KASIM-ARALIK 2016
NG
33
bunun içinde olmak istiyorum dedi. Seve
seve tabii...
‘Bağdat’ parçanız nasıl doğdu? Evde
miydiniz yine?
Bir anda! Evde sabah çalışıyorum. Benim
bir pufum var. ‘Yine seni sevmekten başka...’
diye direkt girdim. Beyazıt ile konuşuyor-
duk. Birçok şarkının demolarını biliyordu.
Ancak Bağdat’ı daha sonra yapmıştım. Ay-
la’cığım, bittiği zaman bize bir programa gel,
diyordu. “Bir tek endişem var. O kadar tatlı
tane fincan takımı göndermiş, eve hediye.
Gerçekten fincan takımım yoktu, kırılmıştı.
Bayıldım fincan takımıma! Çok da güzel ye-
mek yaparım bu arada. Yemek pişmeyen bir
ev, mutsuz bir evdir bence. Yemek pişmiyor
ise o eve insan girmiyor demektir. Benim
kahvaltılarım çok meşhurdur. Evimde ko-
nuk ağırlamayı çok severim. Benim için evin
dekorasyonundan ziyade, huzur önemli.
Huzurlu bir ev olmalı, mutlaka güneş almalı.
İçeriye giren rahat etmeli.
rim var. Türkan ile de Yılın Şarkısı Ödülü.
Üretken
olmak
nasıl
bir
duygu?
Çok muhteşem! Gerçekten Tanrı’nın
bir lütfu. Bir şey çıkıyor ortaya mese-
la, o güzelliği anlatamam. Yüzüm de-
ğişiyor. Bir de her şey içime sindiy-
se ve ben yazdıklarımı beğendiysem,
gözlerim parlıyor. O kadar güzel bir duygu.
O anları daha çok kim ile paylaşırsınız?
Acil, o anda kimi arayabiliyorsam. O an
acilen birine dinletmem gerekiyor. Hemen
paylaşmak istiyorum. Saklayan, ketum biri
değilim. Beraber çalıştığım, paylaştığım, bir
şeyler yapmaktan keyif aldığım kişiler; Gök-
han Tepe, Erhan Bayrak. Çok uzun zaman
Orhan Sancak ile çalıştık. Ama dinletmek
için birkaç kişi var. Beyazıt Öztürk mesela.
Metin Arolat çok eski arkadaşım, kıymet-
lim.
Beyazıt Öztürk ile ortak bir çalışma
yapma fikri nasıl oluştu?
Beyazıt Öztürk’e aşinalığım herkes gibi.
Samimiyetiyle, r’leri söyleyememesiyle,
gülüşüyle, esprileriyle Türkiye’nin sevgilisi
oldu. Beyazıt zaten bir şey yapmak istiyor-
du benimle. Bu ‘Bağdat’ oldu. Dinlediğinde,
bir sesin var ki, ama bu dijital ortamlarda
o tını gidecek. Ne olur dikkat et, ona özen
göster,” dedi. Çok özen gösteriyorum as-
lında. Sen hiç bitmişken dinlemedin. Sana
atayım, bir iki tanesini dinle, değerlendir
dedim. İçlerinden biri Bağdat’tı. Bir saat
sonra aradı ve “Ayla, ben kendime gelemi-
yorumbu nedir?Muhteşembir şarkı olmuş.
Bunun içinde olmak istiyorum. Beraber bir
şey yapalım,” dedi. ‘Şeref duyarım’ dedim.
Doğal olmayan hiçbir şey yok aslında. Her
şey organik.
Sizi televizyonda düet yaparken izle-
dim. Çok uyumlusunuz.
Sadece birbirimizi sevdiğimiz için birlikte-
yiz. Bundan daha güzel ne olabilir? İki iyi
arkadaşın birbirleriyle bir şey yapması...
Doğal olarak insanlara geçti bu enerji.
Evde olmayı seviyor musunuz?
Ev kuşuyum ben. Çok klasik bir Türk kızı-
yım. Sabah kalkar, duş alırım. Çayı koyarım.
Mutlaka kahvaltı yaparım. Sonra da evde
çalışırım.
Kütahya Porselen ürünlerini kullanı-
yor musunuz?
Tabii ki kullanıyorum. Erkan Bey bana bir
Bir şarkı
yaptığımda bunu
kim söyler diye
düşünüyorum.
Onun sesinden
duymaya
çalışıyorum,
genelde tahmin
edebiliyorum.’
mediniz?
‘Lavanta’ adlı albümüm yeni çıkmıştı. Ben
benim olanı biliyorum, bu benim diye ayı-
rıyorum otomatik olarak. O benim değildi.
Parçaları kişiyegöremi seçiyorsunuz?
Çoğunlukla. Bir şarkı yaptığımda bunu kim
söyler diye düşünüyorum. Birinin sesinden
geliyor o bana. Onun sesinden duymaya ça-
lışıyorum, genelde tahmin edebiliyorum.
İyi bir gözlemci misiniz, iyi bir dinle-
yici misiniz?
Çok iyi bir gözlemci olduğumu söyleyebili-
rim. İyi de bir dinleyiciyim.
Neler size ilham veriyor?
Samimiyet, gerçeklik, doğallık... Ben ger-
çekten çok ilham alıyorum. Gerçek duygu-
lardan, gerçek gönüllerden. Kötü de olsa, iyi
de olsa, gerçek ve samimi şeylerden ilham
alıyorum.
Ödülleriniz var mı?
Altın Kelebek, Türkiye Müzik Ödülle-