Yeni Yıla Sayılı Günler Kala Hayatımızı Yeniden Programlamaya Ve Yeni Başlangıçlar Yapmaya Hazırlanıyoruz. Psikolog Eda Gökduman, Bu Günlerde ‘Mutluluk Ajandası’ İle Bu İhtiyacımıza Cevap Veriyor. Çağımızın En Büyük İhtiyaçlarından Biri Olan Mutluluk Üzerine Yaptığımız Söyleşiye Davetlisiniz.
“Mutluluğun tedavi edemediği bir şeye hiçbir ilaç çare olamaz.” Gabriel Garcia Marquez, az sonra okuyacağınız bu yazıyı tek bir cümleyle özetliyor sanki. Eda Gökduman’ın İstanbul’da başlayan bir hikâyesi var. İki ablasından sonra katıldığı ailesi, beş kişilik. Eda Gökduman çocukluğundan şöyle bahsediyor: “Harika bir asker babanın ve harika bir annenin kızıyım. Her memur çocuğu gibi farklı iller, farklı okullar derken babamın emekli olmasıyla memleketimiz Samsun’a yerleştik ve üniversite de dâhil tüm eğitim sürecimi orada tamamladım. Küçük bir yerde, her yaştan insanla sıcak ilişkilerle, her çocuk gibi oynayarak büyüdüm.”
Psikolog olmak çocukluk hayaliniz miydi? Mesleğinizi nasıl ve ne zaman seçtiniz?
Çocukken ileride ne olmak istiyorsun diye sorulduğunu pek hatırlamıyorum. Pek bir hayal kurmamıştım herhangi meslek ile ilgili. Ama hayatta genel olarak sorumluluk almanın ve bir şeyler için çaba göstermenin öneminin hep farkındaydım. Bunun sebebi; tabi ki babam. Aslında onun birçok baba gibi okuyun, başarılı olun, bir okul kazanın gibi söylemleri hiç olmadı. Sadece kendi yaşantısı, hayata karşı duruşu ve disipliniyle bize model oldu. Yıllardır aynı sistemde yaşar. Onun için kahvaltısı, hiç bıkmadan aldığı notları önemlidir. Baba olarak kendine düşen neyse onu yaptı, biz de kızları olarak hayatımızda hangi sorumluluk bize düştüyse onları yapmaya çalıştık ve başarabildiklerimizin mutluluğunu yaşadık. Başarılı olduğum dersler üzerinden yapabileceğim tercihler Hukuk ve Psikolojiydi. Psikoloji kazandığım haberini aldıklarında annemin arkadaşları hemen ‘Benim de psikolojim iyi değil, iyileştirirsin’ dedikçe güzel bir şeye sahip olduğumun farkına daha çok varmıştım.
Mutluluk üzerine 2013 yılından beri devam eden bir projeniz var: ‘Mutluluk Ajandası’. Biraz bahseder misiniz? Bu proje nasıl ortaya çıktı, nasıl şekillendi?
Dokuz yıldır kurumsal psikolog olarak danışmanlık veriyorum. Kendi alanımla ilgili olarak yoğun çalışan kişilerin çalıştıkları ortamlarda nasıl dinlenebilecekleri ve kendilerini çalışırken nasıl daha iyi hissedebilecekleri üzerine yoğun bir çalışma süreci içindeyken ‘Mutluluk Ajandası’ projesi ortaya çıktı. Mutluluk Ajandası; isminin karşılığı olarak aslında mutluluğu hedeflemiyor. Çünkü sürekli mutluluk peşinde koşmak ve mutluluğu aramak çok doğru bir yaklaşım değil. Mutlu olmaktan çok yaşamdan ve yaptıklarından duyulan memnuniyet çok daha önemli. Mutluluk Ajandası’nda amaç; yapılanlardan kişinin biraz olsun ‘kendini hatırlamasını’ sağlamak. Yoğun çalışırken, evle ve çocuklarla ilgilenirken, yaşamda üst üste olumsuz birkaç şey yaşarken kendimizi unutabiliyoruz. Bu kendini unutma ya da ihmal etme süreci uzun süre devam ettiğinde de bedensel ve ruhsal olarak bazı olumsuzluklar yaşama ihtimali oldukça yüksek. Bunu biraz olsun kendini fark etme süreciyle azaltabilmek, Mutluluk Ajandası’nın amacı. Bu nedenle ajanda formatında hazırlandı. Her gün masanda ve her gün iyi hissetmene yardımcı olacak hatırlatmalar yapıyor, üstelik hepsi basit formatta öneriler. Çünkü insan koşturma içindeyken veya kendini iyi hissetmiyorken zor şeyleri başaracak güce pek sahip değildir. İyi hissedebilmesi ve gücünü yeniden toparlayabilmesi için basit şeylerden harekete geçmek daha kolay. İçeriğinde yer alan öneriler mutluluk üzerine yapılan araştırmalar doğrultusunda oluşturuldu. Günlük hayatımızda mutlulukla ilgili birçok yazılı ve görsel bilgiyle karşı karşıyayız. Ama mutlu olmayı istememize rağmen çok da mutluluğu yakalayamıyoruz. Mutlu hissetme duygusu insanlara doğru bir şekilde yansıtılmalı, mutlu hissetmekten çok bazı olumsuz duyguları da yaşamanın normal olduğu, yaşamda genel olarak iyi hissetmenin, yaşadıklarından memnuniyet duymanın, yaşamından yeterli doyumu sağlamanın mutlu hissetmekten daha önemli olduğu anlatılmalı. Hep mutlu olmayı beklemek mutsuz hissetmek için ilk sebep.
