NG Dergi - Sayı 54
43 saygı. Benim kendime öz saygım var ve öz saygımı yitirmeyeceğim bir habercilik yapıyorum. Aynı zamanda çok iyi bir ekibiz. Ekonomist Meliha Okur, piyasalardaki son durumu programımızda değerlendiriyor. Meliha Hanım çok donanımlı ve ondan çok şey öğreniyorum. O, bana kalırsa ekonominin tatlı cadısı. Çok açık sözlü bir kadın ve onunla birbirimizi çok seviyoruz. İyi bir partner olduğumu düşünüyorum. Aynı şekilde programda nefes alma alanı yaratan Hande Kazanova ve Süreyya Üzmez ile de çok iyi dostuz. Bir röportajınızda haberleri sunarken önünüzde bir yazı olmadığını, doğaçlama yaptığınızı dile getirdiniz. Sizin için zor olmuyor mu? Genellikle doğaçlama olarak anlatmayı seviyorum ama bazen de çok rakam varsa okuyorum. Notum oluyor önümde ama muhabirlikten kalma bir alışkanlık sanırım kendim anlatmayı daha çok seviyorum. Programa nasıl hazırlanıyorsunuz? İlk olarak ekibimiz ile hafta başında toplanıyoruz. Yeni ekleyeceğimiz haberler oluyor, araştırma haberlerine karar veriyoruz. Fakat hafta sonuna doğru gündem değişirse konuları yeniden revize etmek zorunda kalıyoruz. Genellikle gündeme göre konuşacağımız konular son anda bile değişebiliyor. Pandemiden önce sahada daha fazla haber yapabiliyorduk. Hem içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar hem de ani değişen gümden dolayısıyla daha gündem odaklı gidiyoruz. Hayatın nabzını tutmak, gündemi takip etmek, gündemi hissetmek… Mesleğinizin size katkıları neler oldu? Bütün hayatım mesleğimin üzerine kurulu. Bu bir yaşam tarzı… Örneğin, dışarıda gezerken bile yanımdaki arkadaşım ‘aa ne güzelmiş’ diyerek bir kahve fincanına baktığında, ‘acaba bu kahve fincanı nasıl yapılıyor? Kaç bin tane üretiliyor?’ diye kendi kafamdan haber yazmaya başlıyorum. Bir arkadaşım yeni girişimini anlattığında ben yine kafamda haber yazıyorum. Yeni ve yoğun bir haftaya dinlenmiş olarak başlayabiliyor musunuz? Bunun için neler yapıyorsunuz, hobileriniz var mı? Evet, dinlenebiliyorum. Mutlaka reformer pilates yapıyorum. Piyona çalıyorum. Sesimin güzel olduğunu söylerler, ben iddialı olmasam da şarkı söylemeyi seviyorum. Bir dönem yağlıboyaya merak saldım. Bunların dışında el sanatlarına çok meraklıyım. Aslında yeni bir güne dinlenmiş ve rahat bir şekilde başlamamın en önemli nedeni, kafamda sanki bir düğme var ve o düğmeyi yayın sonunda kapatabiliyorum. Etrafımda insanlar ne kadar öfkeli olursa olsun olaylar karşısında çok sakin kalabiliyorum. Her tartışmada veya olay anında oldukça soğukkanlı kalabiliyorum. Modayı takip ediyor musunuz? Olmazsa olmalarınız nelerdir? Ben modayı takip eden biri değilim. Takı takmayı çok fazla sevmem ama küçük küpeler kırmızı noktamdır. Çocukluğumdan bu yana ceket ve gömlekleri çok severim. Buna uygun işim olduğu için çok mutluyum. Kalem elbiselerden vazgeçemem ama günlük hayatımda beni asla topuklu ayakkabıyla göremezsiniz, genellikle t-shirt, jean, eşofman, spor ayakkabı giyerim ve asla makyaj yapmam. Merve Yıldırım’ın ileriye dönük en büyük hayali veya hedefleri nelerdir? Mesleğimle ilgili hedeflerim var. Ben kararlı bir kadınım ama çok fazla hırs yapmam. Bir şeye karar verdiysem onu mutlaka yaparım. Medyanın şu anki bulunduğu bu süreçte çok fazla plan yapmıyorum. Sadece yeni nesil medyayla ilgili projelere ağırlık veriyorum. Şu an yapmış olduğum programdan çok tatmin oluyorum ve kurumumda, özgür alanımda çok mutluyum. Güral Ailesi ile çok güzel bir dostluğunuz var. Nasıl başladı bu dostluk, biraz bahsedebilir misiniz? Ben, Güral ailesini çok seviyorum. Özellikle Sema Güral Sürmeli, bu ülkenin en özel kadınlarından birisi. İş dünyasının içinden çok kişiyle röportaj yaptım. Bizim tanışmamış da bir röportaj ile oldu. Bir gün Kütahya’ya geldim ve çok güzel bir çekim yaptık. O gün anladım ki Güral ailesi; Anadolu’nun ve Türkiye’nin kalkınması için geleneğini bozmadan çağı yakalamayı başarabilmiş çok nadide bir aile… Öyle ki babadan almış oldukları çalışkanlığı, terbiyeyi, vizyonu bütün çocuklar devam ettirmiş. Bir sonraki nesilde aile yadigârı, katma değeri yüksek, ekonomiyi ayakta tutan ve istihdam yaratan işini başka bir noktaya getirebilmiş. Bu durum gerçekten çok etkileyici… Ben Güral ailesinin yerinin çok ayrı olduğunu düşünüyorum. Hem eğitimli hem de geleneklerine sahip çıkan bir aile… “Benden Söylemesi” programının çok iyi bir kitlesi var ve herkese hitap ediyor. İnsanlar için hem nefes alma alanı hem de seslerini duyurabilme. Tabii en önemlisi de izleyiciler ile aramızdaki güven ve saygı. Benim kendime öz saygım var ve öz saygımı yitirmeyeceğim bir habercilik yapıyorum.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NzI1MDQ=