Previous Page  63 / 108 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 63 / 108 Next Page
Page Background

İngiliz Kraliyet ailesinden, Kraliçe’nin ku-

zeni Prens Michael’ın eşi Prenses Marie-

Christine of Kent ile Avusturya’da bir da-

vette tanışmıştım. Sonra yakın dost olduk.

Benim New York moda Haftası’ndaki de-

filelerime katıldı. Kendisi de kızı Gabriela

Windsor’da benden giyinmeye başladılar.

Hatta yaklaşık 10 yıl önce koleksiyonum

Türkiye’de ilk kez Beymen’de lanse edile-

ceği zaman Prenses Michael of Kent, bana

destek olmak için İstanbul’a gelmiş ve Bey-

men’deki lansmana katılmıştı. Kendisi de,

kızı da çok şeker insanlar, hiçbir zorluk

yaşamadık. Onlarla prova yapmak için de-

falarca Londra’daki Kensington Sarayı’na

gitmiştim.

90’lı yıllarda Avusturya ve

Almanya’da defalarca ‘Yılın

Modacısı’ ödülüne layık görülmüş,

2012 yılında ise Avusturya’nın en

büyük Devlet Nişanı’nı almıştınız.

Bu nişanı alacağınızı öğrendiğinizde

neler hissettiniz?

Tabii ki büyük onur duydum. Avusturya

Devleti’nin kültür ve sanat için verilen bu

en yüksek nişanının bana layık görülmesi

beni çok mutlu etti. Kariyerime başladığım

bu ülkede başından beri bir şeyleri doğru

yapmışım demek ki dedim kendi kendime.

Bu liyakat madalyasını önce Avusturya

Cumhurbaşkanı onaylıyor. Sonra da Kül-

tür ve Eğitim Bakanı Claudia Schmied,

Avusturya Kültür Bakanlığı’nda düzenle-

nen bir törenle takdim etmişti bu nişanı

bana. Akşamında da o zaman Viyana Bü-

yükelçimiz olan Sevgili Ayşe Sezgin, Türki-

ye Büyükelçiliği’nde bir davet vermişti.

Sadece kadınlar için mi kreasyon

hazırlıyorsunuz,erkekler için de

çalışmalarınız oluyor mu?

Atıl Kutoğlu markasının altında, kadın ko-

leksiyonunun yanı sıra, son beş altı yıldır

erkek ürünleri de bulunuyor. Gömlekler,

ceketler, takımlar hatta kadınlar için oldu-

ğu gibi erkekler için de mayolar bulunuyor.

Yakın bir gelecekte çocuklar için de bir

koleksiyon hazırlamayı ve bir de parfüm

çıkartmayı hedefliyoruz.

Aylar öncesinden çalışmaya

başladığınız yeni sezon

kreasyonlarınızı hazırlarken

nelerden ilham alıyorsunuz?

Benim etnik lüks bir çizgim var. O yüzden

en başta kültürel, etnik esintiler beni çok

etkiliyor. Genellikle Türk kültüründen,

Anadolu’dan, Ege’den ilham alarak bunla-

rı dünyalı kadının gardırobuna yakışacak

modern çizgilere dönüştürmeyi seviyo-

rum. Ama bazen modern sanat sergisi veya

sinemada izlediğim bir film de bana ilham

verebiliyor. Yaşadığım şehir Viyana’nın sa-

nat tarihinden de çok etkileniyorum. Gus-

tav Klimt, Egon Schiele veya Mimar Adolf

Loos bana sonsuz ilham kaynağı olabiliyor.

New York Fashion Week ve

Türkiye’de Mercedes-Benz Fashion

Week katılımlarınız sürüyor mu?

Evet, yine İstanbul Moda Haftası’nda de-

filemiz olacak. Ayrıca Avrupa ve ABD’de

de bizi temsil eden showroom’lar kolek-

siyonumuzun satışını gerçekleştiriyor.

Viyana’da bu yaz tammerkezde yeni iki bu-

tik açtık. Valentino, Miu Miu, Dsquared’in

butiklerine 20, 30 metre mesafede çok

şık bir adresteyiz. Wildpretmarkt No:6.

Avusturya’da da sonbaharda bir defile pro-

jemiz var.

Bu tip organizasyonların Türk moda

sektörüne ne tip katkıları olduğunu

düşünüyorsunuz?

Istanbul Fashion Week’e ve İstanbul’a

ilerde bir moda merkezi olarak inancım

büyük. Moda, tasarım konuları bu şehre

çok yakışıyor. Bu yüzden de ben hep son

yıllarda İstanbul’da koleksiyonlarımı tanıt-

tım, moda haftasına destek verdim. Yaban-

cı ünlü dostlarımı, Alek Wek gibi, Tamara

Ecclestone gibi topmodelleri İstanbul’a da-

vet ettim. Yabancı basın bana ve bu isim-

lere ve tabii ki İstanbul’a geniş yer ayırdı.

Bence moda haftaları yükselen şehirlerin

olmazsa olmazı. Eğer medeniyette ve tasa-

rımda dünyaya yön veren bir şehir, bir ülke

olmak istiyorsanız, mutlaka güçlü bir moda

haftanız, güçlü tasarımcılarınız olmalı.

Modanın yanı sıra dekoratif

objelere, dekorasyona da ilgi

duyuyor musunuz?

Ben moda dışında da ürünler tasarlamayı,

dekorasyona da geçmeyi, başka objeleri

de yorumlamayı çok seviyorum. Tasarım

dünyasını bir bütün olarak görüyorum.

Hem ünlü bir firma için mobilya tasarla-

dım, hem de Viyana’nın ünlü oteli Altstadt

Vienna’nın yeni suite’lerini de tasarladım.

Çok büyük sükse yaptı bu çalışma.

Evinizde veya iş yerinizde Kütahya

Porselen ürünlerini kullanıyor

musunuz?

Tabii ki kullanıyorum. Sevgili Güral aile-

sinden hediye gelen ve kendimin farklı za-

manlarda aldığım Kütahya Porselen ürün-

lerine sahibim. Onları hem İstanbul’da,

hem de Viyana’da keyifle kullanıyorum.

AĞUSTOS- EYLÜL - EKİM 2017

NG

63