NG Dergi - Sayı 50

46 / EKİM-KASIM-ARALIK 2019 Köksal Schmidt, Göbeklitepe’de ortaya çıkarılan hayvan figürlerinden esinlenerek çeşitli resimler üretiyor. Hatta ben de Çiğdem Hanım’ın derinlikli sanatçı ruhundan süzülen bir turna figürlü ahşap boyama eseri mağazadan almadan edemiyorum. Estetik görünüşleri ile tarih boyunca baş tacı edilen turnalar, saflığın, bereketin ve mutluluğun müjdeleyicisi olarak sayıldığı gibi; sadakatin, özgürlüğün ve onurun simgesi olarak görülmüş. Tek eşli olarak bilinen bu zarif kuşlar, eşini kaybettiğinde bir daha çift arayışına girmemesiyle de tanınıyor. T BİÇİMLİ DİKİLİTAŞLAR T biçiminde steller ile çevrilmiş Göbeklitepe tapınaklarının merkezinde iki dikili taş karşılıklı olarak yer alıyor. Göbeklitepe Kazı Ekibi Eski Başkanı Prof. Schmidt ve arkadaşları, boyları üç ile altı metre, ağırlıkları ise 40 ile 60 ton arasında değişen T biçimindeki bu dikili taşların, bir tür ilkel insan tasvirleri olduğunu düşünüyor. Bunun en önemli nedeni ise T biçimindeki dikili taşların kenarlarında kol ve el tasvirlerinin yer alması. Dikili taşların üzerinde işlenmiş hayvan tasvirleri ve soyut sembollerin varlığı ise bir başka dikkat çekici husus. Boğa, yaban domuzu, tilki, turna, kelaynak ve yaban ördekleri, en sık görülen hayvan tasvirleri arasında yer alıyor. Taşların üzerine işlenen bu hayvan tasvirlerinin yanı sıra, üç boyutlu kabartma şeklinde yapılmış başka figürlerle de karşılaşılmış. Göbeklitepe’de şimdiye kadar altı tapınak alanı ortaya çıkarılmış. Bölgede 20 kadar tapınak olduğu düşünülüyor. Göbeklitepe’yi “eşsiz bir değer” olarak nitelendiren Arkeolog ve Yazar Nezih Başgelen ise bu görkemli insanlık mirası ile ilgili şu sözleri dile getiriyor: “Göbeklitepe’deki eserlerin nitelik ve nicelikleri gözlemlendiğinde rastlantısal değiller. Düzenli bir tekrarlama şeklinde saptanabilen büyük boyutluluk ve sayısal yoğunluk, arka planda olması gereken çok gelişken sosyal düzeni, organizasyon ve koordinasyon kabiliyetlerinin ipuçlarını bize vermektedir.” Başgelen’e teşekkür ediyor ve Göbeklitepe’deki heyecan yüklü gezime devam ediyorum. GÖBEKLİTEPE NE SÖYLÜYOR? Göbeklitepe ile ilgili önemli bulgulardan biri de insanların göçebelikten yerleşik hayata geçerken kentlerden önce tapınakları inşa ettiğini kanıtlaması. Kuşkusuz bu, tarihle ilgili bildiklerimizi değiştiren bir gerçek. Göbeklitepe’de bulunan tapınma amaçlı törensel alanlara ait mimari kalıntılar ve üzerinde kabartmalı yabani hayvan ve bitki figürlerinin bulunduğu dikili taşlar, tek kelimeyle göz kamaştırıyor. Her şeyden önce NEREDE KALINIR? Şanlıurfa Hilton Garden Inn Otel Hilton güvencesi ve konforunda hizmet veren beş yıldızlı otelin göbek çeşmeli iç avlusu, Göbeklitepe ve çevresini keşfederken üzerinize çöken tüm yorgunlukları almaya yetiyor. www. hilton.com.tr NE ALINIR? Şehre özgü yöresel ürünlerle karşılaşmak için en iyi adres, Tarihî Urfa Çarşısı. Kemerli koridorları, daracık sokakları ve binlerce esnafıyla bir renkler ve sesler mekânı olan çarşı, Anadolu’nun en eski alışveriş adreslerinden. Sekiz kapalı çarşının iç içe geçmesiyle oluşan çarşıda yok yok: Kumaş, halı, kilim, keçe, baharat, çay, mücevher, tespih, köstekli saat ve daha neler neler... Çarşının mihenk taşı olan Gümrük Han ise avlusu ve açık hava kahvesiyle gün boyu canlı. HAZIR GELMİŞKEN… Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’ni mutlaka ziyaret edin, derim. Çünkü Göbeklitepe kazılarından çıkan sanat eserleri ve heykelcikler burada sergileniyor. Tapınak yapılarındaki leopar rölyefi, yaban domuzları, leylek, tilki, ceylan, akrep, yılan ve kafası olmayan insan kabartması, dönemin inancıyla ilgili çok önemli bulguları, meraklı gözlere ulaştırıyor. Göbeklitepe’nin etkileyici bir replikası da ayrı bir bölümde ziyaretçilerini bekliyor. Ayrıca birkaç dakikalık yürüyüş mesafesindeki Haleplibahçe Mozaik Müzesi, her biri birbirinden etkileyici antik mozaik koleksiyonu ile göz dolduruyor. KAÇIRMAYIN! Dillere destan Urfa kebabının, isotlu çiğ köftenin ve yöreye özgü bir tür kahve olan mırranın tadına baktıysanız, sıra gecesine hazırsınız demektir. Yöre kültürünü ve müziğini tanıtmak için yapılan sıra geceleri, Urfa misafirperverliğinin de doruk noktası. Yer sofralarının çevresine oturulup müziklerin icra edildiği, yemek eşliğinde uzun sohbetlerin yapıldığı bu geleneksel eğlenceler, Urfa seyahatinizi unutulmaz kılacak. CİVARDA NERELER GEZİLİR? “Peygamberler şehri” olarak anılan Şanlıurfa, kutsal mekânları, otantik çarşıları, bereketli sofraları ve tarihteki ilkleriyle Göbeklitepe’nin yanı başında gerçek bir müze kent. Şanlıurfa’da “mutlaka görün” diyebileceğim ilk adres, Balıklıgöl. Urfa’nın tarihî GÖBEKLİTEPE REHBERİ YAŞAM/ GEZİ

RkJQdWJsaXNoZXIy NzI1MDQ=