Kendi kategorisinde yılın en çok satan 2. ürünü unvanınız var; Mutluluk Ajandası’yla ilgili. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?
Çünkü iyi hissetmek herkesin ihtiyacı. Bir ajanda formatında olması sebebiyle de biraz daha ilgi gördü. Kullanıcılarını renkleriyle de motive eden bir ajanda. Oldukça renkli bir tasarıma sahip. Mutluluk Ajandası’nın tasarım ekibi de her ayrıntıya özen gösteriyor. Her aşamasında birlikte ilerliyoruz. İnsan beyninin aynılıktan sıkılma ihtimalini sürekli göz önünde bulundurduğumuz için dinamik bir tasarıma sahip. Pazartesi günleri sendromsuz geçsin diye en güçlü tasarıma ve içeriklere sahip, hafta sonları ise daha çok dinlemeye, keyiflenmeye ve yeni bir hafta için yenilenmeye göre düzenlendi. Beynin ve bedenin yeterli düzeyde dinlenmesi zihinsel sağlığımız için çok önemli. Bireysel bir ajanda olmasının yanında kurumsal olarak da kullanılan bir ajanda. Yeni yıl döneminde şirketler çalışanlarına ve müşterilerine faydalı bir hediye olarak sunuyor. İş hayatında gerekli performansı göstermek önemli olduğu kadar kendini iyi hissederek çalışmak da çok önemli. Çünkü mutlu çalışanlar daha verimli çalışıyor.
Birkaç basit yöntem ya da örnekle iç mutluluğumuzu kendimize saklamak için neler yapabiliriz?
Mutlu olmayı denemek bile işe yarıyor. Bazı olumsuzlukları yaşamak gücümüzü azaltıyor olsa da iyi hissetmek için çaba göstermeli ve bu konuda kendimize güvenmeliyiz. Gülümsemek de iyi hissetmeye yardımcı oluyor. Moralinizin bozuk olduğu zamanlarda sizi biraz olsun gülümsetecek şeyler bulabilmelisiniz. Komik bir video, film veya sizi gülümsetme olasılığı yüksek bir kişiyle iletişime geçebilirsiniz. Olumsuz düşünceda işe yarayacaktır.
Şimdilerde dekoratif ürünler üzerine de çalışmalarınız var. Örneğin tikka.com.tr. Mottosu ‘seni mutlu eden şeyler’. Biraz bahseder misiniz?
Mekânlar ve kullandığımız objeler duyularımız aracılığı ile bizde bazı etkiler ortaya çıkarır. Beden içinde bulunduğu alanlarla sürekli bir etkileşim halinde olduğu için bireyi mekândan bağımsız düşünmemek gerekir. Mekânlardaki renk, ses, doku, ışık, mekânlarda seçilen objeler iyi hissetmeye yardımcı olabilir. Mesela çiçeklerle dolu bir odaya girdiğinizde gülümseme ve mutlu hissetme olasılığınız oldukça yüksek. Yemyeşil bir doğada içinizi huzur kaplayabilir. Yumuşacık bir battaniye iyi hissetmenize yardımcı olabilir. Sevimli bir hayvan tasarımlı bir ürünü çalışma masanızda kullanmak sizi motive edebilir. Güneş giren bir evde güne daha dinamik başladığınızı fark etmişsinizdir. Şirketlerde de çalışanları dinlendiren, rahatlatan ve motive eden özel alanlar tasarlanıyor. Tikka, tasarımlarıyla ve renkleriyle kişide olumlu duygular ortaya çıkarabilen ürünler sunmayı hedefleyen bir marka. Titiz bir ekip tarafından yönetiliyor. Bazı ürünlerde ahşap en doğal hali ile kullanılarak sakinlik duygusu yaratılırken, bazı alanlarda eğlenceli ve renkli tasarımlarla motivasyon sağlamak amaçlanıyor. Çalışanı dinlendiren, mutluluk hissi veren, motive eden, yakınlık hissi veren mekânlar için detaylar oluşturma süreçlerinde mimarlar ile birlikte yürüttüğüm çalışmalarda elde ettiğim deneyimleri TİKKA ekibi ile paylaşıyorum. Ürün tasarlama süreçlerinde ve detaylarında insanı, duygularını, ergonomisini ve ihtiyaçlarını önemseyen markaların varlığı gittikçe artıyor.
Kişisel hayatınızda mutlu olmak için neler yaparsınız ve nelerden uzak durursunuz?
İyi hissetme üzerine yaptığım tüm çalışmalar ve mesleğim tabi ki bana yol gösteriyor, iyi hissetme sürelerimi daha uzun tutmaya ve sahip olduğum güzel şeyleri daha fazla hatırlamaya özen gösteriyorum. Son bir yıldır bana en iyi gelen şey: Köpeğim Max. Evde bir dakika bir şey düşünmeme izin vermiyor, varlığı beni mutlu ediyor ve bana iyi geliyor.