bir hikayeye sahipti ki, okuduktan sonra bu filmi çekmek boynumun borcu oldu. Filmde yapışık iki kardeşin Balıkesir’den İstanbul’a uzanan kız arama hikayesini anlatıyoruz. Çok hareketli ve kahkahası bol bir film. Türk halkının çok beğeneceğini ve çok güleceğini düşünüyorum.
Sizce Türk halkı en çok neye gülüyor, bir komedi filminde olması gerekenler nelerdir?
Bu her şey olabiliyor aslında, duruma göre değişiyor. Kimi zaman politik şeyler, kimi zaman küfür, kimi zaman belden aşağı şakalar, kimi zaman absürt şeyler… Bir komedi filminde olması gereken şey sıcaklık ve samimiyet.Eski Türk filmlerinin sıcaklığını günümüzde yakalamak çok güç.
Yapışık kardeşler bu sıcaklığı yakaladı mı?
Evet. Zaten projenin her alanında çalışan herkesin motivasyonu bu yöndeydi ve filmi bilinçli bir şekilde eski Türk filmi sıcaklığında işledik. Eski Türk filmlerinden bildiğimiz sıcak oyunculuk üslubuyla, rejisiyle, müziğiyle buna katkıda bulunmak için elimizden geleni yaptık. Kısacası hepimizin bildiği ve sevdiği Türk filmlerine selam çakarak yaptık bu filmi. Mesela Halil Sezai’nin ezan okuduğu minare sahnesi Kemal Sunal’ın Kibar Feyzo’daki minare sahnesine bir selam. Böyle bir sürü sahne var. Şekerpare, Süt Oğlan, Davaro… Bu bir nevi saygı duruşuydu, sizden besleniyoruz demekti, öptük başımıza koyduk demekti.