

AĞUSTOS- EYLÜL - EKİM 2017
NG
71
Man&The Sea kitabı ile George Orwell’in
Animal Farm’ı da o dönemde beni etkile-
yen önemli kitaplardandı. Hayatımın bir
diğer kırılma anı lise ikide sınıfta kalmak
oldu. Çünkü eşimi bu sayede tanıdım. Doğ-
ru zamanlarda doğru noktalara sıçradım,
bu da kariyerimi şekillendiren en önem-
li şeylerden biriydi: Kardeş’ten Fima’ya,
Digi Fiter’den Akmerkez’e, Bayraktar’dan
Alkaş’a, Alkaş’tan JLL’e… AVM Partners
şirketi ile JLL’nin birleşmesi ise başka bir
büyük adımdı. En önemli ve beni en çok etki-
leyen kırılma anlarından biri kuşkusuz ki oğ-
lumAlp Alkaş’ın aramızdan ayrılışıydı. Yavaş
yavaş emekli olma planları yaparken, Alp’in
yokluğunda işlere daha çok sarıldım.
İş dünyasına adım atan ya da atacak
olan gençlere kariyer anlamında ne
gibi önerileriniz olur?
Günümüzün çok daha hızlanan dünyasında
gençlerin sabırsız olmalarını anlamak müm-
kün ancak sabırsız olmak başarıyı getirmi-
yor. Geçtiğimiz günlerde “5% More” adlı bir
kitap okudum, kitaba göre ‘rakiplerinizden
yüzde 5 daha fazla çalışıyorsanız başarılı
olursunuz’, yoksa sadece çok çalışmanız ye-
terli değildir. Bu görüşe katılıyorum. Başarılı
olmak isteyen gençlere, rakiplerinden yüzde
5 daha fazla çalışmalarını öneriyorum.
Türkiye’deki AVM kültürü
hakkında neler diyebilirsiniz?
Geçmişten bugüne AVM’leri nasıl
değerlendiriyorsunuz?
AVM’ler günlük yaşantımızın önemli bir par-
çasını oluşturuyor. Günlük yaşantının zaman
içinde değişmesi gibi, bumerkezler de değişi-
yor ve dönüşüyor. Bu değişim ve dönüşümün
odağında ise elbette tüketiciler ve onların za-
manla değişen beklenti ve ihtiyaçları bulunu-
yor. Trende baktığımızda, ‘dışa dönüklük’ten
söz edebiliriz. Birinci nesil olarak tanımlaya-
bileceğimiz, ülkemizdeki ilk AVM’ler “kapalı
kutu” şeklinde inşa edilmişti. 1990’lı yılların
ortasından sonra, içinde büyük bir hiper-
marketin veya yapı marketin olduğu, onların
önünde de mağazaların konuşlandırıldığı
AVM’ler yapılmıştı. Bu AVM’leri üçüncü
nesil AVM’ler, yani kendini dışarıya açan
merkezler takip etti. Kapalı alanlarda sigara
içmeyi yasaklayan kanunun da etkisi ile bir-
likte, AVM’ler ziyaretçilerinin açık havada
zaman geçirebilecekleri mekanlar oluşturdu-
lar. Günümüze geldiğimizde ise “dördüncü
nesil” olarak adlandırdığımız AVM konsepti
bulunuyor. Bu konseptte eski tip mimariye
sahip AVM’ler de yenilenerek çağa ayak uy-
duruyor. Artık şehrin bir uzantısı olan, alış-
veriş caddesi ruhunu veren, otel, rezidans ve
ofis binalarının da yer aldığı karma kullanımlı
projelerin parçası olan AVM’leri görüyoruz.
Bu konsept ile içe dönük cepheler dışa dönük
hale getiriliyor; yeme-içme alanları AVM’nin
terası ile birleştiriliyor ya da bu alanlar dışarı
taşınıyor.
AVM’lerde yer alan, yerli üretim
yapan markalar için neler
söyleyebilirsiniz?
Yerli üretim yapan markalarımız için yakın
coğrafyamızdan başlayarak uluslararası pa-
zarlarda çok önemli fırsatlar var. Türk pa-
zarında yıllardır yabancı markalarla rekabet
gücünü geliştiren yerli markalarımız bugün
uluslararası pazarda da onlarla baş edebilir
duruma geldi. Son dönemde Çin’de de Türk
markalarına yer olduğunu gözlemliyoruz.
Markalarımız yakın coğrafyada gösterdikleri
başarıyı oraya da taşıyabilirler. NGgibi ulusal
üretim zenginliğinden gelen markalarımızın
şanslarının çok açık olduğunu düşünüyorum.
Nitekim iki sene önceki bir İtalya seyahatim-
de Positano’daki bir restoranın tabaklarına
hayran kalmıştım. Tabakların arkasına ba-
kıp da Kütahya Porselen’i görünce bundan
büyük bir mutluluk duymuştum. Bu tarz ör-
neklerin çoğalması için mutlaka uluslararası
fuarlara katılmamız, uluslararası markaların
pazarlama yöntemlerini benimsememiz ve
sosyal medya gibi günün yeni teknolojilerin-
den faydalanarak, bunları fiziki alışverişle bir
araya getirmemiz gerekiyor.
Yurt dışı için plan ve projeleriniz var
mı?
Yurt dışına daha çok Türk markasını çıkar-
mak en önemli planlarımızdan biri. Zaten
zamanında Alkaş Danışmanlık’tan JLL’ye
dönüşmeyi de bu sebeple istemiştik. Sade-
ce kendi ligimizde değil şampiyonlar liginde
oynayarak yerli markalarımızı da yurt dı-
şına götürebileceğimizi düşündük. Bugün
JLL’nin global gücünü de kullanarak, yerli
markalarımızın yurt dışındaki AVM’lerde ve
alışveriş caddelerinde en doğru lokasyonla-
rı, en iyi koşulları elde edebilmeleri için çaba
sarf ediyoruz.
Bundan sonraki hedefleriniz
nelerdir?
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki
hedefimde “İnsanlar için insanlarla çalışarak
mutlu mekanlar üretmek.” Sevdiğim bir iş
ortamında, sevdiğim çalışma arkadaşlarımla,
sevdiğim işi yapıyorum. Kendimden sonraki
kuşaklar için olabildiğince iyi bir örnek olmak
istiyorum. Oğlum adına kurduğumuz Alp
Alkaş Perakende Gayrimenkul Merkezi’ni
uluslararası bir merkez haline getirip, yakın
coğrafyadan başlayarak, komşu ülkelerde de
şubelerini oluşturarak geliştirebilirsek, bun-
dan da büyük mutluluk duyacağım.
Gelecekte farklı
konseptler
karşımıza
çıkacak mı?
Bundan sonraki süreçte söz konu-
su dışa dönük alanlara ek olarak
‘AVM’lerde Uzmanlaşma’ trendinin
ön planda olacağını düşünüyorum.
Yani önümüzdeki dönem sıklıkla mo-
bilya AVM, kadın AVM ve çocuk
AVM’ler göreceğimize inanıyorum.
Hali hazırda daha önce açılmış ve
arzu edilen ziyaretçilere ulaşmamış,
ancak lokasyon ve büyüklükleriyle
uzman merkezlere dönüşmeye uygun
olan projeler de bu sayede ekonomi-
ye kazandırılacak. Bu yeni merkezler
ile alışveriş sektörüne mevsimselliğin
dışında bir satış imkanı da sunulacak.