çalışıyordum ama Gökhan Tepe çok iyi bir
besteci. Benim sözlerimle onun bestesini
buluşturduk.
Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz çok de-
ğerli hocamız Taşkın Doğanışık, bugün bir
söz yazarı, bir besteci olarak burada olma-
mın en büyük etkeni. Çünkü beni bu camia
ile tanıştırmış olan, yeteneğime ilk olarak
güvenmiş olan Doğanışık’tır. Ayla Çelik,
Gökhan Tepe, Serdar Aslan, Hakkı Yalçın,
hem kardeş gibi olduğumuz hem de aynı
işi yaptığımız, aynı ruhta olduğumuz için
şarkılara hizmet ederek bu yola çıktığımız
isimler. Aslında çok uzun yıllara dayalı olsa
da 5-6 yıldır bu işi profesyonel olarak ya-
pıyorum.
Nasıl yazıyorsunuz? İlham nasıl ge-
liyor? Bir röportajınızda ‘birden ge-
liyor’ demişsiniz.
Bu şöyle bir şeydir; bir starın adını unutur-
sunuz, düşünürsünüz günlerce ama aklını-
za gelmez. Sonra düşünmekten vazgeçer-
siniz ve bir anda aklınıza gelir. Ne zaman
geleceği belli olmaz.
Yazdığınız şey için bazen aylarca çalışmak
gerekir, bazen de bir çırpıda çıkar. Örneğin
Gökhan Tepe ile birlikte Ebru Gündeş’e
verdiğimiz ‘Teşekkür ederim’ adlı şarkıyı
üç dakikada yazdım. Sonra bir cümlesini
değiştirmem gerekti ve onu üç ayda değiş-
tirebildim. Deli işi aslında. Normal bir şey
olmadığını artık kabul ediyorum.
Sesiniz çok güzel. Teklifler gelmiştir
mutlaka. Sahneye çıkmayı düşün-
dünüz mü?
Adımı bilsinler beni tanımasınlar istedim
hep. Rahat olmak istiyorum. Onu kaldı-
rabilecek psikolojide biri değildim. Zaten
çok gençtim bu işleri yapmaya başladığım
zaman. Bir kafede otursak, biri bana iki da-
kika dikkatli baksa rahatsız olurdum. Geri
planda kalmayı tercih ediyordum. Fakat
şimdi biri beni uzun süre süzse, rahatsız
etmiyor artık. Farklı bir olgunluk sürecin-
deyim çünkü. Yakın bir zamanda arkadaş-
larımla üzerinde çalıştığımız bir projemiz
var: Benim söyleyeceğim şarkılardan olu-
şacak bir proje bu. Bir ticari ya da popü-
lerite kaygım yok. Sadece kendi yaptığım
şarkıları benden dinlemek isteyenler için
bir şeyler yapacağım.
Çok ilginç bir kişiliğiniz var. Normal
insanlar bile ünlü ve popüler olmak
isterken sizin bu hayatı tercih etme-
niz, çok ilginç.
Güzel bir şey değil ki. Düşünsenize mak-
yajsız bakkala bile çıkamayabilirsiniz. Her
istediğinizle istediğiniz an burada oturup
sohbet edemezsiniz. O şöhretin çok ciddi
bir bedeli var. Onunla yaşamayı yönetebi-
lecek psikolojide ve olgunlukta olmanız la-
zım. Ben magazinsel bir şeyi yönetebilecek
bir ruha sahip olduğumu düşünmüyorum.
Bir kere ben şarkıcı değil, yorumcuyum.
İnsanın kendi şarkılarını yorumlaması,
başka bir ruhla karşı tarafa geçer. Ben her
şarkıyı çok iyi söyleyebilecek biri değilim.
Öyle bir ses aralığım yok daha doğrusu,
o sesi kullanmayı da çok iyi bilmiyorum.
Ama kendi şarkılarımı yorumlayabilirim
ve bunu insanlarla buluşturabilirim. Çün-
kü artık daha kolay. Bir yapımcıya bile ih-
tiyacınız olmayabiliyor. Sosyal medya artık
kitlelere daha çabuk ulaşma şansını size
sağlıyor. Daha rahatsınız yani. Bu işi özgür
Bir şey hobinizken
iyi, ama işiniz
haline geldiğinde
ona daha fazla
zaman ayırmanız
gerekiyor. Sevdiği
işten para kazanıyor
olmak dünyada
herkese nasip
olmaz. Sevdiğim
işi profesyonel bir
şekilde yapabiliyor
olmam en büyük
zenginlik.’
YAŞAM
MÜZİK
44
NG
MAYIS-HAZİRAN- TEMMUZ 2017