lıyorum ki kendine meşgale bulsun diye…
İyi bir eğitimi olan, disiplinli ve kendini ifa-
de edebilen bir çocuk olsun istiyorum.
Ali bey nasıl bir baba?
Ali tam bir “Ali baba.” Beni gerçekten çok
şaşırtıyor. Bizde şöyle bir şey var. Eğer ben
eve geç gideceksem Ali erken gidiyor. Ali
geç gidecekse ben erken gidiyorum. Geçen
gün eve biraz geç gittim. Bir baktım baba-
oğul oturmuş Titanic filmini izliyorlar. Çok
hoşuma gitti. Artık onların da paylaşımları
daha fazla… Ali çocuğuna aşık, çok iyi bir
baba oldu.
Mutlu bir aile olmanın sırrı nedir?
Kimse sonsuz mutlu değil. Ben de değilim,
siz de... Sadece temelde şu var: Niye yarı
yolda bırakıyım, niye pes edeyim. Karşılıklı
fedakarlıklar var. Sorun yapmak, küsmek
veya gitmek çok kolay şeyler. Tam tersi sı-
kıntı olduğunda çözmek, görmemezlikten
gelmek ya da ötelemek gerekir. Çünkü iliş-
kinin temelini neye kurduğunuz çok önem-
li. Seven ve saygı duyan bir çiftiz.
İlk hamileliğinizle ikincisini karşılaş-
tırdığınızda fark var mıydı?
Bedenen bir fark yok. Fakat İdris Ali’ye
hamileyken ruhen kafam çok rahattı. İlk
hamileliğinizde yaşadığınız sürecin far-
kında değilsiniz, hem de o kadar bilinçli de
değilsiniz. Geçen yılki hamileliğimde bebe-
ğimi kaybetmem beni aşırı kaygılı bir insan
yaptı diyebilirim. Sürekli tedirgindim ve
olumsuz düşünüyordum. Doktora gitmek-
ten korkuyordum, gittiğim zaman bana
“Esracığım” dediği zaman “Ne demek Es-
racığım, kötü bir şey mi var?” diye soruyor-
dum. Duaya sığınıyordum, Allah sağlıklı bir
çocuk versin diye… Ama psikolojik olarak
bu durumu kafamdan atamadım. Doğum
korkum hiç yoktu, ikinci hamileliğimde do-
ğum korkusu yaşadım.
Hamileyken spor yaptınız mı?
İdris Ali’ye hamileyken pilates yapmıştım.
Ama ikinci hamileliğimin başları yaz tatili-
ne denk geldiği için bol bol yüzdüm. Arada
yürüyüşler yaptım, zaten dediğim gibi ha-
reketli bir yapım var.
Peki, Ömer bebek planlı mı yoksa
sürpriz bir bebek miydi?
Ben planlı hareket edebilen bir insan deği-
lim. Yaradan da bunun bana mesajını çok
güzel verdi. Geçen yıl plan yapmıştımnasip
olmadı. Mart ayında bir sabah bende garip
değişiklikler olmaya başladı. Ama kondu-
ramıyorum. Eşim Ali’de “Sende bir garip-
lik var sanki gözlerin büyüdü, yoksa sen
hamile misin?” dedi. O, hamile olduğumda
gözlerimin büyüdüğünü düşünüyor. Ben
de “Yok canım nerden çıkardın.” dedim.
Sonra bir baktık ki hamileyim. Tabii ben
şok oldum. Hatta o şoku 1 hafta üstümden
atamadım. Çünkü hiç beklemediğimiz bir
zamandı. Bu sefer o ilk haftalar nasıl ge-
çecek diye kendimi yiyip bitirmemek için
kendimi hiç hamile moduna sokmadım.
Her an her şey olabilir düşüncesiyle aslın-
da kendimi korumaya çalıştım.
İdris Ali’ye bir kardeşi olacağını nasıl
söylediniz?
Ona yaklaşık birbuçuk ay önce bir kardeşi
olacağını söyledik. Onun ağabey olacağını,
kardeşinin ona çok ihtiyacı olacağını, kar-
deşine konuşmayı ve yürümeyi öğreteceği-
ni söyledik. İdris Ali ilginç bir çocuk. Her
gün boyu uzadı mı uzamadı mı diye kontrol
eden, tartıya çıkan bir çocuk. O hiç yemek
yemeyen bir çocuktu. Ben de onu yemek
konusunda motive edebilmek için bir yön-
tem geliştirdim. İşte tavuk yersen kolların
kaslanacak, nohut yersen kilon artacak
şeklinde şeyler söylemeye başladım. Ve
inanır mısınız bu o kadar işe yaradı ki İdris
Ali bugüne kadar yemediği her şeyi yiyen
bir çocuk oldu. İdris Ali çok duygusal ve
hissiyatlı bir çocuk. Ali ve bana o kadar çok
benziyor ki tabii ki kardeşini sevip sarma-
layan bir ağabeyi oldu şimdi. Evde küçük
bir bebek olması hayatını elbette değiştirdi
ama biz anne ve babası olarak onun bunu
güzel atlatabilmesi için çabalayacağız.
Baba buradaki rolünü biliyor. Zaten artık
babayla ayrı vakit geçirebiliyor, benle de
aynı şekilde... Kısacası bizim için ne kadar
kıymetli olduğunu biliyor.
Hamilelik süresi
boyunca nasıl
beslendiniz?
İdris Ali’ye hamileyken pilav, ekmek,
peynir ve makarna yiyordum. Hatırlı-
yorum, ben o zaman 20 kilo almış-
tım. Ama ikinci hamileliğimde daha
çok protein ve sebze ağırlıklı beslen-
dim. Hamileyim şu kadar yemeliyim
diye kendimi zorlamadım. Vücut
zaten alması gerekeni alıyor. İkinci
hamileliğimde canım daha çok et is-
tedi. Hatta hayatımda hiç yemediğim
şeyleri yedim diyebilirim. Her gün üç
öğün yemeğimi yiyordum ve kilom
9-10 arasında gidip geliyordu. Gün-
de bir tane çikolata hakkım vardı.
Onu da aman bitter olsun filan diye
kendimi kasmıyordum. Canım inanıl-
maz derecede Türk kahvesi çekmişti,
ama kendimi tutuyordum. İkinci ha-
mileliğim bu anlamda gerçekten çok
garip geçti diyebilirim.
“Biz Ali ile şöyle
bakıyoruz:
Emanetçi
dükkanının nöbetçileri
gibiyiz. Onlara vermemiz
gereken en önemli duygu
sevgi ve vicdan…”
7(/(9ï=<21
YAŞAM
46
NG
MART-NİSAN 2016