NG Dergi - Sayı 62

41 TabloZarafetinde AMSTERDAM Melankolik gökyüzünün büyüleyici birer Van Gogh ve Rembrandt tablosuna dönüştürdüğü su kanallarıyla ünlü Amsterdam’ı bir de yılbaşı zamanı görmek gerek. İki yakasını tam binden fazla köprünün birleştirdiği kent, 160’tan fazla su kanalına ev sahipliği yapıyor. Geceleri yüzlerce minik lambayla aydınlatılan Amsterdam köprüleriyse kenti düşler ülkesine dönüştürüyor. Üç ana kanal, kent merkezini saran metro ağıyla birleştirilmese Amsterdam’a gelen gezginler, şehri karmaşık bir labirente benzetebilirdi. Zira sıfır rakımlı kent, sular altında kalma tehlikesinden kanallar ve güçlü setler sayesinde kurtuluyor. Amsterdam, uzunluğu iki bin 400 kilometreye ulaşan setlerin çevrelediği bir iç denizde yer alan ve siz fark etmeseniz de aslında 90 adacıktan oluşan eski bir denizci kenti. Su kıyıları boyunca uzanan rengârenk kanal evlerinin çoğu, 16. yüzyıldan kalma. Kanallarda dizili yüzen evleri, alçak güverteli gezi tekneleriyle sıra sıra daracık tarihi apartmanları, açılıp kapanan köprüleriyle Amsterdam, âdeta oyuncak bir kent gibi. Nieuwe Spiegelstaat Caddesi’nin Herengracht Kanalı’yla buluştuğu ‘altın köşe’ adıyla anılan Golden Bend’de, kentin en güzel eski evlerinden bir bölümü sıralanıyor. Çoğu 17. ve 18. yüzyıllara ait evlerin karakteristik özelliğiyse çifte merdivenleriyle zamanın modasını yansıtan süslü tepe kornişleri. Civardaki gösterişli evlerden biri olan Kattenkabinet’te, tamamı kedilerle ilgili zengin sanatsal objeler koleksiyonu sergileniyor. Sokak sanatçıları Amsterdam’da günlük yaşamın önemli bir parçası. Tek tekerlekli bisikletinde poz veren silindir şapkalı aristokratlar, pandomim sanatçıları, Charlie Chaplinler, dev ayakkabılı palyaçolar, ücret karşılığı şiir okuyan şairler ve daha neler neler, sokaklara neşe kazandırıyor. Dahası, şehrin dört bir yanına kurulan 30’a yakın pazar da yeni yıl hareketliliğine katkı sağlıyor. Hollanda peynirleri, tarçınlı yılbaşı kurabiyeleri, albenili paketleriyle çikolata çeşitleri, baharatlı sıcak içecekler ve daha niceleri ziyaretçilerin ilgisini cezbediyor. Hızını alamayıp daha fazla seçenek arayanlar ise Albert Cuypstraat Caddesi boyunca uzanan, yaklaşık 1,5 km. uzunluğundaki açık hava pazarına da uğrayabilir. Kentte multimedya harikası gece kulüplerindeki çılgın kalabalıklara karışmak yaygın bir tercih olsa da müze ve sanat turu yaparak da yılbaşı atmosferini yaşayabilirsiniz. Kültür mekanlarının baş tacı edildiği şehirde, botanik bahçelerinden eski kiliselere ve sokak aralarındaki galerilere kadar hemen her köşede etkinliğe rastlanıyor. Vondelpark’ın yakınında bulunan müzeler bölgesindeki gösterişli saray binasında hizmet veren Rijksmuseum, gezi duraklarınızdan biri olmaya değer. Hollanda’nın dahi ismi Van Gogh’un adını taşıyan müze ise Rijksmuseum’a sadece beş dakika mesafede. 1973 yılında açılan müzede, Van Gogh’un kısa sanat yaşamı boyunca ürettiği 200 kadar tablo ve 500 çizim ile kişisel eşyalarının yanı sıra; Monet ve Gauguin gibi sanatçıların eserlerine de yer veriliyor. Birbirinden ilginç ziyaret adreslerine ev sahipliği yapan Amsterdam’da aralarında sinema, deniz, futbol, ırkçılık ve Orta Çağ işkenceleri gibi temalarla düzenlenmiş pek çok müze de sizi bekliyor.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzI1MDQ=