rum. Şu anda cep telefonlarımızdan iste-
diğimiz şarkıya ulaşabiliyor isek müzik as-
lında bu teknolojiyle bütünleşmiş demektir.
İstediğimiz şarkıya ulaşıyoruz, istediğimiz
şarkıyı istersek cep telefonumuza indiriyo-
ruz, istediğimizde dinleyebiliyoruz, istersek
aylık abonelikler alıyoruz. Teknoloji bu sek-
tör ile iç içe yaşayabiliyor ve bayağı ilerlemiş
durumda. Bizim de ‘Netd’ müzik kanalımız
var, Youtube’ta ve geçtiğimiz ay en çok izle-
nen dünya birincisi oldu. ‘Netd’, Youtube’ta
girip abone olabilirsiniz. Bugün için 2 mil-
yon 53 bin abonesi var.
Müziğin içerisinde artık elektronik alt yapı-
lar, akustik çalışmaların bile içine girdi. Tek
başına akustik bir şey yaptığınız zaman,
şarkı yaptığınız zaman sound daha zayıf
kalıyor. Mutlaka onu elektronik bir takım
sesler ile desteklemeniz gerekiyor. Böyle bir
dönemden geçiyoruz.
Müzik piyasasının geleceği hakkında
ne düşünüyorsunuz?
İyi olacağını düşünüyorum. Çünkü bu in-
ternet depremi ki şimdi müzik sektörü ola-
rak interneti biz kontrol etmeye çalışıyoruz,
uçsuz bucaksız. Sürekli ücretsiz müzik su-
nan bir mecra internet ama tüketici yavaş
yavaş bilinçleniyor. Itunes, Apple Music,
Ttnet, Turkcell Music, Spotify, Youtube’da
bizim Netd kanalımız gibi platformlara üye
olarak ayda beş, 10 TL gibi paralar vererek
sonsuz müzik dinleyebileceği, önemli
platformlar oluşuyor. Diğerlerinde
biz sadece içerik veriyoruz.
Siz müzik dinlemeyi seviyor mu-
sunuz? Örneğin şu an İstanbul
Radyo’sundayız. Canlı müzik
programı yapıyorsunuz. Bu sizin
hobiniz mi, işiniz mi? Dinleniyor
musunuz şu anda?
Bir yandan dinleniyorum, bir yandan
da çok büyük bir zevk ile çalışıyorum.
İkisini bir arada yapabiliyorum. As-
lında bir yandan da kafamı çok farklı
bir noktaya götürüyor. İki saat bo-
yunca bütün işlerden, bütün düşün-
celerimden arınıyor, sadece radyoda
bir konuk ile birlikte güzel müzikler
dinliyor, program yapıyoruz. Benim
için hem çok iyi bir iş, hem de çok gü-
zel bir terapi oluyor. Zaten dinleyen-
ler açısından da herhalde bir terapi
gibi oluyordur.
Bugüne kadar Ajda Pekkan, Mu-
azzez Abacı, Sezen Aksu, Tar-
kan, Sertap Erener gibi birçok
ünlü isim ve star ile çalıştınız.
Yıllara meydan okuyan sanat-
çıların size göre başarı formülü
nedir?
Yenilgiden korkmamak, denemekten
korkmamak, yeniliklere açık olmak
ve kaybettiğinde de tekrar ayağa kalkabil-
mek gibi bir iradeye sahip olmak starların
en önemli özellikleri. Bunlara sahip olduğu-
nuz zaman kendi alanınızda da star olabilir-
siniz. Çok büyük starlarlar ile çalıştım. Çok
yenilerle de çalıştım. Zaman içerisinde artık
onların da büyük starlar olduğunu gördüm.
Star olabilmek için… Birincisi uygunluk, o
işe uygun olmalısınız. İkincisi uyumluluk.
Yaptığınız işle ilgili sektöre uyumlu olma-
nız, insanlar ile iletişiminizin güçlü olması
ve onlar ile doğru ilişkiler kurmanız lazım.
