Ölüm, sağlıklı biri için çok uzak görünse de, gelişen tıp ve modern hastaneler hiçbir hastanın ölmeyeceği hissini uyandırsa da ani gelişen olaylar neticesinde meydana gelen ölüm vakalarında, yoğun bakım tedavisinde hasta kurtulamadığında ve beyin ölümü gerçekleştiğinde ‘Organlarını bağışlamaya ne dersiniz?’ sorusuna sıra gelince yaşanan süreçleri Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hasan Taşçı’ya sorduk.
Kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’de “Kim bir canı, başka bir cana ya da yeryüzünde fesat çıkarmasına karşılık olmaksızın öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir adamın hayatını kurtarırsa sanki bütün insanların hayatını kurtarmış olur.” (Maide suresi, 5/32. Ayet) ayeti yer alıyor. Diyanet Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 03/03/1980 tarihinde aldığı kararla organ bağışının ve naklinin caiz olduğu belirtilirken, kaybedilen kişinin başka bedenlerde yaşayacağı, ölen yakınları adına iyilik yapma duygusu, organ bağışına ‘evet’ demekte çok etkin oluyor. Sadece Sağlık Bakanlığı’nın izni ve ruhsatı ile yapılan organ bağışı için Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hasan Taşçı; ‘Bizim amacımız kadavra dediğimiz, beyin ölümü gelişmiş, tıbben ölmüş hastaların organlarını hastaların yakınlarının bağışlamasıyla yapabileceğimiz kadavra nakilleridir ki burada tamamen ölmüş insanların organlarını alıp, hastalara takabiliriz ve böylece, canlıları bağış yapmak zorunluluğundan kurtarmış oluruz. Avrupa ülkelerinde organ bağışı açısından biz sonuncu ülkeyiz. Oysa teknik alt yapı ve organ nakilleri açısından Avrupa standartlarındayız. Bir an önce bunu düzeltmemiz gerektiğine inanıyorum’ diyerek konunun önemine vurgu yapıyor.
Yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgi nedir?
Tanatoloji (ölüm bilimi) ölümün ne olduğunu tarif etse de aslında çok karmaşık bir durum. Yaşam, kalp atımı olarak değil, hep nefes alıp vermek ile özdeşleştirilir. Son nefesini vermek, soluk aldığım her an, ‘olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’ ifadeler hayatı nefes almakla başlayıp, nefes vermekle biten bir süreç gibi gösteriyor.
Ölüm anında ölen kişinin yakınlarıyla diyaloğunuz nasıl oluyor?
Ölüm anında, kaybedilen kişinin yakınlarında ölümün acısını görüyoruz. Kaybedilen kişinin boşluğunu, isyanı, karamsarlığı ve bir daha sevdiklerini göremeyecekleri hissini yaşıyoruz. Gözlerindeki acılı bakışın yaşandığı anlarda yanlarında oluyoruz.