Türkiye, Almanya, Belçika arasındaki küçük bir kalp atımından büyük bir coşkuya dönüşen Kartal bebeğin ve ailesinin benzersiz hikâyesiyle sevgide buluşuyoruz.
‘Çocuklar benim dünyam.’ diyen Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü mezunu Ahu Kahraman Yıldırım, 2009 yılında Etiler’de kurduğu müzik okulunda altı aylık bebeklerden başlayarak hem çocuklara hem de yetişkinlere enstrüman eğitimi veriyor. Müzisyen Anne adıyla tanınan Ahu Kahraman Yıldırım, Avukat eşi Levent Yıldırım ve kızları Lal ile sürdürdükleri hayatları oğulları Kartal bebek dünyaya geldiğinde ise birden bire değişmiş ve yeni bir anlam kazanmış.
Kartal’ın durumunu nasıl anladınız?
Kartal’a hamile kaldığımı öğrendiğim ilk günden beri içimde hep bir korku vardı. Maalesef, yaklaşık yedi, sekiz ay önce 21 haftalık doğum yapmak zorunda kalmış olduğum bir oğlumu kaybetmiştim. Bu yüzden huzursuz bir hamilelik geçirdim. Doğuma iki gün kala, sadece iki tulum aldım. Doğumdan sonra da içimdeki huzursuzluk hiç gitmedi. Hatta annem bir gün kızdı: ‘‘Yeter artık sağlıklı kucağına aldın, neden yüzündeki bu hüzün?’’ dedi. O zaman Kartal 10 günlüktü. “Anne, içimde çok tuhaf bir his var, bir şey olacak sanki ve onu kucağımdan alacaklar’’ dedim. Bu yüzden hep onu izliyordum. İçime doğmuş işte. 15 günlük iken çok hızlı nefes alıp verdiği için paniklemeye başladım. O dönemki çocuk doktorumuza videolar yollamaya başladım, ancak ‘yok bir şey, normal’ dedi. Kartal 19 günlük iken gece sabaha kadar terledi ve ağladı. Meme emmeyi bıraktı. Sabah kimseyi dinlemeden doktora gittim.
Maalesef korktuğum başıma geldi. 20 günlükken kalp yetmezliği teşhisi ile yoğun bakım maceramız başladı. Sadece bir saat geç kalmış olsaydık, Kartal hayatta olmayacaktı.
İş hayatınız ve aileniz bu durumdan nasıl etkilendi?
İş hayatımın etkilenmemesi için elimden geleni yapıyorum. Çok vefalı bir ekibim var. Velilerimiz de bize çok destek oldular. Müzik okulumuz kalitesinden asla ödün vermeden yoluna devam ediyor. Sadece yıllarca ilmek ilmek ördüğüm kariyerim yerle bir oldu. Kızımız Lal çok etkilendi. Bir sene Türkiye’de aile büyüklerimizle kaldı. Biz ise birkaç hafta sonra döneriz diye gittiğimiz Almanya’ya yerleşmek zorunda kaldık. İlk etapta düzen kuramadık. Ben hep Kartal’la hastanede kaldım. Eşim hastaneye yakın bir sokakta ufak bir ev tuttu ve Türkiye’ye gidip geldi.
Almanya’ya gitme kararını nasıl verdiniz?
Kartal daha 20 günlükken doktor kalbinin durumumun çok kötü olduğunu, ilaçlarla kurtarmaya çalışacaklarını ama en kötü senaryo ile kalp nakli olması gerekebileceğini söyledi. Biz ilaçlarla iyileşir umuduyla altı ay beklemek istedik. Altı ayın sonunda hastalığında ne iyileşme, ne de kötüleşme oldu. Ağlaması yasak, her an kalbi durabilir denen bir saatli bomba büyütmek çok zordu. Zaten ne olduysa yedinci ayından itibaren oldu. Diş çıkarmaya başladı. Ağlamak ve çektiği acı hastalığını tetikledi. Doktoru bir yaşına gelmeden kalp nakli olmazsa hayata veda edeceğini söyledi. Almanya’da konunun uzmanı bir Türk cerrah olduğu bilgisine sahiptik. Bir ay içinde hastaneden randevu aldık ve Almanya’ya gittik.
