Yaptığı haute couture çalışmalarla moda dünyasında uluslararası alanda ülkemizi gururla temsil eden modacı Dilek Hanif ile tasarımlarından, kişisel zevklerine, ses getiren sergisinden kitaba, koleksiyonlarına kadar her şeyi konuştuk.
O kendini yapabileceğinin en iyisi neyse onu yapmak için çalışan biri olarak tanımlıyor. Yıllardır yaptığı başarılı çalışmalarla yurtiçi ve yurtdışında moda dünyasında adını belleklere yazdıran Dilek Hanif, “Hiç kimse görmeyecekse bile bu benim için öyle olması gerektiği için öyledir” diyor.
1990 yılında “Dilek Hanif Line” markasıyla hazır giyim sektörüne girdiniz. Çalışan kadını hedefleyen tasarımlara imza attınız. Dilek Hanif markasını kalıcı kılmak için neler planlıyorsunuz?
Markamı kalıcı kılmak için farklı çalışmalar yapıyoruz. Yurt dışı ihracatı ağırlıklı çalışmalarımız var. Yurt dışında belli yerlerde satışını yapıyoruz. Türkiye’de satışlarımız devam ediyor. Bunun dışında kendi mağaza açarak noktalarda müşteri kendi müşterimiz de buluşmaya hedefliyoruz.
Haute Couture elbiselerin en belirgin özelliği nedir? Sektörün dünyadaki gelişimine paralel olarak Türkiye’deki talebi değerlendirir misiniz?
Günümüzde couture artık çok farklı bir yerde. Daima gelişiyor ve farklılaşıyor. Dolayısıyla tasarımlardaki kesimler ve doku kullanımlarındaki ustalık her zamandakinden çok daha önemli. Ayrıca özel üretilen couture ürünü “tek”tir, kişiye özeldir, yani bir benzeri daha yoktur. Tamamen el işçiliği ve ustalığıyla hayata geçen tasarımlar tek tek işlenerek yaratılıyor ve her biri kendine has özellikler taşıyor. Sektörü değerlendirecek olursak; dünyada ve Türkiye’de lüks segment her zaman için hareketliliğini korumaya devam ediyor.
Bizim markamızı giyen yurtdışından çok üst düzey müşterimiz var. Bunların içinde kraliyet ailelerinden, cemiyet dünyasının üst düzey kişiler var.
Peki, haute couture’un sizin için önemi nedir? Her moda tasarımcısı haute couture olabilir mi?
Benim için çok önemlidir. Modanın zirvesidir ve en üst noktasıdır diyebilirim. Farklı dinamikleri vardır. Tasarımcısından atölyede çalışan ekibe kadar özel donanıma sahip olması gerekmektedir. Haute couture çalışmayı herkesin yapabilmesi mümkün değildir.
Tasarımlarınızın dilinden bahseder misiniz? Genel olarak ilham kaynaklarınız nelerdir?
Dilek Hanif markası, güçlü tasarım kodları gereği kültürel köklerden faydalanıyor ve bu kültürel dokunuşları modernize edilmiş bir çizgiye taşıyor. Yani geçmişten aldığım ilhamı modern bir dille yorumluyorum, bu da zamansız tasarımlar ortaya çıkarmamdaki en büyük etken. Benim için kalite ve zamansızlık önemlidir. Bunun yanı sıra duyguların yaratım sürecinde çok etkili olduğunu düşünüyorum. Romantik detaylar, zarafet gibi unsurlar tasarım dünyamı şekillendiriyor.
Türkiye’de ve dünyada birçok star sizin markanızı giyiyor. Bu size nasıl hissettiriyor?
Bugüne kadar çok değerli isimler koleksiyonlarımı giydi, hala da giymeye devam ediyor. Tabii ki bundan çok mutlu oluyorum, ben tasarımlarımı yaparken belirli isimleri düşünmüyorum. Zarif ve elegan Dilek Hanif kadınını hayal edip ona göre tasarlıyorum.
2023-2024 Sonbahar/Kış Koleksiyonunuzu tanıttınız, bu koleksiyonunuzda ilham kaynaklarınız neler oldu? Koleksiyonunuzdan biraz bahseder misiniz?
