NG Dergi - Sayı 50

48 / EKİM-KASIM-ARALIK 2019 Göbeklitepe’deki kazılarda elde edilen bulgularla, dünyanın bilinen en eski tapınma merkezlerinden birinin bu bölgede bulunduğunu ortaya çıkarılmıştı. Ancak son kazı çalışmalarıyla tapınma merkezinin dünyanın en büyük tapınma merkezi olduğunu tespit edildi. Ayrıca dikili taşların üzerindeki resimler ve kabartmalar, o dönemde yaşamış olan insanların sanatı yorumlama biçimi hakkında bizlere fikir veriyor. Elbette Göbeklitepe tarih sahnesinde yalnız değil. Tıpkı yakın komşusu Nevali Çori gibi… Burası da Erken Dönem Neolitik Çağ’da önemli yerleşim yerlerinden biri olmuş. Bölgede araştırma ve kazı çalışması yapan arkeologların anlattıklarına bakılırsa Nevali Çori’den sonra Göbeklitepe gibi bir yerin bulunması beklenmiyormuş. Önce Nevali Çori’de birkaç heykel ve kabartma bulunmuş. En kısa tanımla Göbeklitepe, günümüzden 11 bin 600 yıl öncesine tarihlenen, avcı toplayıcı insanların yarattığı bir kült merkezi. Göbeklitepe, arkeolojik araştırma tarihinde Neolitik Dönem için düşünülen modelleri, teorileri alt üst eden verileri günümüze ulaştırmakta. BÜYÜK BİR BULUŞMA MERKEZİ Göbeklitepe, üretime geçiş aşamasına yakın olan son avcı grupların anıtsal mimarilerini ve gelişkin sembolik dünyalarını, bu dönem için beklenmedik bir düzeye ulaşmış zengin bir kültürü bize iletiyor. Göbeklitepe, çapı 30 metreye ulaşan oval planlı, sayısı 20’yi bulan yapılardan oluşuyor. Bunlardan altı tanesi kazı sırasında ortaya çıkarılmış. Diğerleri jeo-manyetik ve geo-radar yöntemleriyle yapılan ölçümler sonucunda belirlenmiş. Bu ölçümlerle elde edilen sonuçlar, Göbeklitepe’nin büyük bir buluşma merkezi olduğu, günlük yaşama yönelik mekânlarla değil; törensel amaçlı inşa edilmiş, anıtsal yapılarla kaplı olduğu görüşünü desteklemiş. Yuvarlak planlı söz konusu yapıların merkezinde iki tane serbest duran ve boyu beş metreyi bulabilen kireçtaşından şekillendirilmiş T biçimli dikili taşlar bulunmakta. Aynı formda, ama daha küçük boyutlu dikili taşlar ise yapı duvarlarının iç çeperlerine, merkez iki dikili taşa yönlendirilmiş olarak yerleştirilmiş. Dikili taşların üzerlerinde kabartma tekniğinde yapılan hayvan motifleri ve çeşitli soyut semboller, bir tür haberleşme sisteminin kalıntılarını, dönemin sembolik dünyasını, hafızasını, mesajlarını bugüne ulaştıran bulgulardan. Göbeklitepe’nin anıtsal yapıları, onu inşa eden Neolitik Dönem insanları tarafından bilinçli olarak doldurulmuş, bir nevi gömülmüş. Bu dönemde hayat tarzlarını da değiştirmeye başlayan son avcılar, eski kimliklerini, avcı toplayıcı yaşamlarında onlar için önemli olan inanışlarını, sembol dünyalarını tahrip etmeden kapatarak terk etmişler. Bu nedenle buluntular tahrip edilmeden günümüze kadar ulaşabilmişler. Göbeklitepe Açık Hava Müzesi ve ören yerine giriş ücreti kişi başı, 36 TL. Hediyelik eşya bölümünün bulunduğu alandaki sinevizyon gösterisine de bilet aldığınızda bu rakam, 42 TL’ye yükseliyor. Doğrusunu isterseniz insanlığın binlerce yıl önceki serüvenini gözler önüne seren bu özel gösteri için bu ücreti ödemeye değer. camileriyle çevrili alanda bulunan Halil-ür Rahman Gölü (Balıklı Göl) ilk bakışta revaklı bir havuzu andırıyor. İslam inancında kutsal kabul edilen gölün ilginç bir oluşum hikâyesi var: Hz. İbrahim, zalim Hükümdar Nemrut’a isyan etmiş. Nemrut onu ateşe atınca, İbrahim Peygamber’e inanan Nemrut’un kızı Zeliha da peşinden atlamış. Ancak Allah’ın emri ile ateşler suya, odunlar ise balığa dönüşmüş. Hz. İbrahim’in atıldığı yerde Halil-ür Rahman, Zeliha’nın düştüğü noktada ise Zeliha Gölü oluşmuş. Göbeklitepe turunuzu zenginleştirebileceğiniz bir diğer önemli adres ise Harran. Urfa’nın güneydoğusundaki Harran, kendi adıyla anılan ovanın merkezinde kurulmuş. Kubbeli evleri, tarihî kalesi, ilk İslam üniversitesinin kalıntıları ve kutsal ziyaret yerleri ile Harran, Anadolu’nun Mezopotamya’ya açılan kapısı. Tarihte önemli bir astronomi merkezi olan bölge, beş bin yıllık tarihin izlerini taşıyor. Yörede ilk göze çarpan yapılardan biri olan gözetleme kulesi, tarihî üniversitenin kalıntılarına işaret ediyor. NASIL GİDİLİR? Göbeklitepe’ye ulaşmanın en pratik yolu, Şanlıurfa GAP Havalimanı’na uçmak. Türk Hava Yolları, İstanbul ile Şanlıurfa arasında haftanın her günü karşılıklı seferler düzenliyor. Şanlıurfa Havalimanı’ndan araç kiralayıp rahat bir yolculukla Göbeklitepe’ye ulaşabilir ya da önce havalimanı servisleriyle şehir merkezine ulaşıp, taksi ile kolayca ören yerine geçebilirsiniz. YAŞAM/ GEZİ

RkJQdWJsaXNoZXIy NzI1MDQ=