61
yer alan kuşlar çocukken yaptığım yemekleri ilk tadan o kuşları
simgeliyor. Salıncaktaki o küçük kız ise beni. Kısacası, yemeğe
ilk adımlarımı sembolize ediyor logomuz.
Yemek tarifi yazarken nelere dikkat edersiniz?
Aslında ben hikayesi olan yemeklerin peşindeyim. Yemeğin
bende ya bir anısı olmalı ya da bir şeyler hatırlatmalı. Evlenme-
den önce enteresan yemekler bulup yapmaktı amacım, çünkü
rakibim annemdi. Zaman geçtikçe çocukluğumdaki yemekleri
özlediğimi fark ettim. Portakallı ördek deyince hiç bir şey ifade
etmez ama bamya deyince annenizin size zorla yedirdiği aklı-
nıza gelir mesela. O yüzden benim için anne eli değen yemek
tarifleri her zaman daha ön plandadır.
Büyük başarı yakaladığınız blogtan sonra bir ki-
tap yazdınız ve şimdilerde dergi çıkarmaya
başladınız. Bu bir süreç galiba. Yazılar
kağıtlarda hayat bulmak istiyor di-
yebilir miyiz?
Haklısınız, online çok iş yaptım
ama her zaman mis kokulu ki-
taplarda, dergilerde kaldı aklım.
Teklifler geliyordu ama önce
kendimi kanıtlamam gerekiyor
diye düşündüm ve kitlemi oluş-
turduktan sonra da tariflerimizi
yazılı hale getirdim. Annem biz
çocukken yemek yapmayı öğren-
diği kitabını ciltlettirip ablamla bana
verdi, her tarife küçük anılarını da ya-
zarak kitabı bir nevi yemek hatırası haline
getirdi. Ben de onun geleneğini devam ettirdim
ve ‘Anneler ve Kızları için Portakal Ağacı’nın En Gü-
zel Yemekleri’ adlı kitabımı çıkardım. Geri dönüşler çok güzel
oldu, çünkü her yemeği kitabım için tekrar hazırladım ve tekrar
fotoğrafladım. Emeğimin sonunda da ortaya güzel bir iş çıktı.
Arkasından TRT Çocuk Dergisi’nde Genel Müdürlük yapmaya
başladım. Böylece dergicilik de hayatıma girdi. Sonra da Por-
takal Ağacı dergisini çıkarmaya başladım.
Derginiz bilindik yemek dergilerinden farklı. İçeriği
hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Dergiyi bir günlük gibi hazırlıyorum. İlk sayımızda gün
Kapadokya’da doğdu ve New York’ta akşam yemeği ile son
buldu. Keyifli sohbetler, minikler için farklı sofra ve yemek tarif-
leri ile de dergiye zenginlik kattık.
Dergide diğer siteleriniz olan ‘ailemle geziyorum’ ve
‘kırmızı minder’den de esintiler var. Değil mi?
Evet. Kırmızı minder, daha dekorasyon odaklı bir site. Kü-
çücük detaylarla tüm sofrayı ya da evinizi nasıl farklılaştırabilirsi-
niz? Nasıl renklendirirsiniz? Bunları paylaştığım bir site. Dergide
de bu konuları işledik. Dönemi düşünerek hazırladığımız acil
sahur seti, tekne orucu iftarı bu pratik bilgileri işlediğim konu-
lardan bazıları.
Üç siteyi de devam ettirmeyip, tek çatı altında topla-
mayı düşünüyor musunuz?
Bu artık gereklilik durumuna doğru gidiyor. Üç çocuk, der-
gicilik derken her biri ile istediğim ölçüde ilgilenemiyorum. Birbiri
içinde eriyen konular olarak Portakal Ağacı’nda tüm bu bilgileri
takipçilerimle paylaşacağım gibi gözüküyor.
Fotoğraftaki yemeklerde aynı zamanda bir sanat var.
Bu nasıl ortaya çıkıyor?
Hayalimde bir sofra kuruyorum, sonra ona
uygun malzemeleri ortaya çıkarıyorum.
Daha önceleri sadece yakın çevrem-
den bulduğum bu materyalleri artık
sponsorlardan temin edebiliyorum.
Sponsorlar, yemek takımları ve di-
ğer ihtiyaçlarımızı karşılıyor ve bu
şekilde ortaya hikayeleriyle birlik-
te yemek sofraları çıkmış oluyor.
Portakal Ağacı’nın bun-
dan sonra ki adımı ne ola-
cak?
Videolu tarifler olabilir. Porta-
kal Ağacı’na layık bir şekilde olacak.
Televizyonu düşünmüyorum, çünkü
çok çabuk tüketilen bir mecra.
Bu kadar güzel yemeğin içinde formu-
nuzu nasıl koruyorsunuz?
Yemekleri yapıyorum ama az yiyorum dikkat etmeye çalı-
şıyorum.
Evinizde nasıl yemekler yaparsınız?
Terzi kendi söküğünü dikemezmiş; benim ki de tam o
hesap... Bir önceki günden kalan yemekler yenilir ve çok
fazla çeşit olmaz. Hatta eşim, “Ben Portakal Ağacı’nın sahi-
besiyle evliyim, bunları hak etmiyorum,” diye kendi aramız-
da konuşuruz.
NG Kütahya Porselen hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Son dönemlerde sıkça gördüğüm ve çok kullanışlı oldu-
ğunu düşündüğüm ‘Tavola’ adlı ürünlerinizi çok beğeniyorum.
Ayrıca ateşe dayanıklı ürettiğiniz Porflame tencerelere bayılıyo-
rum! Hatta dergimin ilk sayısında, Porflame tencerede bir çorba
tarifim bile var. Formu ve tasarımını çok beğeniyorum. Yalın for-
mu ile farklılık yaratan tasarımlar gözbebeğim diyebilirim.
Mutluluk dediğimiz
zaman aklımıza bir
sürü şey gelebilir, Hatice
Hanım’ın ise aklına
Portakal Ağacı geliyor.
