Küçük Matteo Ragni’ler
yaratmak istemiyorum.
Yollarını bulmaları için
öğrencilerime gereken araçları
sağlamaya çalışıyorum.
ramanlar kültürlerine bir şeyler katmak
adına ülkelerine geri dönenler. Bu cesaret
ister, çünkü bu İtalya’da gördüğünü kendi
ülkene kopyala-yapıştır uygulaması değil.
Elbette ki tasarımcı havasını soluduğu yer-
den etkilenecek ama sonra İtalyan tasarım
yaklaşımını Türkiye piyasası ve kültürüne
uyarlayacak.
Türkiye’deki tasarım sektörünü glo-
bal pazarda nasıl görüyorsunuz?
Türkiye’yi düşündüğümde aklıma ilk se-
ramik geliyor. Bu ve Türkiye’deki diğer
alanlar özgün tasarım faaliyetleriyle daha
güçlenecektir. Global markette çok etkili
olabilecek firmalar var ama bunu yaparken
Türk Cassina olmaya çalışılmamalı. Kendi
kültürünü kullanmalı, İtalyan kültürünü
değil. Örneğin Çin çok usta zanaatkarların,
çok köklü firmaların olduğu bir yer. Ama
kendi tarihlerini kullanarak hiçbir şey yap-
mıyorlar. Piyasanın nabzına göre şerbet
vermek istiyorlar.
Tasarım öğrencileriyle ‘TobeUs’ atöl-
yeleri düzenliyorsunuz, en son Eu-
rochocolate işbirliğiyle Chocomates
yarışmasını düzenlediniz. Geleceğin
tasarımcılarına ne gibi tavsiyeleriniz
olur?
Kendi yollarını bulmaları. Bunun için önce
akıl hocanı bulmalı ve yaklaşımını sindir-
melisin. Tasarımın gücünü vücudunda,
ruhunda gerçekten hissedersen, fikirlerini
en iyi şekilde ifade edeceğine, kendi yolu-
nu bulacağına inanıyorum. Ben öğretmen
değil, bir danışmanım. Bana göre öğret-
men “Sana anlattığım şeyi çalışmak zorun-
dasın,” diyendir. Öğrencilerim bir bakıma
meslektaşım. Belki yaşım ve deneyimlerim
gereği daha tecrübeliyim ama amacım öğ-
rencilerin kendi fikirleriyle düşünmelerini
sağlamak. Küçük Matteo Ragni’ler yarat-
mak istemiyorum. Yollarını bulmaları için
öğrencilerime gereken araçları sağlamaya
çalışıyorum. Chocomates yarışmasını bu
yüzden düzenledim. Yarışmalara katılmak
öğrencileri geliştirir ve motive eder. Bazen
tasarımcı kafasıyla düşündüğünde bunu
yapmak zor olabilir, çünkü aslında öğren-
ciler bir bakıma rakiplerindir. Ama bence
öğrencilerine aşkla bakmalı; onların iyili-
ğini, senden iyi olmalarını istemelisin. Bu
ancak kendinle barışıksan olabilir. Benim
tek hırsım, müşterilerimi ve nihai kullanı-
cılarımı mutlu edecek işler yapmaktır. Ka-
rim Rashid’in dediği gibi “Globalove,” yani
büyük bir aile gibi yapılan işle herkes mutlu
olmalıdır. Kendinle barışık değilsen, okulda
öğretmen, ofiste patron olmak çok zordur
çünkü herkeste baskı yaratırsın.
2016 için ne gibi planlarınız var?
Seni beklerken ben de bir yapılacaklar
listesi hazırlamaya çalışıyordum. Son beş
yılda, iş odağımızı ürün tasarımından müş-
terilerimizle beraber strateji tasarımına
kaydırdık. Bazen bir firma sadece bir masa
tasarlamamız için stüdyomuza gelmiyor,
bir dilekleri daha var; bir partner bulmak.
İyi bir tasarımcı, firma için değil, firmayla
beraber çalışmalı. Bu bakış açısını değiş-
tirmek bile çok büyük farklar yaratıyor.
Önümüzdeki süreçte kayar kapılarda uz-
manlaşmış köklü bir İtalyan firmasıyla iş-
birliği yapacağız. Bu firma bizden yeni bir
kapı değil; yeni bir strateji, yeni bir iletişim
tasarlamamızı istedi. Elbette bu arada Fu-
ori Salone için kapı da yaparız. Ama ürün
tasarımı işimizin sadece bir branşı oldu
artık. Firma için değil, firmayla beraber
tasarlamak önemli. Genellikle tasarımcı-
lar firma için bir şey tasarlar ve telif hakkı
ister. Bu bakış açısıyla tasarımcılar sadece
firmaların para ödedikleri birileri olurlar.
Ama bunu değiştirirseniz, tasarımcı; işinizi
geliştirecek, sizi piyasada ilerletecek, yeni
bağlantılar yaratacak, size yardım edecek
biri olur.
www.matteoragni.comMART-NİSAN 2016
NG
39