NG Dergi - Sayı 56

13 Portresi, Osmanlı Rus Savaşı) müzenin konservasyon laboratuvarında pek çok uzmanın katıldığı ve modern konservasyon tekniklerinin kullanıldığı bir araştırmanın da konusu olmuş. Amaç, Abdülmecid Efendi’nin eserlerinin üretim süreçlerine dair bulgular ve gözle görünenin ötesindeki ayrıntıları keşfetmek, onun eserlerini büyüteç altına almakmış. SSM Koleksiyonu’nda bulunan altı eserden dördü tuval üzerine yağlıboya, ikisi ise kâğıt üzerine pastel çalışma. Projenin ilk aşamasında Abdülmecid Efendi’nin çalışma tekniğinin ve tablolarının kondisyonlarının anlaşılması amacıyla X-ışını görüntüleme tekniği kullanılarak eserlerin filmleri çekilmiş. Bir sonraki adımda ise tablolardaki farklı unsurların kimyasal analizleri gerçekleştirilmiş. Sanatçının kullandığı malzemelerin yapısını, rengini, boya katmanlarını ve dokusunu incelemek üzere eserlerden alınan 25 mikrometrelik boya örnekleri, özelliklerinin korunması amacıyla epoksi içeren kapsüllere gömülmüş. Her bir tablodan dört ile altı farklı bölgeden alınan mikro boya örnekleri, enerji dağılımlı X-ışını spektroskopisi eklentili taramalı elektron mikroskobu (scanning electron microscope with energy-dispersive X-ray spectroscopy, SEM-EDS) tekniğiyle incelenerek içeriğindeki elementler tespit edilmiş. Raman spektroskopisi ile boyaların ‘parmak izi’ grafikleri çıkarılarak, bunların hangi pigmentlerden oluştuğu bulunmuş. Abdülmecid Efendi’nin kâğıt üzerine pastel tekniğiyle yaptığı genç kız portrelerinin kâğıt liflerinden alınan örnekler, Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi (Fourier transform infrared spectroscopy - attenuated total reflectance, FTIR-ATR) ile analiz edilerek organik yapıları karşılaştırılmış. Optik mikroskop altında liflerin renkleri ve fiziksel özellikleri incelenmiş. Araştırmanın sonucunda ise sanatçının kullandığı pigmentlerin türlerinin yanı sıra boya uygulama tekniğinde de gözle görülmeyen ayrıntılar ortaya çıkarılmış ve resme başlamadan önce tuval üzerinde yaptığı çalışmalarla ilgili bilgiler elde edilmiş. Projede aynı zamanda eserlerin kondisyonlarının iyi durumda olduğu tespit edilmiş ve gerekli önleyici konservasyon çalışmaları da yapılmış. Bu araştırma, Abdülmecid Efendi’nin Sakıp Sabancı Müzesi Koleksiyonu’nda bulunan eserlerinin sanat tarihçileri tarafından yeniden değerlendirilmesi için de bir zemin oluşturmuş. Sultan Abdülaziz’in saltanatı sırasında doğan ilk oğlu Abdülmecid Efendi, erken yaşta babasının trajik ölümüne tanık olmuş ve bunu hiç unutmamış. Hayatının yaklaşık 50 yılını şehzâde, dört yılını veliaht, yaklaşık 16 ayını halife, son 20 yılını ise sürgünde geçirmiş. 76 yıllık ömründe mutlakiyet, meşrutiyet ve cumhuriyet olarak üç rejime tanıklık etmiş, iki dünya savaşı yaşamış. Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanıp tarihe karışması sürecine de bizzat şahit olan Osmanlı’nın son veliahdı, son halifesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin seçtiği ilk ve tek halife olmuş. Yaşanan askeri ve siyasi olaylardan en çok etkilenen kişilerden olmasına rağmen, her zaman müşfik bir baba ve dede olan Abdülmecid Efendi’nin en bilinen özellikleri sanatçı ruhu ve bu alanlardaki çalışmaları. Ressam kimliğinin yanında hat sanatıyla da ilgilenen Abdülmecid Efendi, şehzâdeliğinden itibaren aydınları ve sanatçıları desteklemenin yanı sıra onlarla samimi dostluklar kurmuş. SERGI ALANI FOTOĞRAF İZZET KEHRIBAR BİR MEŞRUTİYET PRENSİ

RkJQdWJsaXNoZXIy NzI1MDQ=