İstanbul üzerine birçok kitap
yazdınız. “İstanbul - Hatıralar Ko-
lonyası”, “İstanbul Seni Unutma-
dım”, “Yaşadığım İstanbul”... Yazar
Selim İleri’nin dünyasında İstanbul
ne ifadeediyor?
Yıllar önce rahmetli Çetin Emeç’ten
Hürriyet gazetesinde İstanbul yazı-
ları yazmak için teklif aldım. Yazılara
İstanbul’un zaman içinde yazarlık yaşa-
mımdaözel bir yeri olacağınınbilincinde
olmaksızın başladım. Ama bu zamanla
bir tür misyon haline geldi. İstanbul’un
benim yazarlık yaşamımda çok önemli
bir yeri var, çünkü doğma büyüme İs-
tanbulluyum. Sonradan fark ettim ki
roman ve öykü türünde yayınladığım
40 kadar kitabındörtte üçünden fazlası
İstanbul’da geçmiş. Ama bunlar bilinçli
şekilde olmuyor. Yazarlık dediğiniz şe-
yin yarısı sezgiyle, duyarlılıkla oluyor.
Sonrasonragördümki benaslındahep
İstanbul’u yazmaya çalışmışım.
İstanbul’u diğer şehirlerden
farklı kılannedir?
İstanbul, 19. yüzyılda beş büyük
dünya başkentinden (Paris, Viyana, Roma, Londra)
biri olarak kabul edilmiş. Ama bu şehirler arasında
Roma’yla aşık atabilecek olan ve hatta Roma’yı da
aşan tarihsel doku yalnızca İstanbul’da var. İstanbul,
Bizansöncesindenbugünekadargelenvehiçbirşeh-
rin tarihi dokusunda rastlanmayan bir yapıya sahip.
Şehrinheryerindenbinyıllar fışkırıyor.Bazenbirhikaye
yazarken veya romandabir cümlekurarkenbirdenbi-
re bin yılın, iki bin yılın, üç bin yılın üstümde bıraktığı
etkiyi hissedebiliyorum. Bunun yanı sıra İstanbul aynı
zamanda ne yazık ki büyük kesintilere uğramış uy-
garlıkların şehri. Büyük değişimler oldu amaOsmanlı
Bizans’ı büsbütün yadsımadı, iki uygarlık arasındabir
süreklilik söz konusu. Ancak Cumhuriyet döneminin
ilk yıllarında, rejim şartlarının getirdiği bir zorunluluk
olarakbelki de, geçmişinbu tarafları bir anlamdagör-
mezden gelindi veya konuşulmaz hale getirildi. Artık
bunoktadadeğiliz. Bugünartık İstanbul şehri üzerine
bütün tarihi konuşabiliyoruz. Gerçi bugün de Bizans
veCumhuriyet’in İstanbul’akattığı değerlerin tamola-
rak konuşulmadığını düşünüyorum.
İstanbul sadece Türk yazarların değil Dos-
toyevski,AgathaChristiegibidünyacaünlüya-
zarlarında romanlarınakonuoldu. DanBrown
da son kitabı “Cehennem”de İstanbul’a geniş
yer ayırdı. Geçmişten günümüze İstanbul’un
hem Türk hem de dünya edebiyatındaki yerini
nasıl görüyorsunuz?
1980’li yıllarda aziz dostum Çelik Gülersoy beni
Soğukçeşme Sokağı’ndaki İstanbul Kitaplığı’na gö-
türmüştü. Edebiyat tutkunu Çelik Bey’in eseri olan
İstanbul kitaplığını ilk kez orada ziyaret etme fırsatı
bulmuştum. Eski bir İstanbul evindeki bu kitaplıkta
100 binin üstünde kitapla karşılaştım. Bunların yal-
nızca bir kısmı Türkçe yazılmıştı, önemli bir kısmı ise
yüzyıllarboyuncaçeşitlidünyadillerinde İstanbul üze-
rine yazılmış olan kitaplardı. Yeryüzündehiçbir kente
nasipolmamış,mucizevi bir şey bu. Kitaplığı sadece
görmekbilebeni büyülemişti. Ve keşkebudilleri öğ-
rensem ya da bütün bu kitaplar Türkçe’ye çevrilse
21