55
18
yıldır çığlık çığlığa sadece kalbinin şarkısını söylü-
yor. İnceliğin, zerafetin, şefkatin ve aşkın şiirini, her
albümünde, yeni kelimelerle yeniden yazıyor. İyi bir müzisyen
olduğu kadar herkesin fikir birliğinde iyi bir insan Şebnem Fe-
rah.Dünyanınancakaşk, sevgi ve iyilikledahagüzel bir yer ola-
cağını haykırıyor. Her şeyin değerinden azaldığı bu tuhaf çağ-
da; duygununcamdankalbi, gerçekliğinen şeffaf aynası, aşkın
ateşten kızı yaklaşık bir yıl önce çıkarttığı son albümü “Od” ile
yine herkezi büyüledi.
Ömrü yaşına büyük gelen; kalbi büyük ama elleri küçük o
kadın, yeri geliyor enyumuşakkarnını gösteriyor, yeri geliyor en
sert çığlığını atıyor hayata. Bir yanıyla yorgun ve kırılgan, bir ya-
nıyla delikanlı, umutlu ve kafa tutan... Asla ruhundan bir parça
koparılmasına izin vermeden kendi yaralarına derman olurken,
bir yandan da müzik eleştirmeni Naim Dilmener’in dediği gibi
herkese şifa dağıtıyor: “Ona hepimizin borcu var. Bize yaptığı
katkıyı, desteği, benceobile tahmin edemiyordur. Şifadağıtan
evliyalardanolduğunu...”
İlk şarkı “KalbimMezar”da “Her şeyi Gömdüm/Kal-
bimMezar” sözleri çok etkileyici. Ama aynı şarkıda Kü-
çük Prens’in ve Kibritçi Kız’ın umudu da var. Albümün
geneline yayılan bir duygu bu. Umudunuzu nasıl koru-
yorsunuz?
İnsan hayatındadönemdönembazı eşikler atlıyor. Bir sürü
tecrübe; yaşanacak yeni şeyleri nasıl karşılayacağımızı belirli-
yor. İllesert koşullar olması gerekmiyor, yapılmasımümkünde-
ğil gibi gözüken bir şey için de çok umut dolu ve inançlı, hatta
birazda inatçı olabiliyorum. İnandığımgibi olmaktan, inandığım
şeyleri yapmaktan kuvvet alıyorum. Hala birine hediye olarak
kitapalacaksam ‘’KüçükPrens’’ alıyorum, buduyguyupaylaş-
mayı seviyorum.
“Birileri Var” şarkısında güzel günlere dair umudunu
kaybedenleresesleniyorsunuz.Dünyanınçivisine,bugü-
nüngerisine sahipçıkanbirileri gerçekten varmı?
Benim en çok inandığım şey, insanın bir şeyleri kendisinin
değiştirebileceği, kendi gücü…Hep çok kocaman şeylerin bir
anda oluvermesini bekliyoruz. Küçük küçük parçaların bir bü-
tünüoluşturduğunusürekli unutuyoruz.Oküçükparçaları; için-
deki iyilik duygusunu, sevgiyi, tutkuyu kaybetmeden yaşayan
ve yaşatan her insandaha büyük bir şeylerin oluşumunu etkili-
yor, geliştiriyor. Busoruyagüncel bir yanıt vermekçok zor ama
geniş zamanda hep sağduyunun galip geleceğine inanırım. O
noktayagelenekadar belki çokhatalar yapılır, bir şeyler kaybe-
dilir ama beni hiçbir şey iyi nitelikleri olan sağduyulu insanlarla
beraber hissetmek kadarmutlu etmiyor.
Albümdebir cümlevar ki belki desizinle ilgili her şeyi
özetliyor: “Yaşımabüyükgeldi ömrüm...”
Çok renkli, mutlu bir çocukluk döneminden sonra kısa sa-
yılabilecek bir süre içinde arka arkaya sert şeylerle karşılaştım,
bir sürü insan gibi… Hani bazen insan ‘’bu kadarı da fazla!’’
der ya, banadaöylegeliyordu…Ancakocümleartıkbir sitemi
seslendirmiyor çünkü biliyorum; hayat her şeye gebe… Nice
insan, nice canlı bir ömür süresince neler neler yaşıyor... Sev-
diklerini kaybetmek, hakkaniyet duygusundan uzak yaşamak
öyle ya da böyle karşılaştığımız ya da karşılaşacağımız şeyler.
İstediğin kadar uğraş hazırlıklı olamazsın. Oduyguları başkaları
için ne kadar hissedebiliyorsan o kadar paylaşabiliyor, hafifle-
tebiliyorsunbelki…
“Od”metaforubu şarkıya vealbümenasıl isimoldu?
Şarkıları daha sonra anlatmakta hep çok zorlanmışımdır.
Yazarken de çok düşünerek değil de tam tersine kendimi bı-
raktığım zamanlarda çıkan şarkıları seviyorum. “Od” böyle bir
şarkı. “Taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmamak’”
savaş, katliam anlatımlarında kullanılan bir deyim. Katliamdan
bir şekilde sağ kurtulmuş kadar harap ama hala güçlü olmayı
anlatmak istedim. Hayatımda hiçbir şarkıyı yazdıktan sonra da
böyle hissetmedim, anlatması zor...
“Od” albümü sizinkişisel tarihinizdenasıl bir dönemi
resmediyor?
Her anlamdabir sürü tecrübe edindim. Fakat yeni yeni fark
ediyorumki o tecrübeleri değerlendirmeyi öğrenmekdebir eşi-
ği geçmiş olmayı gerektiriyormuş. Bazen bir sürü bilgiyle dolu
olup o bilgilerle ne kendinize ne de başkasına fayda sağlaya-
mayabilirsiniz. Ama bir dönem geliyor ve insan kendini daha
verimli bir şekilde yönlendirmeyi öğreniyor. Güven ve cesaret
her zamankindendahayukarıdavesağlamoluyor.Her zaman-
kindendahaözgür hissediyorsun.
Bu albümünhazırlık sürecinde “İlk defa bir albümün
kayıt sürecinin her aşamasının tadını çıkarıyorum,” de-
miştiniz. Bu sayede yeni keşiflerinizoldumu?
Sorumluluk söz konusuolduğundaaşırı titizbiri oldumhep.
Ama bana ne oldu bilmiyorum son yıllarda bu durumla eğlenir
oldum. Sanırım denge kurmayı öğrendim. Çalışıyorsam çok
çalışıyorum, eğleniyorsam sonuna kadar eğleniyorum. Yine bir
sürü şey için koşturuyorum ama bir şekilde eskiye göre her
şeyin tadını daha çok çıkarıyorum.
“Seçimlerimizin sonuçlarını yaşıyoruz”
Albümde Cem Karaca bestesiyle bir Nazım Hikmet
şiiri “ÇokYorgunum” da var. O şarkıyı son konserinizde
söyledikten sonra ikisinindeuzun yıllar sürgünde yaşa-
dığını hatırlatmışveşöyledemiştiniz: “Amabazenuzağa
gitmeye gerek yok. Memleketindeyken bile insan ken-