Previous Page  34 / 100 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 34 / 100 Next Page
Page Background

duk, lütfen fotoğraf çektirelim.” diyebiliyor.

Bunlar güzel ve kıymetli şeyler, sahiplenil-

diğinizin göstergesi.

Açık konuşmak gerekirse bu popü-

laritenizin altında canlandırdığınız

“seksi ve cool CEO” Ömer’in de kat-

kısının büyük olduğu düşüncesinde-

yim…

Çok çok büyük hem de! Mesele doğru rolü,

doğru kostümü giymek… İzleyiciyle ilk ta-

nıştığın evrede, onların rahat ve kolay şe-

kilde alabileceği bir karaktere girince evle-

re, işler biraz daha kolaylaşıyor. O yüzden

evet, Ömer çok işimi kolaylaştırdı benim.

Doğru bir araç oldu. Bundan sonra her ne

rolde oynarsam oynayayım, izleyici kabulle-

nebilir; kafalarında bir Barış Arduç imgesi

oluştu artık.

Ömer biraz snob bir adam, sizse çok

daha cana yakın görünüyorsunuz.

Ömer’le benzeştiğiniz

taraflar var mı?

Evet, var aslında. Ben hü-

manistimdir, biraz daha se-

vecen ve sıcakkanlıyımdır

ama bu aradaki enerjiyle

alakalı tamamen. Anlaşa-

bildiğim kişilere karşı bir

tık daha fazla açabiliyorum

kendimi. Bu hisle alakalı,

sen de fark ediyorsundur.

Ama benim çok snob ol-

duğumu düşünen bir sürü

insan da var. Genelde çok

konuşkan biri değilimdir;

yeni bir ortama girdiğimde

konuşmak için hep sıramı

beklerim. Dinlemeyi tercih

ederim.

Elçin Sangu’yla da çok iyi bir ikili ol-

dunuz…

Bence başarının net göstergelerinden biri o

partner uyumu. İzleyici kontrast iki karak-

teri birbirine çok yakıştırdı. Karakterlerin

iyi yazılmış olması ve Elçin’in de o kostümü

en iyi şekilde giymesi güzel etki uyandırdı.

Bir de, bir zaman sonra set evin gibi oluyor.

Bizim setimiz çok eğlenceli. Hiçbir zaman

bağrış çağrış duymazsın, herkes belli bir

ciddiyetle çalışıyor. Yönetmenimiz Metin

Balekoğlu şahane bir adam, işini çok iyi bi-

len bir yönetmen. O da bizim enerjilerimizi

çok iyi yakaladı.

Dizide sizi sık sık üstünüz çıplak gö-

rüyoruz. Spora devam anladığım ka-

darıyla…

Evet, devam. Kendime hep iyi bakıyordum

aslında sadece daha önceki işlerimde bunu

bu kadar çok göstermemiştik izleyiciye.

Şimdilerde evde, kendi terasımda TRX

yapıyorum. Sabah hemen kalkar kalkmaz

yarım saat çalışıp, kahvaltımı yapıp, sete gi-

ama üç-beş sene sonrasında o yönetmen

koltuğuna oturup, hatta kendi yazdığım hi-

kayeleri çekmek istiyorum. Kendi gözümle

o dünyaları yaratmak ve izleyiciye aktar-

mak planlarım arasında.

Yazmak gibi bir yeteneğiniz de var

yani?

Yazdığım iki tane kısa filmim var. Hatta bir

tanesi tamamen bitti, vakit bulamadığım

için çekemiyorum. Yaza bir 15-20 gün vakit

bulursak kendi filmimi çekeceğim. Görüntü

yönetmeninden prodüksiyona, oynayacak

oyunculara kadar hepsi hazır. Onu da ya-

parsam güzel olacak benim için.

Hazır planlardan, hayallerden bah-

setmişken; bunların içinde evlilik de

var mı? Gupse Özay ile aşkınız nasıl

gidiyor?

Ben plan yapmayı çok seven bir adam deği-

lim, çünkü yaptığınız planlar suya düşünce

hayal kırıklığı çok daha büyük oluyor. Çok

mutlu olduğum bir ilişkim var, aşk çok gü-

diyorum.

Festival filmi çekmek istiyorum de-

miştiniz…

Çok acayip istiyorum! Festival filmleri çe-

ken kült yönetmenlerle çalışmayı tarif ede-

meyeceğim kadar çok isterim. Popüler diğer

isimlerin de en az benim kadar istediğini

biliyorum, çünkü böyle filmlerde biraz rüş-

tünü ispat etme şansın oluyor. Görsellikten

ziyade, filmin kendi derdi ön planda oluyor.

Biraz da kendi vizyonunu belirliyor. Kuru

kuru popülerlik peşinde koşmadığını, aslın-

da sanatla ve insanlara bir şeyler anlatmakla

alakalı derdin olduğunu da gösteriyor.

İşin mutfağına geçip, kendi filminizi

çekmeyi de düşünüyor musunuz?

Öyle niyetlerim de var, evet. Oyunculuğu

bir araç olarak kullanmıyorum; yönetmen

olmak için oyunculuk yapıyorum diyemem

Elimden geldiğince,

vaktim yettiğince

sosyal sorumluluk

alanında çalışmalar

yapmaya hazırım. En

son Kansersiz Yaşam

Derneği’nin düzenlediği

Sporcu Melekler Projesi

kapsamında Ozan Güven,

Özge Özpirinçci ve ben

kürek çektik hep beraber.

SİNEMA

YAŞAM

34

NG

OCAK-ŞUBAT 2016