Ben çok farklı koleksiyonlar yapıyorum. Nature Wear grubumuz tamamen yazlık ve naturel kumaşlardan oluşan bir koleksiyon… Daha çok sayfiye yerlerdeki satışlara Doğal malzemelerle, daha çok Anadolu’daki geleneksel el sanatlarını da yorumluyoruz. Bunun dışında Yurt dışı ihracatı için yaptığımız Evening Wear diye bir koleksiyonumuz var. Bu sezon bu koleksiyon için soft renklerde, dore, lame tonlarında daha çok gece kıyafetlerinden oluşan tasarımlar yaptık. Günlük kullanıma uygun Daily Wear’da ise kadınların günlük şıklığını yaratacak ceket-pantolon, ceket-etek ve elbiselerden oluşan rahat kullanılabilir kıyafetlerden parçalar tasarladık.
Bize biraz da 2024 ilkbahar-yaz hazır giyim koleksiyonunuzdan bahseder misiniz? Önümüzdeki yıl hangi renkler, hangi tarzlar ve hangi aksesuarlar ön planda olacak?
İlkbahar-yaz Nature koleksiyonumuzda mozaik temasından yola çıktık. Sanattaki mozaik; bir yüzeyin, farklı renklerdeki küçük parçacıkların yan yana getirilmesi yöntemiyle süslenmesi ve bu şekilde üretilmiş eserdir. Biz de ülkemizin topraklarında gelişmiş olan bu sanatı ülkemizin mozaiği gibi işlemek istedik. Ve değişik kumaş ve renklerin yan yana gelmesi kendimize ilham kaynağı yaptık. Ve koleksiyonumuzu incelikle oluşturduk. Bol şık rahat giyime uygun bir günlük Dilek Hanif kadını yarattık. Naturel Dilek Hanif kadınımızda tıpkı couture kadar şık ve cezbedici oldu.
Önümüzdeki sezon; pastel renkler daha ön planda panna cotta sarısı, bebek mavisi, açık bej tonları, ışıltılı kırmızı, narenciye yeşili, yoğun kahve, gri tonları ve tatlı bebek pembesini göreceğiz. Bunun yanı sıra bisiklet ve polo yakalar kolsuz minik bluzlar, sütün gibi inen dümdüz elbiseler daha ön planda olacak.
Aksesuar olarak da basket şapkası, kendini ifade eden gösterişli kemerler, çiçekli saç taçları ve dirsek üstü eldivenler sezonun en cool parçaları olacak.
Kendi giyim tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz? Hangi markaları sıklıkla tercih ediyorsunuz?
Modern ve yalın bir stilim var. Hızlı yaşam tempoma uyacak, net duruşu olan, sofistike parçaları tercih ediyorum. Aksesuara çok önem veriyor; stilime uygun, fark yaratacak aksesuarları sıklıkla kullanıyorum. Eşarplar, fular vazgeçilmezidir. Hazır giyim yapmaya başladığından beri ağırlıklı olarak kendi markamı giyiniyorum.
Kadınların gardıroplarında neler kesinlikle bulunmalı?
Zamansız parçalardan cigarette pantolon ve smokin takım, siyah elbise, blazer ceket gibi parçalar tüm kadınların gardıroplarında bulunmalı. Bunların yanı sıra twin set, siyah bir tuvalet, beyaz ve mavi gömlek kurtarıcı olacaktır.
Kasım ayında AKM’de, Anadolu’nun dört bir yanından onlarca ustanın elinden çıkan eşsiz dokuma ve işlemelerle oluşturduğunuz “Halkın Sanatı” sergisini açtınız. Biraz bu sergiyi yapma amacınızdan ve çalışma sürecinden bahsedebilir misiniz?
Halkbank’ın katkılarıyla hazırladığımız sergide, Anadolu’nun dört bir yanından onlarca ustanın elinden çıkan eşsiz dokuma ve işlemelerin Dilek Hanif imzasıyla modern tasarımlara dönüştürdüğümüz 32 kıyafet sergilendi. Yaklaşık dört senelik bir çalışmanın sonucu ortaya çıkan, aylarca süren titiz çalışmalarla televizyon programım için hazırladığımız el sanatlarının her biri yepyeni tasarımlarla günümüze kazandırmış olduk. Bu anlamlı yolculuk sonrası özenle hazırlanan serginin yanı sıra yine aynı adlı bir kitap da yapmış olduk. Elimizde daha sonrası bir doküman olarak kalmasını da sağladık. Sergiye ilgi çok güzel oldu ve verdiğimiz tüm emeklerin boşa gitmediğini bize gösterdi.
Kütahya Porselen’in beğendiğiniz ve kullandığınız ürünleri var mı? Markanın tasarımlarını nasıl buluyor musunuz?
Kütahya Porselen’in tasarımlarına bayılıyorum. Özellikle son zamanlarda yaptıkları iş birlikleri ile markanın vizyonunu başka bir boyuta taşındığını düşünüyorum. Çok başarılı işler yapıyorlar.