

zaman bir tesbih vardır. Benim elimde ya
bıçak olur ya tesbih olur açıkçası.
Peki, bu tesbihleri seçmek
nasıl oluyor? Bugün yanıma bu
tesbihimi alayım deyip mi dışarı
çıkıyorsunuz?
Eskiden koleksiyon tesbihlerimi yanıma
alırdım. Ancak, tesbihlerin hassas yapıları
var. Bazen arkadaşlar ellerine alıp bakmak
istiyorlar tabii ben de kıramıyorum. Bazı
teşbihler fazla hassas, elde taşınacak gibi
olmayabiliyorlar. O yüzden değerli tesbih-
lerimi evde bakıyorum. Günlük kullanıla-
cak tesbihleri kullanıyorum.
Mesela kıyafetinize göre tesbih
seçtiğiniz oluyor mu?
Kıyafetime göre tesbih ve yüzük kullanı-
rım. Saat de aynı şekilde. Benim için bir
ritüel de diyebilirim. Mesela açık renk bir
kıyafet giydiysem genelde kehribar tesbih
tercih ediyorum. Kahverengi bir kıyafet
seçtiysem kuka tarzı veya oltu taşı tercih
ederim.
Cerrahlık da bir bakıma sanatçılık
diye düşünüyorum ben. ‘Tanrının
eli’ dediğimiz durum doktorlar için
geçerli. Peki, siz ameliyatlarınıza
girmeden önce neler yaparsınız?
Müzik dinler misiniz?
Cerrahi bir sanattır. Nasıl tesbihte bir usta-
lık varsa, nakışta bir ustalık varsa cerrahide
de vardır. Sanat işliyorsunuz sonuçta. Ben
ilk olarak besmelesiz başlamam. Allah ismi
şifa verendir. O yüzden ben Allah’ı yanım-
da hissetmek isterim. Öyle başlarım ame-
liyatıma. İnsanı yaratan odur ve ben onun
işini icra ederken ondan destek alırım. O
maneviyatı hissetmeliyim ki mesleğimi
icra edebileyim. ‘Kul olarak daha ileriye
gidemiyorum daraldım,’ dediğim zaman-
lar Allah’ın yardımını çok hissetmişimdir.
Yanımdaymış gibi hissedince de o manevi-
yatla iyi olmuşumdur. Çünkü bu cerrahlık
mesleğinde tedavi ettiğiniz, ameliyat etti-
ğiniz insanların hayatları sizin ellerinizde.
O insanın ölümüne, sakat kalmasına sebep
olabilmek gibi sonuçları var. Bu çok ağır bir
yükümlülüktür. Şöyle düşünün; hepimizin
sahibi olan bir Zât’a sığınıyorum ben.
Tesbih çekerken de bu böyle. Tesbih İslam
dininde çok önemli bir yere sahip. Tesbih
çekerken de ‘Suphanallah’ deriz. Bu da
aslında bir bakıma ‘Kuşları, ağaçları ne gü-
zel yaratmışsın Allah’ım, doğayı ne güzel
yaratmışsın, çevremizde gördüğümüz her
şeyi’ diyebiliriz. Bu da bir şükür etme sebe-
bidir. Allahın gücünü yanımıza aldığımızda
her kapı bize böyle açılır. Hep böyle düşü-
nürüm ben ve böyle yaşarım.
Tıp literatürüne geçen bir
ameliyatınız varmış. Biraz bize bu
ameliyattan bahsedebilir misiniz?
Yıllar önce Acıbadem’de ilk çalışmaya baş-
ladığım zamanlarda oldu bu olay. Enfeksi-
yon bölümüne bir hasta geldi. Yüksek ateş
ve karın ağrısı şikayetiyle. Karaciğerde bir
apse görülüyor ve en son bir emar çekili-
yor. Bu emar sonucunda da karaciğerde bir
yabancı cisim olduğu söyleniyor. Hastanın
filmini incelediğimizde yabancı bir cisim
olduğunu kesinleştirdik. Daha yakından
baktığımızda inceleme yapıldığında ise
ameliyata almaya karar verdik. O karaciğer
apsesinin içinden bir balık kılcığı çıktı. Son-
ra bu olay karşısında herkes şaşırdı tabi.
Olayın öncesini incelediğimizde; hastamız
yıllar önce bir balık tüketmiş ve bu kılçık
mideye gitmiş, oradan mide hareketleriyle
yerinde durmamış ve karaciğere batmış,
apse oluşturmuş. Bu Türkiye’de ilk vakaydı
biz ameliyat ettiğimizde. Dünyada ise 12.
vakaydı. Balık kılçığı yutmaya bağlı vakalar
var ama bu karaciğere gidip apse yapması
durumu, görülen bir şey değil. Benim genel
alanımendoskopi cerrahi. Biz bu ameliyatı
bir de açmadan gerçekleştirdik. Açmadan
yapılan ameliyat yani laparaskopik cerrahi
olarak. Açıkçası bunu da çok fazla uygula-
yan doktor yok. Az sayıda cerrah olarak bu
ameliyatları gerçekleştiriyoruz.
Plaklarınız da varmış. Plakları
dinliyor musunuz, takip eder
misiniz?
Eskiden bir merakım vardı. Ancak, daha
çok tesbihlerle ilgilenmeye başladıktan
sonra plaklarla çok da ilgilenemedim.
Ne tür müzik türleri dinlersiniz?
Ben daha çok sanat müziği dinlerim. Halk
müziği de severim. Fakat ben bu müzik
zevkini genelde beraber çalıştığım ekibe
bırakırım çünkü ekip rahat olunca ben de
rahat oluyorum. Bizim ameliyatlarımızda
da çok gergin bir ortam olmadığı sürece
müzik açılır ve müzik dinlenir. Genelde
yavaş ve yüksek olmayan bir tonda müzik
dinleriz.
AĞUSTOS- EYLÜL - EKİM 2017
NG
53