Previous Page  27 / 108 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 27 / 108 Next Page
Page Background

YAZI

SEVGISUN YÜRÜK

FOTOĞRAFLAR

CANAN YETİŞTİ SATKIN

‘Kadife sesli dev adam.’ Hayranları ondan

böyle söz ediyor. O, tartışmasız çok iyi bir

oyuncu. Yaptığı işlerde devleşiyor, işlerin

marka değerini artırıyor. Yetkin Dikinciler,

bu sayımızda konuğumuz oldu. Çocukluğu-

nu, yaptıklarını, şimdiyi ve geleceği konuştuk.

Kendisi konuşurken onu dinlemek çok keyif-

liydi. Her şeyden önce kibar, beyefendi, güzel

bakan bir insan. Yaptığı işlerin değil, yapma-

dığı ve kabul etmediği işlerin kariyerini oluş-

turduğunu söylüyor. Ben de bu yönünü çok

takdir ettim. NG Kütahya Seramik reklamını

ve daha birçok sorumuzu içtenlikle cevapladı.

Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

Çocukluğunuzda hayaliniz neydi?

Çok güzel bir ailede büyüdüm ben. Hep ai-

lemle yaşamak istiyordum. Hayalim o günle-

rin mümkün olduğunca devam edebilmesiy-

di. İstanbul Aksaray’da doğdum, büyüdüm.

Babam Kumkapılı, dedem Yenikapılı; baba

tarafından İstanbullu, anne tarafından da

Egeliyim. Annem, anneannem ve yengem

olmak üzere üç kadınla büyüdüm. Kardeşim

yoktu ama kuzenlerimle birlikte büyüdüğüm

için kendimi çok kardeşli saydımhep. Üç evin

kapıları sürekli açıktı. Yengemde yemek yer,

anneannemde uyurdum. Böyle özgür bir

ortamda yaşadık ve büyüdük. O yıllara çok

sesli bir huzur ortamı diyorum. Her kafadan

bir ses çıkıyordu ama hepimiz mutluyduk.

Herkes istediği gibi yaşıyordu. Çünkü bize

küçüklüğümüzden beri bir birey olduğumuz

hissettirilmişti. Memur bir ailenin çocuğu-

yum. Evet, çok varlıklı bir ailede büyümedik

ama yediğimiz önümüzde yemediğimiz arka-

mızda oldu sürekli. Onun için de çok dengeli

bir çocukluk geçirdiğimi düşünüyorum. Bü-

tün bunların yanı sıra kuzenlerimden farklı

olarak derslerinde çok başarısız bir öğren-

ciydim. Fizik, kimya, matematik ve fen ders-

lerinde çok kötüydüm. Tarihe, sosyolojiye,

felsefeye, edebiyata ilgim vardı. Lisede ‘fen

oku, mühendis olursun’ dediler. Sonuç olarak

fen bölümünden mezun olup edebiyat fakül-

tesini kazanmış bir öğrenciyim. Konservatu-

ardan önce İstanbul Üniversitesi Edebiyat

Fakültesi’nde okudum. Üçüncü sınıfa kadar

çarşamba günleri tiyatro derslerimize Yıldız

Kenter geliyordu. Ben de ilgim olduğu için o

derslere katılıyordum. Hocamızın yönlendir-

mesiyle konservatuar sınavlarına girdim. Ka-

derin cilvesine bakın; konservatuvarda Yıldız

Kenter’in değil Müşfik Kenter’in öğrencisi

oldum. Yıllarca onun ağzının içine baktım.

Bize ‘artist olmayı unutun bunlar etiket; in-

san olun ve birbirinizi sevin, bu iş sevmeden

olmaz’ derdi. Çok doğru; sevgisiz hiçbir şey

olmuyor. İnsan odaklı ve insanı seven bir yol-

culukta değilseniz zaten kendinizle ilgili bir

sorununuz var demektir. Bunu gidermeye

çalışın hayatınız elverdiğince. Ben de varsa

böyle eksiklerim hala oyuncuyken bile bunu

gidermeye çalışıyorum. Birçok oyuncuya can

vermeye çalışıyorum çünkü. Ben bir ‘ben’

olabilir miyim diye hayal ettim. Bu şimdi ku-

rabildiğim bir cümle; o zamanlar bu cümleyi

kuramıyordum. Ama bütün günü yaşayıp, so-

kakta oynayıp, anneannemin yaptığı yemek-

leri yiyip huzurla yatağıma yattığımda yeryü-

zünde benden başka insanların da olduğunu

hissediyordum ve bunu paylaşmak çok hoşu-

ma gidiyordu. Ne mutlu ki bu içimdeki hayale

dair bir iş yapmışım. Çünkü yeryüzünde ne

kadar insan varsa o kadar hayat var, hayat

hikâyesi var. Hepsi anlaşılmaya değer. Ben

tiyatronun

iç dünyasına

yolculuk

YETKIN DIKINCILER, NG KÜTAHYA SERAMIK

REKLAMLARIYLA ŞU SIRALAR GÜNDEMDE. İŞINE,

KARAKTERINE VE BAKIŞ AÇISINA DAIR BIRÇOK BILGI

ISE BU AY RÖPORTAJ SAYFALARIMIZDA.

ŞUBAT -MART -NİSAN 2017

NG

27