Birbirinden güzel besteleriyle, özel hayatındaki mesafeli duruşuyla, dünyaya bakışıyla, tepeden tırnağa gerçek bir sanatçı Kıraç… Sanatçı ile çalışmaları, hayat görüşü ve projeleri ile ilgili keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Özel ve güzel bir insan Kıraç… Kısa bir süre önce Kütahya’ya gelen sanatçı, oradan Eskişehir’e geçip muhteşem bir konser verdi. Çok yoğun olmasına rağmen bize de vakit ayırabildi ve röportajımızı Kıraç’ın albüm hazırlıklarını yaptığı stüdyoda gerçekleştirdik. Hayatı müzikle şekillenmiş, öyle ki ‘Endamın Yeter’ şarkısı ona rüyasında söylenmiş. Ve sabah kalkıp bestelemiş. Çocuklarıyla hayata bağlanıyor, ‘çocukların dünyayı daha yaşanır bir hale getirdiğini düşünüyor. Ben de bu konuda kendisine katılıyorum. Türkiye’nin ilk çizgi sinema filmi Ayas’ın yapımcısı eşi Ayşe Şule Bilgiç, kızları Iraz ve oğulları Yağız ile mutlu bir yaşantısı var. Ayas filminin müzikleri de yine ona ait. Kıraç’ın hayranlarına hediyesi ise yakında çıkarmayı planladığı albümü olacak… En çok albüme ismini verecek şarkıyı merak ediyorum.
Sizi hep müziğinizle, bestelerinizle tanıdık. Özel hayatınızı gözlerden uzak yaşıyorsunuz. Kendi tercihiniz mi bu?
Saklamaktan ziyade özel hayatımı göz önüne sermek için özel bir gayret sarf etmedim. Malum, şov dünyasında olan insanlar gündemde ne konuşuluyorsa, ne prim yapıyorsa, özel hayatlarına varana kadar kullanıyorlar. Ben bunu yapmıyorum. Bu tutumlarını örnek aldığım insanlar var tabii.
Kimi örnek aldınız?
Benim çok önemsediğim insanlar var: Cem Karaca bunların başında geliyor.
Cem Karaca ile olan bağınızı anlatır mısınız?
Cem Karaca ile 2002 yılında tanıştık ve birlikte aynı mekanda şarkı söyledik. Taksim’de Yaga isminde bir mekan vardı o zamanlar, artık yok tabii. Çarşamba akşamları Cem Karaca, perşembe akşamları da ben çıkıyordum konser vermeye. Dostluğumuz orada başladı ve çok özel sohbetlerimiz oldu. Bir Avustralya konserimize Cem Karaca’yı da konuk olarak davet etmiştik, bizi kırmayıp gelmişti. Özel bir insandı Cem Karaca, türünün son örneğiydi diyebiliriz. Öyle bir insanı tanımış, onunla zaman geçirmiş olmak ayrıcalıklı bir duygu.