59
gazeteciler her dönemde taraf tutmaya zorlanıyor. Ben bunu
reddediyorum. Ben taraf değilim, devletin gazetecisi değilim,
seçimlerde oy bile kullanmıyorum. Dolayısıyla Karayılan’la da
röportaj yaparım, Usame Bin Ladin’le de...
CNN Türk ekranlarında ‘Şirin Payzın ile 360 Derece’
ve ‘Ne Oluyor?’ programlarını gerçekleştiriyorsunuz. Ya-
yın sırasında sizi zorlayan bir konuğunuz oldu mu? Ha-
tırladıkça güldüğünüz canlı yayın kazası yaşadınız mı?
Zorlayan konuk çok. Türkiye’de maalesef kısa konuşma
adetimiz yok. Ne kadar çok cümle kurarsak, o kadar etkili ko-
nuşuyoruz zannediyoruz. Oysa marifet kısa, öz ve açık konuş-
mak. Uzayıp giden cümleler yüzünden konuklarımın sözünü
kesmek zorunda kalıyorum ve bu her seferinde sorun oluyor.
Aynı şekilde birbirinin sözünü kesen, eleştiriyi hakaretle karıştı-
ran konuklarım da oluyor. Hakarete asla katlanamam. Hakaret
ederek tartışanları da bir daha davet etmiyorum. Benim prog-
ramlarım açık kürsü olsun istiyorum. Her fikirden konuk gelsin
diye uğraşıyorum. Bir ateistle bir din alimini aynı programda
karşılıklı konuşturabilmeyi seviyorum. Türkiye çok farklı bir ülke.
Çok dilli, çok dinli, müthiş zengin kültürü ve geçmişi var. Bas-
makalıp düşüncelere saplanıp kalmamamız gerekiyor. Fakat
maalesef bizde soru sormak, taraf tutmak, zor soru sormak,
bir daha size asla çıkmam demek oluyor. Biz soru sormayı
bilmeyen, soru cevaplamanın neredeyse gurur kırıcı olduğunu
düşünen bir toplumuz. Oysa kendine güvenen hiç bir sorudan
kaçmaz. Beni en çok zorlayan, işte bu ruh halindeki konuk ve
siyasetçiler oluyor.
Mesleğiniz çok stresli. İş stresinizi, günün yorgunlu-
ğunu üstünüzden atmak için neler yapıyorsunuz?
Haberden hiç uzaklaşamıyorum. Nerede olursam olayım,
evde, yolda cep telefonumdan CNN Türk’ün mobil uygulama-
sıyla haberlere ulaşıp gündemi her zaman takip ediyorum. Boş
zamanlarımda ise yemek yapıyorum. Gazeteci olmasaydım aşçı
olmayı çok isterdim. Yemek yapmayı da, yemek kitabı okumayı
da çok seviyorum. Yurtdışı seyahatlerimde pazar, market gez-
meye bayılırım. Hiç yemek ayırmam. Sokak yemeklerine ba-
yılırım. Şu sıra üzüm ve şarapçılık üzerine kitaplar okuyorum.
Şarap yapmak istiyoruz. Çok rahat, çiftçi de olabilirim. Yemek
yapmak kadar toprakla, hayvanlarla uğraşmayı da seviyorum.
Hafta sonları İstanbul’da kalmıyorum. Küçük bir bağ evimiz var,
şaraplık üzüm ve zeytin yetiştiriyoruz. Orada dostlarıma yemekler
yapmayı, sohbetlerle dolu sofralar düzenlemeyi seviyorum.
Bir ekran yüzü olarak her zaman bakımlı ve sağlıklı gö-
rünmeyi nasıl başarıyorsunuz? Spor yapıyor musunuz?
Evet spor yapıyorum. 10 yaşımdan 17 yaşıma kadar bale
yaptım. Tiyatro ile uğraşırken de modern dansa merak sarmış-
tım. Tenis oynadım ama artık oynamıyorum. Sıkı yüzücüyüm.
Hem kapalı havuzda, hem de denizde uzun uzun yüzmeyi se-
viyorum. Haftada iki ya da üç gün spor salonunda aletlerle ça-
lışıyorum.
Alışveriş yapmayı seviyor musunuz? Sizin gibi yo-
ğun çalışanlar için internetten alışveriş yapmak çok
pratik bir çözüm. Peki, siz internetten alışveriş yapı-
yor musunuz?
İnternetten alışverişi, uçak biletleri hariç hemen hemen
hiç yapmıyorum. Ben klasik alışveriş yöntemini seviyorum.
Gitmeyi, görmeyi, dokunmayı, koklamayı, tezgahtarlarla
sohbet edip bir malı almayı tercih ediyorum. Hala CD alış-
verişi yapan ender insanlardanım ve evet, her kadın gibi
alışveriş yapmayı da seviyorum. En çok yalnız alışverişe
çıkmaktan hoşlanıyorum. Alışveriş merkezlerini sevmedim,
sevmeyeceğim. Şahsiyeti olan mağazaları severim. Tasarım
mağazalarını ayrı severim. Bu nedenle Stockholm en sev-
diğim şehirlerden biri. İstanbul’da pazara gitmiyorum ama
İstanbul dışına çıkınca da markete gitmiyorum. Antika ve
ikinci el pazarlarını gezmeye bayılıyorum. Yemek yapmayı
sevdiğim için masa kurmaya da bayılıyorum. Eski gümüş sofra
aksesuarı ve çatal-bıçak satın almaktan hoşlanıyorum.
Mutfakta zaman geçirmeyi ve yemek yapmayı se-
ven biri olarak iddialı olduğunuz bir yemek var mı?
Şu sıralar Çerkez yemeklerini öğreniyorum. Ayrıca an-
neannemden kalan Kazan Türklerine ait bazı tarifleri biraz
değiştirerek uygulamaya çalışıyorum.
Mutfağımda olmazsa olmaz dediğiniz bir araç var mı?
Özel bıçaklarım var. İyi bir aşçı, bıçaklarını başkasına
kullandırmaz.
NG Kütahya Porselen ürünlerini kendi tarzınıza uy-
gun buluyor musunuz? Evinizde kullandığınız Kütah-
ya Porselen ürünleri var mı?
NG Kütahya Porselen’i biliyorum ve ürünlerinin bazıları-
nı çok beğeniyorum. Mesela Türk kahvesi, adabı ile servis
edilmeli. Şimdi moda; her yerde espresso veriliyor. Oysa
ben, bizim kahve sunumumuzu çok beğeniyorum. Lokum
çok severim mesela. NG Kütahya Porselen’in kahve fincan-
larından hoşlanıyorum. Bir de çorbalık koleksiyonum var.
Antika bir çorbalıkla başlamıştım, devam ediyorum. Yine
NG Kütahya Porselen’in bir çorbalığı var.