NG Dergi - Sayı 51

OCAK-ŞUBAT-MART 2020 / 65 dedim. O da “Tabii ki kızım,” dedi. Bana maddi yardım etmediler, kendi ayaklarım üzerinde durmam açısından. Manevi olarak ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Tekstil ve kumaşlarla buluşmam böyle oldu. Bir markanız oluştu mu? Ürünlerinizin satışını nerede gerçekleştiriyorsunuz? Markam ‘Miraluna Design’ 2017’de kuruldu. @miraluna.design adresinden baskılı t-shirt modelleriyle Instagram’da satışa başladık. Aile dostumuz İsmail Kutlu’nun sahibi olduğu Gizia’ların, Türk tasarımcıların kreasyonlarına yer veren markası Gizia Gate Nişantaşı’nda da satıldı. Daha sonra çok talep gördüğü için Gizia Gate Emaar Square’de de satışı yapılmaya başlandı. En genç tasarımcı olarak orada yer alıyorum. T-shirt işi bayağı tutunca ben de kış için taşlı kapüşonlulara geçtim. Aslında benim ürünlerim halkın istediklerinden oluşuyor. İnsanlar neyi giyiyor, ne yapıyor, nasıl kombinliyor diye gözlemliyorum. Yaza ayrı, kışa ayrı koleksiyon hazırlıyorum. Taşlar, baskı… Şimdi Gizia Gate için yeni koleksiyona pembe ve mavi yaptım. Çizimlerinizi nasıl yapıyorsunuz? Bilgisayarda çiziyorum ama elle çizdiğim zamanlar da oluyor. Çünkü çok detaylı olduğunda bilgisayar yetmiyor. Bu konuda eğitim almayı düşünüyor musunuz? Bunu hobi olarak yapmayı düşünüyorum. Ama yaratıcılığın bir sınırı olduğunu düşünmüyorum. O yüzden her anlamda, her şeyi yapabilirim sanırım. Çünkü bizim okul meslek seçimleri konusunda bayağı destek oluyor. Bize uluslararası test yaptılar. Bana hukuk, uluslararası ilişkiler, tıp çıktı ama hukuk ve uluslararası ilişkiler daha ağır bastı. Bu neden ile uluslararası ilişkiler okumayı düşünüyorum. Yabancı dillere de ilginiz var sanırım? Evet. İlk ortaokulda iken MEF’de İspanyolca ile başladım. Bunu çok beğendim. Bilfen’e geçince İspanyolca olmadığı için özel ders alarak eğitimime devam ettim. Yaklaşık sekiz yıldır İspanyolca eğitimi aldığımdan artık ana dilim gibi oldu. 1,5 yaşımdan beri İngilizce eğitimi alıyorum. Şimdi lisede Almanca eğitimi de alıyorum. Benim dillere yatkınlığım var. Birçok dili konuşabilirim. Çince eğitimi alsam öğrenirim diye düşünüyorum, kendimde o ışığı görüyorum. MUN Model Birleşmiş Milletler gibi farklı organizasyonlarda da yer alıyorsunuz değil mi? MUN, Model Birleşmiş Milletler yeni çıkmış bir şey. Türkiye’de ve neredeyse her ülkede yapılıyor liseler arası. Lise öğrencileri birleşiyor ve siyaset tartışıyor. Herkese bir ülke düşüyor. Bana İsrail, İngiltere, Afganistan çıktı, bunları temsil etmemizi söylediler kendi vatandaşıymışız gibi. O yüzden hem özgüvenim açısından hem de bilgi donanımı anlamında uluslararası ilişkiler okumak istediğim için bu konferans bana çok şey kattı uluslararası ilişkiler okumak istediğim için. Şimdi biz de kendi okulumuzda ilk defa düzenleyeceğiz, daha önce 30 kişilik grup ile denenmiş ama hiçbir şekilde izin alamamışlar. Bu sene sadece iki kişi, ben ve bir arkadaşım bunu okulumuzda düzenleyeceğiz. Konferansın genel kurul başkanıyım, o yüzden çok heyecan verici. Bir de dünya genelinde bir turnuva var WSC World Scholar’s Cup adlı, kültürel bilginizi ölçüyor. Münazarası var, takım ve bireysel çalışmaları var. İlk önce Türkiye’de yapılıyor. Eğer geçerseniz dünya genelinde katılıyorsunuz. Ben dört madalya aldım ‘En İyi Munazaracı’ adı altında ve Türkiye’deki elemeleri geçtim. Dünya turnuvasına katılacak iken, bizim okuldan dolayı pek izin çıkmadı, akademik olduğundan böyle etkinliklere pek dâhil olamıyoruz şahsen. İleriye dönük hedefleriniz neler? NASA’ya iki kere gittim. İlkinde Mars anlamında çalışmalar yaptık. Mars’ta yaşamı inceledik. Bir de robotik, elektrik, elektronik çalışmalar yapmıştık. Okulumuz götürdü. Bu sene de World Science Festival vardı, New York’ta sayılı kişilerin gittiği. O yüzden çok mutluyum oraya gittiğim için. Çok gurur verici bir şey. Aynı zamanda Harvard University, Columbia University MIT, New York University gezme fırsatı buldum. Şahsen beni çok etkilediler. Bana da üniversiteler için motivasyon oldu.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzI1MDQ=