NG Dergi - Sayı 54

77 Zihninizi serbest bırakan, yaşadığınız alanı da sadeleştiren bir akıma hayır diyebilir misiniz? Nasıl diyebilirsiniz ki? Bir süredir tüm dünya sade yaşamın ve anda kalmanın peşinde. Zihnini düşüncelerden, stres ve endişeden kurtarmak da günümüz insanının en önemli dertlerinden. “Lagom”, “Hygge” ve “Ikigai”, son zamanlarda hayatımıza giren sözcüklerden birkaçı. Ama hepsi de hayatınızı gerçekten onlara göre yaşamaya başladığınızda vazgeçemeyeceğiniz yaşam biçimleri. Anda kalmayı, kendinize vakit ayırmayı, sevdiklerinizle kaliteli zaman geçirmeyi, sadeliği, sakinliği, bir şeylerin yeterli olduğunu bilmeyi öğrenmek işte bu kültürleri özümsemek anlamına geliyor. LAGOM Tüketim çılgınlığı, eve bile taşıdığımız işler, bitmek bilmeyen mesailer, devamlı alınan ama çoğu da giyilmeyen kıyafetler, dolup taşan buzdolapları, anı yaşamak yerine sosyal medyada paylaşma derdine düşen nefsimiz… İşte İsveç’ten dünyaya yayılan lagom felsefesi tam olarak bu tip davranış biçimlerini sonlandırarak bir mola vermek anlamına geliyor. Eş dostla, komşularla bir araya gelmek, birlikte bir şeyler paylaşmak, telefonları bir kenara bırakmak ve anı yaşamak lagom felsefesine uygun davranışlar. Bozulan bir şeyin yenisini almak yerine tamir etmeye çalışmak, fazla eşyaya bağımlı olmamak, sadeleşmek, her eşyanın bir fonksiyonunun olması ve tabii en önemlisi az çöp çıkarmaya, bizim çöp dediğimiz ama aslında doğaya faydalı olan atıkları yeniden doğaya vermek… Bütün bunlar uymaya başladığınızda kendinizi çok iyi hissetmeye başlayacağınız prensipler. İKİGAİ Japonların ‘var olma sebebi’ olarak tanımlanabilecek ikigai felsefesinde de kişilerin kendilerini motive eden şeyi bulmaları esas. Emeklilik anlamına gelen bir kelimenin bulunmadığı Japonya’da herkesin mutlaka bir hobisi var. İş dışında ilgilendikleri ve rahatlıkla vakit ayırdıkları başka ilgi alanları olması sebebiyle işte mutlular ve emekli olacakları günü iple çekmiyorlar. Küçük şeylerle mutlu olup, etraflarındaki dünya ile bağ kurmaları önemli. Doyana kadar yememek, yemekten sonra kısa yürüyüşler gibi günlük küçük egzersizler yapmak, doğa ile bağ kurmak, şükretmek ve iş dışında mutluluk kaynağı olan bir hobi edinmek ikigai’nin önemli prensipleri. HYGGE Hygge da yine İskandinav ülkelerinden Danimarka’dan bir felsefe. Türkçe’de birebir karşılığı olmayan hygge, sıcaklık, rahatlık anlamına geliyor. Sevdiklerinizle beraber bir şeyler yiyip içerken hissedilen konfor ve mutluluk hali olarak açıklanabilir. İskandinav yarımadasında yaşanan uzun geceler sebebiyle mum, bu felsefenin ana malzemesi. Pofuduk çoraplar, sıcacık battaniyeler, fırından yeni çıkmış mis gibi kokan kurabiyeler, dostlarla paylaşılan sıcak anlar… Tabii biz Akdeniz insanı olarak zaten sıcak iklimde yaşıyoruz ve zaten yeterince sıcakkanlıyız. Yine de hep birlikte sofraya oturmayı unuttuğumuz bu günlerde bu felsefeden de öğreneceğimiz çok şey var diye düşünüyorum. Kendi kültürümüzü ve geleneklerimizi yaşatmak, mutlu, dünyaya faydalı insanlar olmak için biraz bu trend haline gelen ama aslında her biri kadim birer felsefe olan akımlara göz atmakta fayda var. Hepsini hemen yapmak kolay değil ama yavaş yavaş her gün biraz kendine vakit ayırmak, sakin ve dingin olmayı denemek, doğa için faydalı bir şeyler yapmak, iyi ve mutlu olmanın kapılarını kısa sürede açacak. Kütahya Porselen Bone Rosa Koleksiyonu

RkJQdWJsaXNoZXIy NzI1MDQ=