27
B
akır ve gümüş ustası Vilyan Toparlak’ın zanaat geni ailesinden geliyor. Marangoz bir dede ve
silahçı bir babanın ardından onun da yolu yine “elişi,” ile çizilmiş. O mütevazı bir tavırla şartlara
bağlıyor bu yetenekli geni. “Yaşanan yerde neye ihtiyaç varsa ona yönelinmiş aslında. Babammarangoz-
luk yapıyordu. Köyde silahını tamir edecek kimse olmadığından silah tamirini öğrenmiş. Ordunun yapa-
madığını bile o yapmış. Göç ettiğinde de elinden bu geldiğinden silah tamiri üzerine bir dükkan açmış.”
1972 yılında Mardin Midyat’tan dokuz yaşında bir çocuk olarak geldiği İstanbul’da, ne okuma yazması ne
de Türkçesi varmış. “Okula yazıldık, okuma yazma öğrendik. Ailenin maddi durumu iyi olmadığından eli
ekmek tutan tüm çocuklar çalışmakla mükellef. Dedem bizden önce gelip burada işini kurmuştu. Biz de
çırak olarak bu handa başladık çalışmaya.” Mesleğe adım attığı günden beri gümüşü işliyor Toparlak. Yıl-
lar içinde çok da bir şey değişmemiş aslında teknikte ve malzemede. “Bizim işimiz kuyumculuk gibi değil,
fazla modernize olmuyor; tamamen el işine dayalı, ne yaparsak elde yapıyoruz. Hala çekiç kullanıyoruz,
kakmacılık eski sistemde ilerliyor. Aslında bizim işimizin özü olan kakmacılık ve dövü, eski çağlarda nasılsa
hala öyle yapılıyor. Pres olanda ruh yok çünkü. Bu işi bilerek alan insanlar da bunun farkını biliyor ve el ya-
pımının tadını başka şeyde bulamıyor.” Daha çok tasarımcılarla çalışan Toparlak, yurt dışına, özellikle gü-
müşün kutsal obje olarak kullanıldığı İsrail’e ürün gönderiyor. Yaşadığı en büyük zorluğun mesleğe insan
yetiştirmek olduğunu söylüyor o da. “Eskiden köyden gelen küçük çocuklar alınırdı çırak olarak. Kafası
bomboştu çünkü onların. İstediğiniz gibi işleyebilirsiniz o zaman. Ama şimdi öyle değil artık. Ben yine eski
usül eleman yetiştirdiğim için gerçekten hevesli ve kafasını buna verecek insan bulmakta zorlanıyorum.”
Bir diğer yakındığı nokta da eski alıcıyla yeni alıcının farkı. “Eskiden devamlı gelen müşterilerim vardı; bir
objenin bir yerinde bir şey görseler, ‘Vilyan usta acaba böyle mi olmalı?’ diye sorarlardı. Bu insana iyi ge-
len, motive eden, geliştiren bir şey. Şimdi fiyatını sorarken başka yöne bakan bir alıcı var daha çok. Müşteri
sadece malı alıp giden biri değildi. Eleman yetiştiremediğiniz gibi müşteri de yetiştiremiyorsunuz artık.”
Zanaat geni aileden geliyor
Vilyan Toparlak/ Geleneksel
gümüş ve bakır ustası