Kalp nakli öncesi nasıl ilerledi?
Almanya, Avrupa Birliği vatandaşı olmayan veya Almanya’da oturum izni bulunmayan hastalara organ nakli yapmama kararı almış. Bizi Türkiye’ye göndermek istediler. Ama Kartal’ın durumu o kadar kötüleşti ki yoğun bakıma yatırmak zorunda kaldılar. Uçması ölmesi demekti. Bu sefer hastaneyle uzun toplantılar yaptık. Öncelikleri hastane masraflarıydı. Sonrasında da Almanya’da yaşamaya devam etmemiz gerektiğini söylediler. Biz de kabul ettik.
Uygun kalbi bulmak ne kadar zaman aldı?
Uygun kalp beş ay sonra geldi. Kartal, ev kazasında ölen dört yaşındaki bir erkek çocuğunun kalbini taşıyor.
Kalp nakli ve sonrasında neler yaşadınız?
Kalp nakli olduğu gece inanın benim en rahat gecemdi. Nakilden önceki beş ay içerisinde kalbi beş kez açıldı. En zoru da “Berlin Hearth” isimli yapay kalp ameliyatıydı. Nakilden 48 saat sonra Kartal uyandı, bir hafta sonra gülmeye başladı, solunum makinesinden ayrılmasıysa iki ay sürdü. Dönem dönem çok ağır ilaçlarla uyutulduğu için bilincinin açılması çok uzun zaman aldı. Taburcu olduğunda 17 aylıktı ama oturamıyor, boynunu tutamıyordu. Kalp nakli beklerken geçirdiği beyin kanamasından biraz hasar kaldı.
Tedavi süreci hangi aşamada?
Kartal 31 aylık oldu. İki ay önce yürümeye başladı. Haftada bir gün fizik terapi alıyor. Yemek yemesiyle ilgili lokopedi terapisi alıyor. Uzun süre yoğun bakımda tek başına kaldığı için gelişim geriliği yaşıyor, henüz konuşamıyor. Kartal, nisan ayının sonunda özel bir öğretmen ile yarım gün yuvaya başlayacak. Yaşıtlarıyla olmak ona iyi gelecek inşallah.
Türkiye’ye dönme durumunuz nedir?
Burada nakil olduğu ve tüm terapileri burada devam ettiği için bizim Türkiye’ye uzun yıllar kesin dönüş yapmak gibi bir düşüncemiz yok.
Müzik eğitimi veriyorsunuz, çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
MSÜ Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü mezunuyum. Esas mesleğim konser piyanistliği. 2009 yılında Etiler’de altı aylık bebeklerden itibaren eğitim veren bir müzik okulu kurdum. Altı ay, dört yaş arası çocuklara aile çocuk ritim eğitimi veriyoruz. Dört yaştan itibaren hem çocuklara, hem de yetişkinlere enstrüman eğitimlerimiz başlıyor. Piyano, keman, gitar, bateri, vokal bölümlerimiz çok talep görüyor.
Kartal’ın tedavisinde müzik de size yardımcı oluyor mu?
Hastalığını duyduğum ilk andan beri ona her ilacı, her hemşiresi, her günü için ayrı ayrı besteler yaptım. Başımıza ne gelirse gelsin müzikle aşmaya çalıştık. Şu anda bile ismine bakmıyor, söylediğim şarkılara bakıyor. Her komutu şarkıyla alıyor. Almanya’da da bir müzik okuluna başladık. Haftada bir gün aile ve çocuk ritim eğitimine gidiyor ama şimdilik dersle pek ilgisi yok. Yine de disipline girmesi için inatla götürmeye devam edeceğiz.