Üçüncüsü tutarlılık. Yaptığınız işte tutarlı
olmanız lazım. Bugün başka, öbür gün baş-
ka bir şey yaparsanız tutarlı bir çizginiz ol-
maz, verimli olmaz, zigzaglar çizersiniz. Bu
tutarlılığın içinde hem müzikal çizginizde
tutarlık var, hem de ikili ilişkilerinizde tu-
tarlılık var. Bir söz veriyorsanız tutmanız
lazım. Bütün bunların sonunda da kazana-
cağınız güveni boşa çıkarmamanız, istik-
rarlı olmanız lazım. İyi bir ekip çalışması
yapmak lazım. Megaloman olmak ya da
çok hırslı olmak işin içerisinde bir parça var
ama abartmamalı.
Siz müzik yaptınız mı?
2000 yılında hobi olarak kendim bir albüm
yapmıştım. Adı ‘Herkes Özgürdür’ idi. Mo-
ulin Rouge’un da yönetmeni olan ünlü yö-
netmen Baz Luhrmann’ın sözlerini yazdığı
İngilizce parçayı cover’lamıştım Türkçe
sözleriyle.. Onu görünce DoğanMüzik bana
teklif yaptı. Gelin burada beraber çalışalım
diye. Beklemediğim bir basamak oldu diye-
bilirim.
Kendinizi star gibi görüyor musunuz?
Ben kendimi burada hizmet eden çok
önemli bir dişli olarak görüyorum. Yani bir
saat gibi düşünün olayı. O saatin içerisinde
uyumlu çalışan bir dişliyim. Önemli miyim?
Çok önemli değilim. Önemsiz miyim? Çok
önemsiz de değilim. Küçük bir dişli bile doğ-
ru işlemez ise o saat ya geri kalıyor, ya ileri
gidiyor, ya da duruyor. Saatin içeri-
sindeki önemli dişlilerden birisiyim
diyelim. Ama hiçbir zaman starlar ile
çalışıyorsanız siz star olamazsınız.
Siz ne tip müzik dinlemeyi sevi-
yorsunuz?
Ben her türlü müziğin iyisini seviyo-
rum. ‘Mutlu Ol Yeter’i kim sevmez.
Hatasız Kul Olmaz’ı kim sevmez?
Herkes sever. Çok iyi rock şarkıları
var. Şebnem Ferah’ın bazı şarkılarını
kim sevmez. Teoman’ı kim sevmez?
Bunun yanı sıra pop da çok güzel
şarkılar var. Her müziğin iyisini din-
lerim.
Müzik dinlemenin yanı sıra evi-
nizde yemek yapmaya zaman
ayırıyor musunuz?
Evde çok vakit geçiremiyorum ama
yemek yapmayı seviyorum. Karnıya-
rık, pilav, yeşil fasulye yaparım.
Kütahya Porselen markası ve
ürünlerini kullanıyor musunuz?
Özellikle hafta sonları eve çok yakın
dostlarımız geliyor. O da üç kişi, dört
kişidir en fazla. Konuklarımı ağırlar-
ken Kütahya Porselen markasının
tabaklarını, bardaklarını kullanmak-
tan büyük keyif alınıyorum. Özellikle
kahve fincanlarını Türk kahvesi içer-
ken kullanmayı seviyorum.
Star olabilmek
için… Birincisi
uygunluk, o işe
uygun olmalısınız.
İkincisi uyumluluk.
Yaptığınız işle ilgili
sektöre uyumlu
olmanız, insanlar ile
iletişiminizin güçlü
olması ve onlar
ile doğru ilişkiler
kurmanız lazım.’
Doğan Müzik Yapım
A.Ş. (DMC)
Genel
Müdürü ve MUYAP
Yönetim Kurulu Üyesi
Samsun Demir
OCAK-ŞUBAT 2016
NG
41