Previous Page  52 / 100 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 52 / 100 Next Page
Page Background

Umut Durbakayım kimdir? Hikayeniz-

den biraz bahseder misiniz?

1975 İstanbul doğumluyum. Erenköy kö-

kenli bir aileyiz. Yaklaşık 100 yıldır İstan-

bul’dayız. Ben 4. Kuşağım. Babam Teknik

Yapı’yı 1974 yılında ben doğmadan bir yıl

önce kurmuş. Ben içine doğdum diyebiliriz.

Sürekli babamı gördüğüm için inşaat mü-

hendisliğini seçtim. Çocukluğumda hep ba-

bamla hafta sonları şantiyeye giderdim. Çok

ufak yaşlardan beri benim oyun alanım şan-

tiyelerdi. Şantiyede düzelttiğim çiviler başı-

na babamdan para bile alırdım. Ticarete de

böyle atıldım. Büyüdükçe işin her kısmında

bulundum. Lisede inşaat malzemeleriyle il-

gili malzeme satan bir mekânımız vardı. Bir

yaz komple orda çalıştım, yani dükkânda.

Kamyon indirir ve yüklerdik. Üniversiteden

mezun olduktan sonra doğrudan şirketin

başına geçmedim yani. İşin en alt kade-

mesinden başlayıp en üst kademesine çık-

tım. Üniversiteden mezun olduktan sonra

1998’de Amerika’ya gittim master yapmak

için. Ama yarım bırakmak zorunda kaldım.

Teknik Yapı’nın

Yönetim Kurulu

Başkanı Umut

Durbakayım,

samimi

ve aşırılıklardan uzak

hayatı, çalışkanlığı

ve disipliniyle bu ay

sayfalarımızın konuğu.

Kendisinden hayat

ve marka hikayesini,

karakterini dinliyoruz.

Yazı

Gökçe Karaman Önemci

Fotoğraf

Canan Yetişti Satkın

RÖPORTAJ

YAŞAM

Çünkü şirketteki işler yoğunlaşmıştı. O sı-

ralarda sadece konut işi değil sanayi yapıları

ve villa siteler de yapıyorduk. Bir an önce

işe başlamak istedim. Önce bir şantiyede,

sonra birkaç şantiyede sonra da merkezde

çalıştım. Böylece bir yola girdik.

Teknik Yapı’nın hikayesi nedir?

Teknik Yapı’nın asıl büyük hacimli konut-

lara başlaması 2005 yılındaki Uphill Court

projesiyle oldu. Bu projeyle EmlakKonut’un

ilk hasılat paylaşım modelini Türkiye’de

başlatmış olduk. En hızlı satış ve en büyük

ciroya ulaşmıştık. Çıkış noktası ise eskiden

büyük daire sıkıntısı vardı. Yeni büyük bir

daire yoktu, ya iki daire birleşiyor ya da vil-

lalar satın alınıyordu. Bu projede bu ihtiya-

ca cevap verildi. Bunun yanında Amerika’da

aldığım eğitimle stüdyo daireleri bu doğrul-

tuda tasarladım. Sonra Türkiye’de emlak

satışı hızlandı. Biz de kendimize pilot böl-

geler seçtik. Son zamanlarda ise Denizli’ye

yöneldik. Emlak konuttan 1.500 konutlu

bir proje aldık. İki ya da üç ay sonra satışına

başlayacağız. Geneline bakarsak 2005’den

2015’e kadar yılda ortalama 1.500 konut

üretmişiz. Bunların ortalama 1.300 ile

1.400’ü satılmış. Marka değeri olan bir fir-

mayız.

Teknik Yapı’nın yanı sıra Betofiber fir-

ması da var. İçeriği nedir?

Amerika’daki sürecimde bazı mimari ta-

sarım ve süreçler çok hoşuma gitmişti.

Dekoratif elemanlar ve duvar paneli çö-

zümleri. GRC adı verilen yeni bir malzeme

söz konusuydu. Avrupa, Amerika ve Arap

Ülkeleri’nde ağırlıklı olarak kullanılan bu

malzemeyi önce kendi projelerimizde kul-

lanmaya başladık. Türkiye’de o zamanlar

merdiven altı üretiliyordu ve büyük işlerde

tedarik zordu. Bu çok teknolojik ürünün ka-

litesi ve kontrolleri yeterince sağlanamıyor-

du. Türkiye’de İngiltere çıkışlı GRC Derneği

tarafından denetlenip onaylı üretici belgesi

alan iki firmadan biri olduk. Bu dünya çapın-

da bir belge. Firmamızın teknolojik fabrikası

ve yönetim sahası var. İlk yıllarında ülkemiz-

de bilinmeyen bir sistem olduğu için çok uğ-

raştırıcı bir süreçti. Son olarak Tuzla’da 20

bin metrekarelik bir fabrika kurduk. Artık

yüzde 20 oranında Teknik Yapı’ya yüzde 80

oranında dışarıya üretim yapıyor. Dolayısıy-

la Betofiber inşaat sektöründe aranan bir

marka haline geldi.

Hizmet sektöründe iki markanız var.

Spora Club ve Et-inn’den bahseder

misiniz?

Dört yıl önce Kadıköy bölgesinde 20 bin

zirveye

giden

basamaklar

52

NG

OCAK-ŞUBAT 2016