37
Ş
imdilerde ‘AramızdaKalsın’ adlı dizidekiCivankarak-
teriyle kalplerimizde taht kuran Caner Cindoruk ile
oyunculuktan vehayatabakışaçısındankonuştuk.
Oyunculuk kariyerinizi nasıl tanımlarsınız? Her şey
olması gerektiği gibimi ilerledi?
İlk kez Seyhan Belediyesi tiyatro topluluğu ile sahneye çık-
tım. O zamanlar 17 yaşındaydım ve bu serüven 10 yıl sürdü.
Odönembana, televizyon ya da sinema sektörüne gireceğimi
söyleseler, inanmazdım.Oyunculuğunnabzı İstanbul’daatıyor-
du ve bende soluğu burada aldım. Oturup kariyer planlaması
yapmamıştım, sadece inandığım doğruların peşinde koşuyor-
dum.Zamanla, her şeyzamanlabirpuzzle’ınparçası gibi yerine
oturdu. Kariyerim içinbaşlangıç ipini göğüslemişoldum. Hedef
daima daha iyiye ve ileriye…Maraton hep devam edecek. Bu
böylebirmeslek işte.
Bu sektördeoyuncuolmaktanmemnunmusunuz?
Dizi-filmsektöründebellibirpopülariteyeulaşmışolmamsine-
mave tiyatro içinde işeyaradı.Sektör,hergeçengünsorunlarıyla
beraber büyümeyedevam ediyor ve tabanı zayıf olduğu için çık-
mazları var.Benbudurumasadeceoyuncuolarakbakmıyorum.
Bu sektörün bir parçası olarak, çalışma koşullarının iyileştirilmesi
gerektiğini düşünüyorum. Emekler büyükamahaklar küçük.
Oyunculukadınaher türlü yaşam şartına katlanabilir
misiniz?
Oyunculukbenimmesleğim vebaşkabirmeslek yapamam
diye düşünüyorum. Yükümlülükleri ‘insani’ olduğu sürece tabii
ki katlanırım. Hermesleğinbir zorluğu var.
Bugüne kadar sizi en çok zorlayan proje hangisi
oldu?
Bahman Ghobadi’nin ‘Gergedan Mevsimi’ adlı filmi, pro-
düksiyonolarakbeni ençok zorlayanprojeoldu. Kar yağarken
havuza girmem gerekiyordu. Su ısıtılamadı, gereken önlemler
alınmadı ve ben sekiz defa suya girdim. Çekim tamamlanmak
zorundaydı elbette ve her seferinde fönle ısınıp titrememin
geçmesini bekledim. Bu durum saatlerce sürdü. Daha sonra
hastaneye gittim, tedavi olduktan sonra yenidenAdana’yadö-
nüpgörevimekaldığımyerdendevamettim. İnanınzordu. Ama
mesleğimi bırakmayı hiçdüşünmedim.
Halen rol aldığınız ‘Aramızda Kalsın’ adlı dizi sizce
gerçek Türk ailesini yansıtıyormu, yoksa bu özlemi du-
yulanbir aile yapısımı?
İdeal bir aile profili yaratmaya çalışmak, bu kavramı bir ka-
lıba sokar. Özgünlüğü genel tanımlamalarla tek tipleştirmemek
lazım. Bu ailenin karakterleriyle sokakta sık sık karşılaşıyorum.
‘Bu Bahattin, bu da Hüsne,’ dediğim çok oluyor. Sıcaklık ve
yaşanmışlık duygusu, projeye daha da çok bağlanmamı sağlı-
yor. Hayatta her daim özlemi duyulan ve aileyi bir arada tutan
duygu, sevgidir bence.
Sizinaile yapınıznasıldır?
Kalabalık bir ailenin çocuğuyum. Zaman zaman zorluklarını
yaşamışızdır hepimiz. Dünden bugüne bağlılık duygumuz hiç
değişmedi, birbirimizede sırtımızı hiçdönmedik.
Türkiye’nin sizce sosyal mesaj içerikli yapımlara ih-
tiyacı var mı?Objektif bir eleştiri istesek, Türkmedyası
hakkındaneler söylerdiniz?
Tabii ki var!Amaneyazıkki reytingolgusubugerekliliğeen-
gel oluyor. Dolayısıyla sosyal içerikli yapımlarınbarınması zorla-
şıyor. Medyanın bu algıyı değiştirebilecek ya da düzenleyebile-
cek güce sahipolduğunudüşünüyorum. Amaönce yöneticiler
bunu istemeli. Ayrıca, unutulmaması ve uygulanmaması gere-
kenbir başka çıkmaz var: Sansür!
Mesleğinizi değiştirseydinizbuneolurdu?
İyi bir yazar ya damüzisyen olarak ‘ben buradayım!’ diye-
bilirdim.
Beğenilmekten memnun musunuz? Size sıkıntı ya-
rattığı durumlar oluyormu?
“İnsanın kötüyü
fark etmesi önemlidir”
CanerCindoruk, samimiyet ve sıcaklığı ekranlardan evimize taşıyanbaşarılı bir oyuncu.
Mesleği onun içinbiçilmiş kaftanolsa gerek.Aksi takdirde gönüllerde bukadar yer
edemezdi…
Yazı Ezgi Uzun, Fotoğraflar Şahin Tuhan, Saç veMakyaj AtalayDoğan/Güler Tapan,MekanUK