NG Dergi - Sayı 62

49 birisi olarak, tesislerin konumları, binaların yapıları, personelin çok özenle yetiştirilmiş olmaları, yemeklerin akıl almaz derecede kaliteli, çeşitli ve lezzetli olmaları, orman içinde olanların doğaya ve ormana, deniz kıyısında olanların doğaya ve denize gösterdikleri hassasiyetleri, asansörlerindeki kuş cıvıltıları, kendinizi evinizde ailenizin fertleriyle birlikte gibi hissettiriyor olmaları benim için en önemli özellikleri. Hiçbir otel için “daha çok” diyemeyeceğim çünkü benim için “hepsi”. Tüm bu yoğun programınız yanı sıra kitaplarınızla da ses getiriyorsunuz? Yazma serüveniniz nasıl başladı? Kitaplarınızdan bahseder misiniz? 104 ayrı konuda seminerler veriyorum. Korona zamanlarında sayısız seminer verdiğimde, kurumsal şirketlerin en çok istediği konuları kitaplaştırmaya karar verdim. Onlardan ilki en yoğun ilgiyi gören mitolojiydi. Bu yüzden çok anlaşılır, kolay, eğlenceli ve bol kahkahalı ‘Mitoloji Tarihi -Tanrıların Aşk Hayatı’ adlı kitabımı yazdım. Ardından mitolojiden sonra insanoğlunun ilgilendiği konu, felsefe geldi. Günümüze dek, son derece ağır içeriklerle ve ağdalı cümlelerle anlatılmış olan felsefeyi, korkulu rüya olmaktan çıkartıp, hayatımızın vazgeçilmez dostu haline getirmek üzere, yine aynı üsluplarla yazdığım ‘Bana Felsefe Yapma’ isimli felsefe tarihi kitabımı yazdım. Bu arada Saffet Emre Tonguç ile ‘7 Tepe 7 Sır’ isimli, İstanbul’un yedi tepesinde geçen çocuk Serda ve çocuk Saffet’in yaşadığı maceraları içeren yedi ciltlik kitap serisini hayata geçirdik. Şu sıralarda yakında raflara girecek olan Hava Atmalık Bilgiler Ansiklopedisi’ni yazıyorum. Saffet Emre Tonguç ile çocuklara yönelik ‘7 Tepe 7 Sır’ kitap serisini çıkardınız. Çocuklar bu kitap serisinde neler bulacak? Farkındasınızdır teknoloji hayatımıza girdikçe kitap okumak da azaldı, merak da. Oysaki çocuklarımızın geleceğine giden en önemli yollardan biri kitapların sihirli dünyasından geçmekte. Onlara okuma alışkanlığı kazandırmak, okuma sevgisini aşılamak ve okuduğunu anlama becerilerini geliştirmek, sadece bireysel başarılarını artırmakla kalmaz. Aynı zamanda daha bilinçli, sorgulayan ve yaratıcı bireyler olmalarını sağlar. Erken yaşta kazanılan okuma alışkanlığı, çocuklarımızın zihinsel ve duygusal gelişimlerine büyük katkı sağlar. Okuma bilinci gelişmeyen bireyler, hayatları boyunca karşılaşacakları sorunları çözme ve yaratıcı düşünme becerilerinde zorluk yaşayabilir. Merkezi sınavlarda okuduğunu anlama becerisinin yetersiz olması, yalnızca Türkçe derslerinde değil, tüm derslerde başarı oranını düşürmekte. Bu sebeple Serda Büyükkoyuncu ve Saffet Emre Tonguç çocuklarımızı İstanbul’un yedi tepesinde sırlarla dolu gizemli bir yolculuğa çıkarıyor. Çocuk Serda ve çocuk Saffet yedi kitaptan oluşan İstanbul’un Tarihi Yarımadası’nda bulunan yedi tepede yedi ayrı macera yaşıyorlar okuyucu öğrencilerle. Kimi zaman Sultanahmet’in yeraltındaki tünellerinde, kimi zaman Nur-u Osmaniye Camii’nin dehlizlerinde, kimi zaman da Topkapı Sarayı’nın en gizli odalarında gizemlerle, sırlarla, esrarengiz olaylarla, en içinden çıkılmaz konularla karşı karşıya kalıyorlar. Aslında dünyanın üç imparatorluğa başkentlik yapmış, iki kıtayı birbirine bağlayan, Napolyon’un “Dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu.” dediği kadim şehir İstanbul’u öğrenecek, yaşadıkları toprakları tanıyıp sevecekler. Üstelik sadece okumakla kalmayacak, ‘Ailemle Geziyorum’ projesiyle benim eşliğimde kitapların izinden aileleriyle birlikte Şerefiye Sarnıcı’nda başlayıp, Gülhane’ de sona eren maceralarla, sokaklarında saklı ipuçlarıyla, şifreleriyle, haritalarıyla, hazinesiyle Tarihi Yarımada’da unutulmaz bir macera yaşayacaklar.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzI1MDQ=