

İngiliz Kraliyet ailesinden, Kraliçe’nin ku-
zeni Prens Michael’ın eşi Prenses Marie-
Christine of Kent ile Avusturya’da bir da-
vette tanışmıştım. Sonra yakın dost olduk.
Benim New York moda Haftası’ndaki de-
filelerime katıldı. Kendisi de kızı Gabriela
Windsor’da benden giyinmeye başladılar.
Hatta yaklaşık 10 yıl önce koleksiyonum
Türkiye’de ilk kez Beymen’de lanse edile-
ceği zaman Prenses Michael of Kent, bana
destek olmak için İstanbul’a gelmiş ve Bey-
men’deki lansmana katılmıştı. Kendisi de,
kızı da çok şeker insanlar, hiçbir zorluk
yaşamadık. Onlarla prova yapmak için de-
falarca Londra’daki Kensington Sarayı’na
gitmiştim.
90’lı yıllarda Avusturya ve
Almanya’da defalarca ‘Yılın
Modacısı’ ödülüne layık görülmüş,
2012 yılında ise Avusturya’nın en
büyük Devlet Nişanı’nı almıştınız.
Bu nişanı alacağınızı öğrendiğinizde
neler hissettiniz?
Tabii ki büyük onur duydum. Avusturya
Devleti’nin kültür ve sanat için verilen bu
en yüksek nişanının bana layık görülmesi
beni çok mutlu etti. Kariyerime başladığım
bu ülkede başından beri bir şeyleri doğru
yapmışım demek ki dedim kendi kendime.
Bu liyakat madalyasını önce Avusturya
Cumhurbaşkanı onaylıyor. Sonra da Kül-
tür ve Eğitim Bakanı Claudia Schmied,
Avusturya Kültür Bakanlığı’nda düzenle-
nen bir törenle takdim etmişti bu nişanı
bana. Akşamında da o zaman Viyana Bü-
yükelçimiz olan Sevgili Ayşe Sezgin, Türki-
ye Büyükelçiliği’nde bir davet vermişti.
Sadece kadınlar için mi kreasyon
hazırlıyorsunuz,erkekler için de
çalışmalarınız oluyor mu?
Atıl Kutoğlu markasının altında, kadın ko-
leksiyonunun yanı sıra, son beş altı yıldır
erkek ürünleri de bulunuyor. Gömlekler,
ceketler, takımlar hatta kadınlar için oldu-
ğu gibi erkekler için de mayolar bulunuyor.
Yakın bir gelecekte çocuklar için de bir
koleksiyon hazırlamayı ve bir de parfüm
çıkartmayı hedefliyoruz.
Aylar öncesinden çalışmaya
başladığınız yeni sezon
kreasyonlarınızı hazırlarken
nelerden ilham alıyorsunuz?
Benim etnik lüks bir çizgim var. O yüzden
en başta kültürel, etnik esintiler beni çok
etkiliyor. Genellikle Türk kültüründen,
Anadolu’dan, Ege’den ilham alarak bunla-
rı dünyalı kadının gardırobuna yakışacak
modern çizgilere dönüştürmeyi seviyo-
rum. Ama bazen modern sanat sergisi veya
sinemada izlediğim bir film de bana ilham
verebiliyor. Yaşadığım şehir Viyana’nın sa-
nat tarihinden de çok etkileniyorum. Gus-
tav Klimt, Egon Schiele veya Mimar Adolf
Loos bana sonsuz ilham kaynağı olabiliyor.
New York Fashion Week ve
Türkiye’de Mercedes-Benz Fashion
Week katılımlarınız sürüyor mu?
Evet, yine İstanbul Moda Haftası’nda de-
filemiz olacak. Ayrıca Avrupa ve ABD’de
de bizi temsil eden showroom’lar kolek-
siyonumuzun satışını gerçekleştiriyor.
Viyana’da bu yaz tammerkezde yeni iki bu-
tik açtık. Valentino, Miu Miu, Dsquared’in
butiklerine 20, 30 metre mesafede çok
şık bir adresteyiz. Wildpretmarkt No:6.
Avusturya’da da sonbaharda bir defile pro-
jemiz var.
Bu tip organizasyonların Türk moda
sektörüne ne tip katkıları olduğunu
düşünüyorsunuz?
Istanbul Fashion Week’e ve İstanbul’a
ilerde bir moda merkezi olarak inancım
büyük. Moda, tasarım konuları bu şehre
çok yakışıyor. Bu yüzden de ben hep son
yıllarda İstanbul’da koleksiyonlarımı tanıt-
tım, moda haftasına destek verdim. Yaban-
cı ünlü dostlarımı, Alek Wek gibi, Tamara
Ecclestone gibi topmodelleri İstanbul’a da-
vet ettim. Yabancı basın bana ve bu isim-
lere ve tabii ki İstanbul’a geniş yer ayırdı.
Bence moda haftaları yükselen şehirlerin
olmazsa olmazı. Eğer medeniyette ve tasa-
rımda dünyaya yön veren bir şehir, bir ülke
olmak istiyorsanız, mutlaka güçlü bir moda
haftanız, güçlü tasarımcılarınız olmalı.
Modanın yanı sıra dekoratif
objelere, dekorasyona da ilgi
duyuyor musunuz?
Ben moda dışında da ürünler tasarlamayı,
dekorasyona da geçmeyi, başka objeleri
de yorumlamayı çok seviyorum. Tasarım
dünyasını bir bütün olarak görüyorum.
Hem ünlü bir firma için mobilya tasarla-
dım, hem de Viyana’nın ünlü oteli Altstadt
Vienna’nın yeni suite’lerini de tasarladım.
Çok büyük sükse yaptı bu çalışma.
Evinizde veya iş yerinizde Kütahya
Porselen ürünlerini kullanıyor
musunuz?
Tabii ki kullanıyorum. Sevgili Güral aile-
sinden hediye gelen ve kendimin farklı za-
manlarda aldığım Kütahya Porselen ürün-
lerine sahibim. Onları hem İstanbul’da,
hem de Viyana’da keyifle kullanıyorum.
AĞUSTOS- EYLÜL - EKİM 2017
NG
63