30
PORTRE
ERKAN GÜRAL
olması lazım. Şirketinizin çok iyi finans yapısı olabilir, her şey
çok iyidir ama ekibiniz yoksa olmaz! Her şey firma adına mü-
kemmeldir ama siz yeniliklere açık değilsinizdir. Bu da olmaz!
Şirket yürür ama eğer şirketinizin büyümesini istiyorsanız, ol-
mazsa olmaz kadrolarınız çok iyi olacak ve siz de bu kadrolarla
çok iyi uyum sağlayabileceksiniz. Gençlere şans vereceksiniz.
Gençlerden gelen yeni fikirlere ‘’İcat çıkartma’’ diyerek onları
susturmayacaksınız ki o genç beyinlerin yenidünyaya bakış açı-
larından faydalanabilesiniz.
Risk almayı seviyor musunuz?
Risk almadan büyüyemez ve ilerleyemezsiniz. Risk ticaretin
ve hayatın bir parçasıdır. Ben de elbette risk alıyorum! Risksiz
büyüme diye bir şey söz konusu olamaz. Gücünüzü aşmaya-
cak ve kendinizi riske etmeyecek ölçüde riske girmelisiniz.
Ralli hobiniz nasıl başladı?
Otomobil meraklısı bir çocuktum. 18 yaşıma geldiğimde
ehliyetimi aldım. Ralli dünyası ile ilk kez o yaşlarda tanıştım.
Ailemin bilgisi olmadan yarışlara katılmaya başladım. Bir gün
yarışlardaki resimlerimi annemin bulmasıyla, gizli saklı yaptığım
bu iş gün ışığına çıkmış oldu. Ailemin sonraki yarışlara karşı
çıkacağını düşünüyordum. Fakat son derece olgun bir şekil-
de “Madem bu işi yapıyorsun, gizli saklı yapma; biz de sana
destek verelim ve olması gereken tedbirlerin alındığı kurallara
uygun araba ile yap,” dediler ve böylece ilk yarış arabama sa-
hip oldum. Ancak bu sporu askere giderken bırakacağıma dair
bir sözüm vardı. Nitekim askere giderken yarış aracımı sattım.
Bundan iki sene önce bir arkadaşım yıllar sonra vesile oldu ve
ben hobi olarak yeniden ralli sporuna tekrar başladım. Çok da
keyif alarak halen yarışlara katılıyorum.
Çocuklarınızla aranız nasıl? Onlar aile şirketinde ça-
lışmak istemezlerse kendinizi nasıl hissedersiniz?
İki oğlum ve bir kızım var. Büyük oğlum 10, küçük oğlum
yedi, kızım ise henüz bir yaşında. Katılabilecekleri iş gezilerine
oğullarımı davet ediyorum. Ön teker nereye, arka teker ora-
ya! Ben nasıl babamın peşinde gittiysem, çocuklarım da beni
takip ediyorlar. Şu an itibariyle seramikçi olacaklarına dair ka-
falarında oluşmuş bir şekil var. İlerideki yıllarda bu değişir mi,
değişmez mi bilmiyorum ama şu an her iki oğlum da sanki
bu işi yapacak gibi görünüyorlar. Düşünceleri değişirse, hiç-
bir şekilde karışmam ve müdahale etmem, çünkü insan arzu
ettiği ve sevdiği işlerde başarılı oluyor. Hiç kimseye hiçbir işi
zorla yaptıramazsınız.
Ben de bir baba olarak elbette çocuklarımın mutsuz ve ba-
şarısız olacakları bir işte zaruri olarak çalışmalarını ve çalıştırmayı
arzu etmiyorum. Çünkü az önce demiştim ya, ön teker nereye,
arka teker oraya.’’ Ben de babamdan böyle gördüm.’’
“İş dünyasında gençler
ezberlerimizi bozuyorlar. O kadar
yenilikçi fikirleri var ki, bazen ‘Hadi
canım, nasıl olur?’ diyorsunuz ama
iş planlandığında son derece kolay
uygulanabilir çözümler bulduklarını
görüyorsunuz. İş dünyasındaki sayıları
her geçen gün hızla artan kadın
çalışanlar ise bulundukları ortama
kalite getiriyor ve verimlilik kriterlerini
erkeklere oranla yükseltiyorlar.”
